Tarafsızlığın bedeli baskı
Çok sayıda basın emekçisi ve gazetenin üzerindeki baskının giderek arttığı 2020’nin tarihe kara bir yıl olarak geçeceğini söyleyen gazeteciler, tarafsızlığın bedelini davalar, soruşturmalar, cezalar ve basın kartlarının iptal edilmesiyle ödediklerini söylüyor.
Bilge Sarıhan
Özellikle muhalif gazeteler ile gazetecilere yönelik baskının son bulmadığı aksine giderek arttığı bir yıl oldu 2020. İktidar ve yandaşlarının baskılarıyla mücadele eden basın emekçileri, çeşitli sansür uygulamaları ve davalarla susturulmaya çalışıldı.
Ülkedeki ulusal ve yerel gazetelerin temsilcileri geçen yıl yaşadıkları sorunları özetledi, 2021 için taleplerini aktardı.
Basın İlan Kurumu’nun (BİK), ilan akışını durdurmasıyla uygulamaya çalıştığı mali sansür girişimini hatırlatan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, iktidarı rahatsız eden haberler nedeniyle habercilerin davalarla uğraşmak zorunda bırakıldığına dikkat çekti.
Çok sayıda gazetecinin pandemide cezaevinde olduğu bir süreç yaşandığını belirten Polat, mali ambargolar, davalar ve sansürlere rağmen dünyada büyük bir değişim isteğinin olduğunu söyledi. Polat, şunları dile getirdi: “2020 yılı, Türkiye’de her koşulda halkın haber alma hakkını savunan bir medya ve direnen bir basın kültürünün var olduğunu gösterdi. Türkiye basın camiası açısından, gazetecilerin gerçeğe sadakati yitirmediği, her koşulda halkın haber alma hakkına sahip çıktığı, soru sormaktan korkmadığı, asla eğilmediği, bir 2021 diliyorum.”
TARİHİN KARA YILI
Gazetecilerin kamuyu aydınlatmak, haber vermek, haber alma özgürlüğüne sahip çıkmak için görevlerini yaptıkları için soruşturmalarla boğuştuğunu anımsatan Cumhuriyet Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Olcay Büyüktaş da haberlerle orantısız ve ilgisiz davaların açıldığına dikkat çekti. Basını ekonomik cezalarla susturulmaya çalışıldığını aktaran Büyüktaş, 2020’nin medya sektörü açısından kara bir yıl olarak tarihe geçeceğini vurguladı.
BASIN KARTINA İPTAL
Antalya’da yayın yapan Akdeniz Gerçek Gazetesi’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Songül Başkaya ise hem yerel basının hem ulusal basının tek sesli hale geldiğinin altını çizdi.
Böyle bir süreçte özgür yayıncılık yaparak ayakta kalan kurumları ezmeye çalışmanın adil, demokratik, vicdani olmaktan çok uzak olduğuna vurgu yapan Başkaya, “Yerel bir gazete olarak yapmış olduğumuz tarafsız, ilkeli gazeteciliğin bedelini her anlamda ödeyen bir kurumuz. Yıllardır hakkımızda açılan davalar, ambargolar ekonomik darboğazla birlikte 2020’ de daha da katlandı. İmtiyaz sahibimiz Ahmet Başkaya’nın basın kartı iptal edildi.’’