Tarafsız yorum!

Biraz kitap karıştırınca, bizim meslekte sık kullanılan kavramlardan olan “yorum” ve “değerlendirme”nin eş anlamlı olduğunu görürsünüz: “Yorumlama, görülüp duyulanlardan anlatıcının kendince bir anlam çıkarması, açıklama yapmasıdır. Yorumlama, bu özelliğiyle kişisel, öznel bir değerlendirmedir.” “Bir olay, durum, varlık ya da kişi hakkında görüş ifade eden cümlelere değerlendirme cümleleri denir. Değerlendirme cümleleri genellikle kişisel görüş ifade eder, öznel cümlelerdir.

Geçen gece CNNTürk’te ABD seçimleri değerlendirilirken yaşanan kavga olmasaydı, böyle bodoslama Attila (Aşut) Abi’nin alanına girip kendimi riske atmazdım!

Her konuda fikir sahibi ve memleketin her meselesini yorumlayan ekran müdavimi gazeteci, ABD seçimleri nedeniyle ekranlarda görmeye başladığımız, orada yaşayan ve ABD vatandaşı da olmuş Razi Canikligil’e, hangi adaya oy verdiğini sorup, Biden’a oy verdiğini duyunca da şıp diye teşhisi koydu: Zaten Biden’a oy vermişsin, o yüzden yaptığın değerlendirmeler taraflı ve kıymetsiz, itibar edilemez!

Ah keşke öyle olsa!

O zaman, oy verme yaşına geldiği ve mutlaka oy da verdiği için, o gazetecinin de kime oy verdiğini sorar, cevabımızı alınca da “Sus, git” diyebilirdik. Öyle ya, burada bir partiye oy verdiğine göre, memlekete dair her değerlendirmesi de, oy verdiği partiyle maluldür ve itibar edilemez!

Oysa, bir yorumu ve değerlendirmeyi kıymetli kılan yorumcunun kime oy verdiği değil, birikimi, bilgisi, verileri eğip bükmemesi ve dürüstlüğüdür. Malum tartışmayı izlediyseniz, gerisine siz karar verirsiniz zaten!

ABD seçmeni sandığa gittiğinden beri, memleketin bir numaralı meselesi orada kimin başkan olacağı oldu ve haber kanalları aralıksız canlı yayınlarla, eyalet eyalet, oradaki yarışı izliyor ve değerli değersiz değerlendirmelerle ekranlarını dolduruyor.

Enkazlar kaldırılmaya başlanınca, İzmir Belediyesi ve Başkan Tunç Soyer’in yaptıkları dışında her şey anlatılarak, aralıksız sürdürülen deprem haberciliği de sona erdi!

Aralıksız sürdürülen” ifadesini biraz düzeltmek gerek galiba, çünkü deprem canlı yayınlarına AKP genel başkanı partisinin il kongresi için gittiği yerlerde konuşmaya başladığında ve cumhurbaşkanı da il kongresi nedeniyle gittiği yerlerde açılışlar yaparken ara veriliyordu.

O açılışlardan biri de, anayurdun demir ağlarla örüldüğü yıllarda yapılan Samsun-Sivas demiryolu modernizasyonuydu.

Geçen gün, Canikligil’e “ABD bayrağına el bastın” diye milliyetçilik üzerinden gol atmaya çalışan “yorumcu”nun milliyetçilik konusunda yarışa girmeyeceği, belki hayatında yalnızca MHP’ye oy vermiş, yılların ülkücüsü bir yazar, Osman Kara, yerel samsunhabertv sitesinde şunları yazdı:

Dün Cumhurbaşkanı Sayın (R. T.) Erdoğan tarafından yeniden ulaşıma açılan Samsun-Sivas demiryolu Samsun-Çarşamba hattını saymazsak Cumhuriyet’in ilk demiryoludur. Dün biz o yolu 1920’lerin ilkel teknolojisi ve kısıtlı maddi kaynakla 7,5 yılda yapmıştık, bugün bütün teknik gelişmelere ve çok büyük bir hibeye rağmen ancak 5 yılda yenileyebildik. … Bu yenileme projesi AB ile Türkiye arasında bir ortak proje, … 258 milyon avroluk maliyetin 220 milyon avrosunu AB, 30 milyon avrosunu da Türkiye üstlenmişti. AB üstlendiği hibenin 72 milyon avrosunu kesti çünkü proje zamanında bitirilememişti. Kaybımız bugünkü kurla 650 milyonu aşkın. Bir yanlış hesabın, bir yanlış uygulamanın ya da bir ihmalin faturasını ne yazık ki hazineden karşılamak zorunda kaldık.

Kara çok daha fazlasını yazmış, merak eden bulup okusun. Ya da boş verin, Kara da bir partiye oy verdiğine göre, taraflıdır ve değerlendirmesine itibar edilmez!