Hükümetin Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'na alternatif olarak kurmaya çalıştığı Türkiye İnsan Hakları Ulusal Kurumu'nun kuru

Hükümetin Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'na alternatif olarak kurmaya çalıştığı Türkiye İnsan Hakları Ulusal Kurumu'nun kuruluş çalışmalarını yürüten aynı zamanda İnsan Hakları Başkanlığı Başkanı olan Vahit Bıçak'ın, Urfa'da bir vatandaşın polislerce öldürülmesi davasında bilirkişi olarak polisleri savunan rapor verdiği ve sanık polislerin bu rapor nedeniyle beraat ettikleri ancak AİHM'in bu davada, raporun eksik ve yetersiz olduğunu dolayısıyla adil yargılama yapılmadığı gerekçesiyle Türkiye'yi mahkum ettiği ortaya çıktı.

Urfa'da 7 Mart 1993'te DYP Şanlıurfa Bozova ilçe yöneticilerinden Mehmet Gül ve aynı adı taşıyan oğlunun bulunduğu eve, gece operasyon yapıldı. İçerdekilere herhangi uyarı yapılmadan, kapı çalındı. Mehmet Gül kapıyı açmaya çalışırken, polis kilitten çıkan sesi "doldurulan silah sesi" olarak algıladı ve kapıya ateş etti. Cumhuriyet Savcısı daha sonra yaptığı incelemede kapıda yaklaşık 50-55 kurşun deliği tespit etti. Bu sırada ölümcül şekilde yaralanan Mehmet Gül, hastaneye kaldırılırken hayatını kaybetti.

 

Olaydan sonra baba Mehmet Gül, polislerden şikâyetçi oldu. Polisler, kapıyı "Polis. Kapıyı açın" diyerek çaldıklarını, kapının aralanmasının ardından silah sesi duyduklarını ve ateş ettiklerini ileri sürdü. Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi, dosyayı bilirkişi incelemesi için Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Başkomiserler Güner Kalkandelen, Yaşar Yılmaz ve Polis Akademisi Araştırma Görevlisi Dr. Vahit Bıçak'tan oluşan kurul, mahkemeye bilirkişi raporunu sundu. Raporda, olayın polislerin anlattığı şekilde gerçekleştiği, Mehmet Gül'ün "talihsizlik" sonucu öldüğü ve sanıkların taksirleri nedeniyle cezalandırılmayacakları belirtildi. Mahkeme rapor doğrultusunda, polislerin beraatlarına karar verdi.

 

Baba Mehmet Gül, konuyu AİHM'e götürdü. AİHM, verdiği kararda bilirkişi raporunu hazırlayan Bıçak ve diğer iki uzmanın olay mahallini ziyaret etmediklerine dikkat çekerek, "Ek bilgi ve kanıt talebinde bulunmamışlardır; değerlendirmeleri dosyada yer alan ifadeler kapsamında yapmışlardır" dedi. Bilirkişi raporu doğrultusunda verilen beraat kararının AİHS'ne aykırı olduğunu belirleyen AİHM, Türkiye'yi toplam 86 bin pound tazminat ödemeye mahkûm etti.

 

GÜDÜMLÜ ‘ÖZERK’ KURUL KURULUYOR

Hazırladığı "2004 İnsan Hakları Raporu" ve "Azınlık Raporu"yla hükümetin tepkisini çeken Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nu (BİHDK) lağvetmeye hazırlanan AKP hükümeti, güdümlü bir insan hakları kurulu oluşturmaya hazırlanıyor. Nevşehir'de düzenlenen "Türkiye İnsan Hakları Ulusal Kurumu (TİHUK) Kurulması Toplantısı"nda, TİHUK'un kurulması için Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı Vahit Bıçak tarafından bir kanun tasarısı taslağı hazırlandı. Ancak taslak, toplantıda katılımcılara dağıtılmadı. Taslakla, 7 kişilik bir İnsan Hakları Ulusal Kurumu kurulması düzenleniyor. Kurumun yönetim kurulu ise Bakanlar Kurulu tarafından atanacak. İnsan hakları ihlallerini re'sen takip edebilecek Kurul, aldığı yaptırım öngören kararların yayımlanmasını kamu düzeni açısından sakıncalı görürse bunların yayımlanmamasına karar verebilecek.

 

BAKANLAR KURULU GÖLGESİNDE ÖZERKLİK!

BİHDK'nin hazırladığı, kamuoyunda geniş tartışma yaratan ve Başbakanlığın sahiplenmediği "Azınlık Raporu" ve "2004 İnsan Hakları Raporu" üzerine hükümet, Türkiye İnsan Hakları Ulusal Kurumu kurmaya hazırlanıyor. Bu amaçla 2-3 Aralık'ta Nevşehir'de, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, Danimarka Kraliyet Büyükelçiliği ve Danimarka İnsan Hakları Kurumu ortaklığında bir sempozyum düzenlendi. BİHDK Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu, toplantıya son anda davet edildiği için katılmayacağını açıklamış, İnsan Hakları Başkanlığı'nın kendi seçtiği 200 kişiyi sempozyuma davet ettiği öne sürülmüştü.