Türkiye’nin Ukrayna savaşı sonrası izlemeye başladığı iki taraflı politika, iki tarafın gerçekleştirdiği baskıların artmasıyla zora girdi. Doç. Dr. Aylin Ünver Noi, herhangi bir seçimin Türkiye’yi olumsuz etkileyeceğini belirtti.

Tarafını seçmek zorunda kalabilir
Erdoğan, ABD ziyareti öncesi Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’ne katılmıştı. (Fotoğraf: AA)

Umut SERDAROĞLU

Önceki gün ABD’de Birleşmiş Milletler (BM) 77’inci Genel Kurulu’na katılan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada gerçekleştirdiği açıklamalarla çok taraflı bir dış politika izlemeye devam ettiğini gösterdi.

Rusya ile derinleşen ilişkilere rağmen Erdoğan, BM’de “Ukrayna’da 7’nci ayını dolduran ihtilafın ilk gününden bu yana ‘savaşın kazananı, adil bir barışın ise kaybedeni olmayacağı’ düşüncesiyle hareket ettik” açıklamasında bulundu. Erdoğan, konuşmasının devamında yaşanan krizin çözümünde diyalog ve diplomasinin anahtar rolüne de vurgu yaptı.


Ancak ABD, Rusya’ya yönelik yaptırımlara uymadığı gerekçesiyle Türkiye’ye uyguladığı baskıları arttırması, izlenen dış politikanın devamlılığına dair soru işaretlerine yol açtı.

BASKI ARTIYOR

Geçen aylarda BD Hazine Bakanı Yardımcısı Adewale Adeyemo’nun, Rusya’ya yönelik yaptırımlar kapsamında yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşlar ile kurulabilecek ilişkilerin Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlere de yaptırım riski olarak yansıyabileceğine yönelik mektubunu TÜSİAD’a göndermesinin ardından şimdi de DenizBank ve İş Bankası, ABD’den gelen yaptırım uyarıları sonrasında Rus ödeme sistemi Mir’i askıya aldı.
Financial Times’ta yayınlanan ve Batı ülkelerinden iki yetkiliye dayandırılan haberde ise ABD ve AB’nin, Türkiye’ye baskıyı artırmaya hazırlandığı belirtilmişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de seferberlik kararı sonrası Türkiye’nin iki taraf arasında bir seçim yapmak zorunda kalacağına yönelik söylemleri artırdı.

ÇOK TARAFLI POLİTİKA

Türkiye’nin çok taraflı politikasını değerlendiren Doç. Dr. Aylin Ünver Noi, “Hem Şanghay’daki hem de BM’deki açıklamalar bu politikanın devam ettiğini gösteriyor. Özellikle Türkiye’nin BM’nin amacına hizmet etmediğine dair eleştirileri de bu duruma etki ediyor” dedi.

Doç. Dr. Aylin Ünver Noi - Haliç Üniversitesi Öğretim ÜyesiDoç. Dr. Aylin Ünver Noi - Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi



Erdoğan’ın “Hedef Şanghay 5’lisi” sözünü de değerlendiren Noi şunları söyledi: “Şanghay da zaten çok taraflılık politikasının bir devamı. Türkiye’nin AB üyelik sürecinin donmasının ardından 2012 yılında Çin ve Rusya ile ilişkilerin gelişmesini etkiledi ve bu sayede Şanghay diyalog ortağı olabildi. Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Toplantısı’na davet edilmesi, bu ülkelerle ilişkinin yıllar boyunca geliştiğinin bir göstergesi.”

NATO’YU İŞARET EDİYOR

Hem Batı’nın hem de Rusya’nın taraf seçmesi için Türkiye üzerindeki baskıyı arttırması halinde gerçekleşebilecek senaryoya da değinen Noi, şunları söyledi: “İlk başta Türkiye NATO üyesi ve üyeliğin getirdiği belirli koşullar var. Bir taraf seçmesi gerekecek bir ortam çıkarsa bu koşulları yerine getirmek zorunda kalabilir. Öte yandan gıda krizinin çözülmesinde Türkiye’nin, Rusya ve Ukrayna ile diyaloğunun ciddi bir önemi var. Şu anda iki taraf da enerji krizi gibi meselelerde Türkiye gibi her iki blokla da konuşabilecek aktörlere ihtiyaç duyuyor. Türkiye’nin taraf seçmesi birçok bölgede sorunlar yaşanmasına yol açabilir.”

Türkiye’nin Batı’nın yanında yer alması hâlinde sorunlarla da karşılaşabileceğinin altını çizen Noi, “Ancak Rusya Türkiye’yi tam olarak kaybetmek istemeyecektir. Suriye meselesi, Ukrayna’daki savaş gibi birçok konularda farklı düşüncelere sahip iki ülke olsalar da ortak işbirliği alanlarında hareket edebilmek için bu durumu işlevsel hale getirip çözüm bulmaya çalışacaklardır” ifadelerini kullandı.