Gıda fiyatlarını düşürmek için bu kez Tarım Kredi marketleri gündeme getirildi. Enflasyonun sorumluluğunu almayan iktidarın hamlesi yerel seçimler öncesi kurulan ve seçim sonrası kaldırılan tanzim çadırlarını hatırlattı.

Tanzim marketle fiyatlar düşmez

Havva Gümüşkaya

Enflasyon eylül ayında yüzde 19,58’e çıktı. Yurttaşlar çarşı pazardaki fiyatlardan şikâyet ederken hükümet, enflasyonun nedenleriyle mücadele etmek yerine geçici çözümler aramaya devam ediyor. Son olarak Tarım Kredi Kooperatifi (TKK) marketlerinde alışveriş yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 500 metrekareden az olmamak üzere ülke genelinde bin marketin açılması için talimat verdiğini söyledi.

Erdoğan’ın açıklamaları sonrası gündeme gelen TKK marketleri, yerel seçimler öncesi uygulanmaya başlayan tanzim satış noktalarını akıllara getirdi.

Ocak 2019’da gıda enflasyonunun yüzde 31’lere taşınmasıyla birlikte, yurttaş en temel gıda ihtiyaçlarını bile alamaz hale geldi. Depo baskınları, ithalat, ‘enflasyonla topyekûn mücadele’ adı altında yapılan indirimler, belirli ürünlerin marketlerde satışına getirilen yasaklar ve son olarak da tanzim satış noktalarında yapılan düşük fiyatlı satışlar... Toplumda ciddi bir rahatsızlık haline gelmeye başlayan bu pahalılık nedeniyle 31 Mart Yerel Seçimleri öncesi tanzim satış noktaları kuruldu. Seçimlerin hemen ardından ise sessiz sedasız kaldırıldı. Bugün de tanzim çadırlarının yerine marketlerin getirileceği konuşuluyor.


İlk şubesi 4 yıl önce Erdoğan’ın talimatı ile açılan kooperatif marketleri, ülke genelinde 4 yılda ancak 159 mağaza açabildi. Şirket ismi Tarım Kredi Birlik Tarım Ürünleri olan marketlerin bilançolarına göre 2019 yılında zararı 46 milyon 5 bin 231 lira oldu. Bu zarar bir yılda 12 milyon 248 bin 330 lira artarak, 2020 yılında 58 milyon 253 bin 561 liraya çıktı. Ancak yapılan karşılaştırmalara göre tarım kredi marketleri zarar etmesine rağmen diğer zincir marketlerden daha pahalı. Örneğin, 1 kilo kuru fasulye Tarım Kredi Kooperatifi'nde 13,75 TL'den satılırken, farklı marka bir markette ise 13,45 TL'ye bulmak mümkün. 1 kilo çay Tarım Kredi Kooperatifi marketinde 35,90 TL'den satılırken, bir başka marketin raflarında 23,95 TL ile 32,95 TL arasında değişen fiyatlarla yer alıyor.
Söz konusu marketlerin İstanbul’da 35 noktada şubesi bulunuyor. Ankara’da 39 şube yer alırken İzmir’de 10, Bursa’da 11, Kocaeli’nde 8 mağazası var. Marketlerin Adana, Antalya gibi büyükşehirlerde faaliyeti bulunmuyor bile...

Peki, sayıları her geçen gün artan zincir marketlere karşı adeta bir savaş başlatılmışken gıda enflasyonu yeni marketler açılarak düşürülebilir mi?

TKK’NİN GÖREVİ GİRDİLERİ UCUZ TEDARİK ETMEK

Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan Tarım Kredi Kooperatifleri’nin kuruluş amacı çiftçiye ucuz kredi ve girdi temin etmek. Eski Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdür Yardımcısı Mümtaz Büyüknalça, Nisan 2019’da kaleme aldığı “Gıda enflasyonunda Tarım Kredi'nin rolü” başlıklı yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

“Gıda ya da başka bir ifade ile tarım ürünlerinde talep enflasyonu gözükmez. Sebebi ise patatesin fiyatı çok düştü diye tüketici patatese dönük talebini artırmaz. Gıda enflasyonundaki artışın sebebi olarak talep yönüne değil, maliyet yönüne bakılması gerekir.

TKK girdi fiyatlarını ne kadar aşağıda tutarsa ülkemizdeki tüm çiftçinin daha uygun fiyatla tedarik yapması sağlanacaktır. Bu fonksiyonunu düzgün yerine getirememesinin maliyeti gıdada yüksek enflasyon olarak karşımıza çıkmaktadır.

TKK, regülasyon görevini tam anlamıyla yerine getirebilmesi için girdilerin tamamını tedarik ettiği, Bağlı Şirketlerini disipline ederek kurumun kanayan yarası olmaktan çıkarmalıdır. Böylece TKK ve Bağlı Şirketleri, varlık sebebi olan ortak çiftçilerine en iyi hizmeti vererek, tarımsal girdileri ucuz tedarik ederek gıda enflasyonunun aşağıya çekilmesindeki görevini yerine getirmiş olacaktır.”

YERLİ ÇİFTÇİ TASFİYE EDİLDİ

Bu sorunun yanıtını bulmak için önce gıda fiyatlarındaki artışın nedenlerine bakmak gerekiyor. Tarımda uygulanan neoliberal politikaların sonucu olarak tarımsal üretim ve tarım alanları giderek yok edildi. Çiftçiler üretimden uzaklaştığı gibi gıdada dışa bağımlılık artarak devam ediyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 40,9 milyon hektar olan tarım alanları 2020 itibarıyla yüzde 8 azalarak 37,7 milyon hektara düştü. Aynı dönemde sebze bahçeleri yüzde 16,2 oranında azalarak 779 bin hektara geriledi.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) SGK ile İŞKUR’un verilerinden yararlanarak hazırladığı ‘İstihdam İzleme Bülteni’ne göre çiftçi sayısı haziranda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 düştü.

Türkiye tohumdan gübreye kadar tarımsal girdilerin tümünde dışa bağımlı bir konumda. Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı ithalatı pahalılaştırırken üreticinin maliyetlerini artıyor. Ülke kimyasal gübre üretiminde kullanılan girdilerin yüzde 95’ini ithalat ile karşılıyor. Bu nedenle iç piyasadaki gübre fiyatlarını, uluslararası piyasalardaki hammadde fiyatları ve döviz kurundaki değişmeler belirliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre son bir yılda gübre fiyatındaki artış yüzde 62,4 oranında arttı. Ancak çiftçiye göre bu oran çok daha fazla. Zira ÜRE gübresinin bir yılda tonu bin 800TL’den 6 bin TL’ye çıktı, DAP gübresinin ise 2 bin 400TL’den 6 bin 800TL’ye çıktı.

Dolasıyla gıda fiyatlarındaki artışta üreticinin bir etkisi söz konusu değil. Çiftçiler ürettiği üründen para kazanamazken tüketiciler gıda ürünlerine yüksek fiyatlar ödemek zorunda kalıyor. Hükümet gıda enflasyonunun sorumlusunu meyve sebze hallerinde ve market raflarında aramaya devam ediyor. Ancak geçmiş yıllarda yapılan baskınlar ve baskılar bugün sorunu daha da katladı. İthalata ve çok uluslu şirketlere teslim edilen tarım ve gıda üretiminde maliyet yönlü fiyat artışları önlenmediği, üreticinin teşvik edilmediği durumda Tarım Kredi marketlerinin sayısını artırmak günü kurtarmaktan öteye geçemeyecek.

***

Tarlada kilosu 1 TL olan limon Tarım Kredi marketinde 5,9 lira

Erdoğan’ın ‘fiyatlar uygun’ dediği Tarım Kredi Kooperatifi satış mağazalarındaki fiyatlara ilişkin sosyal medyada açıklamada bulunan Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, buradaki limon fiyatlarının çiftçiden alınan fiyatın yaklaşık 6 katı olduğunu açıkladı. Doğru, Tarım Kredi Kooperatifleri’nin çiftçiyi korumadığını söyledi. Paylaştığı fotoğrafta limonun kilosunun 5 lira 90 kuruş olduğuna dikkat çeken Doğru, “Adana'da dalında 1 TL'ye birinci sınıf mayer limon ve erkenci mandalina satılırken Adana'daki Tarım Kredi Kooperatifi Market'inde fiyatlara bakın! Bu kooperatifçilik mi Türk Tarımını kurtaracak? Ortaklarının malına böyle mi değer katacak? Gıda enflasyonu böyle mi düşecek?” ifadelerini kullandı.