Girdi maliyetlerinin artması, vergiler gibi bir çok sorunla boğuşan çiftçiler salgının ardından önünü görmekte zorlanıyor. Geleceğe endişeyle bakan çiftçiler hükümetten destek bekliyor

Talepleri karşılanmayan çiftçiler geleceklerinden endişeli

BİRGÜN/İZMİR

Her geçen gün gübre, mazot, elektrik, vergi maliyetleri artan çiftçiler, koronavirüs salgınının yarattığı problemlerle birlikte daha zor durumda. Salgından önce de girdi maliyetlerine yetişemediklerini belirten çiftçiler, salgınla birlikte önünü göremediklerini belirtti.

Salgın günlerinde tarımın öneminin herkes tarafından anlaşılmasını gerektiğini belirten Ege Bölgesi Ziraat Odaları başkanları hükümetten destek bekliyor.

İŞÇİ BULMAKTA ZORLANIYORUZ

Dünyanın en kaliteli tütünleri arasında yer alan Ege tütünü, son yıllarda iklim şartları ve yeterli teşvik olmamasından dolayı zor günler geçiriyor. Tüm bunların üzerine bu yıl koronavirüs salgının eklenmesiyle beraber, üreticiler mevsimlik işçi bulma konusunda sıkıntı yaşıyor.

Mayıs ayıyla beraber Uşak’ın Eşme ilçesinde tütün ekiminin başlayacağını söyleyen Eşme Ziraat Odası Başkanı Oktay Çetin, “Bizim ve üreticilerin en büyük problemi şu anda girdi maliyetlerinin artması. Maliyetler arttıkça üretici her geçen gün daha da olumsuz bir şekilde etkileniyor. Bu dönemde maalesef fırsatçılık yapanlar var. Gübrede mesela son 2 ay yaklaşık yüzde 35 artış söz konusu. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların yemlerinde bir fiyat artışı var. Salgının bir önceki yıla göre Eşme’deki ve çevre kasabalardaki üreticileri olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz. Mısır ve kornişon turşu, biber üretimi de bu yıl yoğun şekilde olması bekleniyor “ diye konuştu.

BETONUN YENMEYECEĞİNİ ANLADILAR

Tarımın öneminin bu süreçte ancak anlaşılabildiğini belirten Çetin, “Üreticiler özellikle işçi bulma konusunda sıkıntılar yaşıyorlar. Daha önceki yıllarda gelen mevsimlik işçiler Uşak Valiliği’nin izniyle yine gelecek. Ama yine de vurgulamak istiyorum işçi yönünden sıkıntı var. Geçtiğimiz yıl aileler çoluk çocuk hep beraber geliyorlardı o yüzdende bir belirsizlik hakim. Ancak şunu söyleyebilirim ki mevsimlik işçiler gelmezse üretimde ciddi anlamda sıkıntı olur. İşçilerin yevmiyeleri de bu süreçte artmış durumda yani üretici şu anda sıkıntı yaşıyor. Ülke olarak gıdanın ve tarımın önemi ancak böyle bir süreçte anlayabildik. Betonun yenmeyeceğini, petrolün içilmeyeceğini bu insanlar artık anlıyor” dedi.

ZEYTİNDE GİRDİ MALİYETİ ARTTI

Türkiye, 60 milyonun üzerindeki ağaç varlığı ile önemli bir zeytin ülkesi. Bu varlığın büyük bölümü de Ege Bölgesi’nde yer alıyor. Akhisar’da zeytin üretimin normal seyrinde devam ettiğini söyleyen Akhisar Ziraat Odası Başkanı Ahmet Akbuğa, “Akhisar’da toplam tarım arazisinin yaklaşık yüzde 60’ı zeytin ürünü. Zeytin üretiminde de aynı şekilde zirai mücadele olsun, gübreleme olsun, budama veya dal kesimi olsun normal şartlarda devam ediyor. Sadece geçtiğimiz hafta sokağa çıkma yasağıyla ilgili bir problem yaşadık üreticilerle beraber ancak bu hafta tarım işçilerinin yasaktan muaf tutulacağını öğrendik. Hava şartları ve ihtiyaca göre mevsimlik işçilerde yavaş yavaş gelmeye başladı. Gelen işçiler denetimli bir şekilde ilçeye alınıyor. Zeytin rekoltesi Mayıs ayında belli olacak ancak şu ana kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadık sadece bazı ürünlerin girdi maliyetleri arttı tek olumsuz nokta o” diye konuştu.

BU DÖNEMDE KAZANCIMIZ YOK

Manisa’nın Alaşehir ve Sarıgöl ilçelerinde çiftçiler, girdi maliyetlerinin yüksek olması ve yeterli teşvik olmamasından dolayı zor günler geçiriyor. Manisa’da üzüm hasatı Ağustos ayında başlayacak ve Kasım ayına kadar sürecek. Üreticiler bu dönemde bağ temizleme ve ilaçlama yapıyor.

Bölgedeki tarımın geleceğinin belirsiz olması üreticiyi korkuttuğunu belirten Sarıgöl Ziraat Odası Başkan Yardımcısı Sinan Gençeli, “Ben şu an üzüm bağlarıma yatırım yapıyorum fakat önümü göremiyorum. Dünyada bir virüs var. İlerde ne olacak bilmiyoruz. Şu an bağdayım, ilaçlama yapıyorum. Ama hasat vakti yaklaşıyor. Nasıl hasat yapacağız bilmiyorum. Hadi hasat yaptık mallarımızı nereye, nasıl satacağız bilmiyoruz. Bölge de üretici ile ilgili sorun çok. Çiftçi her ay elektrik faturası ödemeye devam ediyor. Eskiden hasat dönemi ödüyorduk. Şimdi her ay takır takır alıyorlar. Salgından dolayı bu dönemde kazancımız yok gibi bir şey. Nasıl ödeyeceğiz elektriği… Ben geçen sene toplamda 200 bin liralık üzüm sattım, 45 bin lira elektrik faturası ödedim. Girdiler çok yüksek. İlaç paraları çok yüksek. Normalde böyleyken bir de salgın olunca çiftçi daha da beter oldu” dedi.

Üzüm üreticilerine destek beklediklerini belirten Gençeli, “Geçen gün salgın döneminde çiftçiye ceza yazıldı. Arazisine gitmek serbest dendi ama arkadaşımıza sokağa çıkma döneminde ceza yazıldı. Tarım Bakanı mazot desteği yapıyoruz diyor. Biz bu destekleri hiç göremiyoruz. İlaç, mazot, gübre fiyatları çok yüksek. Kazandığımız bu harcama kalemlerine gidiyor. Diğer konu ise tarıma dayalı borçlar. Bu süreçte hiçbir banka ertelemedi. Bankaları aradık kesinlikle erteleme talimatı bize gelmedi dendi. Bu sorunun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

BANKALAR ZOR DURUMDA BIRAKIYOR

Alaşehir Ziraat Odası Başkanı Necdet Türk ise, “Hasat dönemi geldiğinde bizim ürünlerimizin yüzde 75’i Rusya’ya geri kalan kısmı da Avrupa’ya gidiyor. Bu salgın devam ederse bizim ihracatlarımız nasıl olacak, bizi nasıl mağdur etmeyecekler. Mazot, gübre, ilaç, elektrik gibi konularda büyük sıkıntı çekiyoruz. Ana girdilerimizin masrafı çok yüksek. Mazot ve gübrede KDV ve ÖTV alınmasa çiftçi çok rahatlar. Arazimizi işlerken ne kadar mazot gidecekse bize o kadar KDV’siz ÖTV’siz mazot verilsin. Çiftçilerimizin tarım kredileri var. Tarım bankaları kamu bankalarının yaptığı gibi yapmıyor. Herhangi bir erteleme, taksitlendirme, faiz kesintisi yapmıyorlar. Bankalar çiftçinin ümüğünü sıkıyor” dedi.

Santralların kenti kuşattığını belirten Türk, “Önümüzdeki günlerde bir paket olacağı konuşuluyor ama paketten bize ne çıkar orası meçhul. Jeotermalciler bizim alanlarımızı mesken tuttular. Bizde jeotermallerin zararı nedir bilmediğimiz için çok fazla mücadele veremedik. Bize belli vaatlerde verdiler. Gelinen düzende bakıyoruz ki ovamız yok oluyor. En son yapılacak jeotermal ihalesi için dava açtık ve yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Bu karar bize güç verdi mücadelemiz devam edecek. Hava ölçüm cihazları kuracağız. Eğer hava kirliliği ve bağlara zarar jeotermaller yüzünden olduğu kanıtlanırsa gerekli mücadelemizi vereceğiz” dedi.

HÜKÜMET ÇİFTÇİ İÇİN HAMLELER YAPMALI

İzmir Tire’de çiftçilerin önünü göremediğini ifade eden sektörü Tire Ziraat Odası Başkanı Halil İbişoğlu, “Bizim bölgenin sebze meyvelerinin fiyatları için bir şey diyemiyorum. Çünkü bizim ürünlerimiz daha olgunlaşma döneminde. Ayrıca bu süreçte önümüzü göremediğimiz için tahmin yapmak pek sağlıklı olmaz. Bu süreçte işlerde tabi ki aksaklık yaşadık ama şuan rayına oturtmuş durumdayız. Gerek yetkililer gerekse çiftçilerimiz tedbirleri alıyor. Bizim bölgede ekim ve dikim konusunda bir sıkıntı yok. Üretici arkadaşlarımız ürünlerinin ekim dikimini yapıyor. Biz eldiven, maske, sosyal mesafe gibi önlemler için devamlı çiftçilerimizle irtibat halindeyiz. Jandarmada köylerde ve arazilerde denetleme yapılıyor. İşçi taşımaları da izinlere tabi tutuluyor” diye konuştu.

Covid-19 salgını sürecinde hükümetten çiftçiyi ve tarım sektörünü rahatlatacak hamleler beklediklerini belirten İbişoğlu, “Hükümetten tabi ki beklentilerimiz var. Çiftçilerimizin borçları faizsiz bir şekilde bir sene ertelensin. Üretimde kullanılan elektrik, su gibi hizmetlerin ücreti alınmasın ya da ertelensin. Gübre yem ve zirai ilaçlarda destek bekliyoruz. Vergiler bu süreçte indirilmeli. Bizler hem vatandaş olarak hem de üretici olarak elimizden geleni yapıyoruz. Yetkililerden de aynı şeyi bekliyoruz” dedi.

VERGİLER BU SÜREÇTE DÜŞÜRÜLMELİ

Covid-19 salgını sürecinin çiftçiyi zor duruma soktuğunu söyleyen Bergama Ziraat Odası Başkanı Nuri Taşkıranoğulları, “Bu olaylar her sektörü olduğu gibi tarım sektörünü de sıkıntıya soktu. Bergama’da şuan kaymakamlığın önderliğinde kurulan kurullar sayesinde çok fazla sıkıntı çekmedik. Domates ekimi için Diyarbakır’dan gelen işçiler vardır arkadaşlarımızla ilgilide gerekli hassasiyet gösterildi. Sokağa çıkma yasağı ile bir panik yaşandı. Bu konularla ilgilide gerekli endişelerimizi aktardık. Tarım belgemizle birlikte yasak olduğu günler ekim-dikim yapmaya gidebiliyoruz. Biz yasak sürecinde traktör tamircilerini ve tohumcuların açık olmasını talep ettik. Yetkililerde değerlendireceklerini söyledi. Ben Bergama’da şuan ekim dikim yapılan birçok alanı gezdim. Sosyal mesafe, maske, dezenfekte gibi tüm önlemlere uyulduğunu gördüm” diye konuştu.

Covid-19 salgını sürecinde bankaların hızlı davranması gerektiğini söyleyen Taşkıranoğlulları, “Hükümetten tabi ki beklentilerimiz var. Üretimde kullanılan elektrik, su gibi hizmetlerin ücreti alınmasın ya da ertelensin. Gübre yem ve zirai ilaçlarda destek bekliyoruz. Vergiler bu süreçte indirilmeli. Çiftçilerin kredi borçları ertelensin diyoruz ama çiftçinin para kazanması sağlanmazsa bu insanlar borçlarını seneye de ödeyemez. Çiftçileri rahatlatacak ileriye güvenle bakılacak çalışmalar yapılmalıdır. Bizim ürünlerimizden ihraç kalemi olan çok fazla ürün var. Salgın sürer ve biz ürünlerimizi satamazsak ne yapacağız? Bunlarla ilgili çalışmalar yapılmalıdır. Ayrıca hepimizin nakit paraya ihtiyacı var. Pamuk primlerinin bir an önce yatırılmasını talep ediyoruz” dedi.