Fas’a biraz tarih ve bolca fotoğraf için gidiyorsanız rotanızda eski geleneksel başkent Fes şehri mutlaka yer almalı.

Tanrı’nın toprakları, Fas…

> CEM TÜRK info@cemturk.com

“Bir daha çal, Sam! Eski günlerin hatırı için…”

Eski günlerinde hatıradan çok karmaşası olan bir ülke Fas. Romalılar, Emeviler, İspanyollar, Portekizliler, Osmanlılar; “Tanrı’nın Toprakları” için (ünlü kent Marakeş’in adının, Berberi dilinde “Tanrı’nın Toprakları” anlamında Mur-Akush’dan geldiği düşünülmektedir) savaşıp durmuşlar. Malum, Fas Afrika’nın en batı kısmında yer alır ve Cebelitarık Boğazı/İspanya’ya bağlantısıyla, Avrupa ile Afrika arasındaki en iyi geçiş noktasıdır. Son yüzyılda Fransa ülkeyi kendine sömürge yapsa da, Tanrı’nın Topraklarının asıl sahibi Berberiler şimdilerde ülkelerini Fas Krallığı olarak yönetiyor. Konuşmak için İngilizcenize güvenmeyin buralarda yabancı ziyaretçilerle Fransızca konuşuluyor.
Kazablanka, “Bir daha çal, Sam! Eski günlerin hatırı için…”repliğine sahip ünlü filme ismini veren şehir. Şehrin adı ünlüdür de içinde gezilecek yeri azdır. Uçakla ilk ineceğiniz yer olacak ama fazla vakit harcanmadan ayrılmanız size çokta bir şey kaybettirmez. Peki nereye ve nasıl gidebilirsiniz, neler görebilirsiniz? Kısa kısa da olsa bahsetmeye çalışalım.

En popüler kenti Marakeş’tir. Kazablanka’dan iç hat uçuşuyla da gidebilirsiniz ama hem vereceğiniz paraya hem de uçuş arasında bekleyeceğiniz süreye yazık. Havalimanından çıkıp bir “Grand Taksi” tutun ve sıkı pazarlık edin. Bu taksiler eski kasa Mercedes arabalardan ve sizi otoyoldan 2,5 saatlik konforlu bir yolculukla Marakeş’e ulaştırır. Marakeş’te “Djma El-Fna” adlı gerçekten fena bir meydan var, onun hemen arkasında da Kapalıçarşı. Meydan yılan oynatıcılarından hokkabazlara, müzisyenlerden muska yazıcılarına bin bir çeşit insanla doludur. Yılan oynatıcıları sadece öğleden sonra oradadır, karanlıkta yılanların kontrolü zor olduğu için akşam saatlerine izin vermiyorlar. Fotoğraf çekecekseniz bilmelisiniz ki modeliniz sizi dakikalarca ısrarla takip edecek ve biraz para almadan peşinizi bırakmayacak. Meydana tezgah açmış onlarca balıkçıdan birinde karnınızı doyurabilirsiniz. Aralarında salyangozcularda var, evet salyangoz Fas’ta çok sevilir. Ya da Fas’ın en ünlü yemekleri Tajin ve Kuskus’u deneyebilirsiniz. Bol meyve suyu için, taze sıkıyorlar çok lezzetli. Özellikle akşam saatlerinde, terasında veya balkonunda meydana manzarası olan bir kafede ortamı seyretmeyi de unutmayın. Çarşı alışveriş için birçok seçenek sunuyor; benim favorim eskiciler ve dericiler. Çok ucuza kaliteli ve ilgi çekici ürünler bulabilirsiniz. Marakeş’in simgesi sayılan Koutubia camisini, Palais Al-Bahia sarayını ve eğer turistik şovlardan hoşlanıyorsanız; atlarla güzel bir gösteri sunan Chez Ali’yi de rotanıza ekleyebilirsiniz. Kentten ayrılmak için yine Grand Taksi veya minibüsleri kullanabilirsiniz. İki seçenek sunalım ki her ikisi de yaklaşık 2 saat mesafede; ilki Agadir diğeri Essaouira. Agadir turistiktir. Büyük oteller, eğlence, su sporları ve diğer faaliyetlerle doludur. Essaouira’da turistiktir ama dokusunu kaybetmemiştir. Orlando Bloom’un Cennetin Krallığı filmine de ev sahipliği yapan bu küçük balıkçı kasabası, tarih sahnesinde zamanı dondurmuş hissi yaratan bembeyaz evleri ve ona eşlik eden mavi ahşap dekorlarıyla benzersiz bir görüntü sunar. Limandaki kale ve yanındaki balıkçı barınağında bekleyen mavi kayıklar en güzel görüntüyü sunar. Uykunuz kaçarsa gece yarısından sonra gidin, ertesi günün hazırlıklarını yapan balıkçılarla sohbet edersiniz. Essaouira, Fas’ta en çok sevdiğim kasabadır. Buraya Marakeş’ten günübirlikte gelebilirsiniz. Yakınlarında Jimi Hendrix isimli bir köy var. Ünlü müzisyenin 1969 yılında ülkeyi ziyaretinde burada kaldığı ve hatta bir ev aldığı söylenir ama doğruluğunu ispatlayacak bir bilgi yok, yine de ona adanmış bu köy keyifle ziyaret edilebilir. Bir de tüyo; Essaouira ve Agadir arasında Tafna isimli küçük bir Berberi balıkçı köyü bulunur. Derme çatma kulübesinde Chez Hassan’ı bulun, yediğiniz en lezzetli balıkları pişirecek size. Fas’a biraz tarih ve bolca fotoğraf için gidiyorsanız rotanızda eski geleneksel başkent Fes şehri mutlaka yer almalı. Burada bulunan deri tabakhanelerinin rengarenk boyama havuzları çok güzel fotoğraf kareleri sunuyor. Buralara kadar gelmişken bir de çölü görmek istiyorsanız hadi yine iki seçenek verelim; vaktiniz ve bütçeniz kısıtlıysa Zagora bölgesini tercih edin yok daha büyük bir çöl deneyimi istiyorsanız sizin yolunuzun Merzouga’ya uzanması gerekiyor.

Vizesiz gidebileceğiniz Fas, kendine has bir yaşama ve özellikle Marakeş’te kendi içinde düzene sahip bir genel karmaşaya sahip ki ülkeyi özel kılan da bu. Gezin, seveceksiniz!