Orman Bakanlığı ve Devlet Su İşleri’nin, Ilısu Baraj ve HES Projesi’yle sular altında kalacak olan Hasankeyf’le ilgili yayımladığı broşürde şöyle yazıyordu: “Hasankeyf ülkemizin ve dünyanın cazibe merkezi olacak.” ‘Dünyanın en güzel’ ilçesini kuruyoruz, dedikleri 12 bin yıllık antik şehir Hasankeyf, 3 yıl sonra bugün, ‘dolgu ve güçlendirme projesi’ adı altında dinamitlerle parçalanıyor. UNESCO’nun 10 kültürel miras kriterinden 9’unu karşılayabilen dünya üzerindeki bilinen tek yer olan Hasankeyf’i tarih sahnesinden silecek olan baraj projesindeki ısrarın gerekçesi, elektrik ihtiyacı. Temiz; tükenme hızından çok daha hızlı bir sürede kendini yenileyebilen enerji kaynaklarının hâlâ verimli bir şekilde kullanılmadığı Türkiye’de, böylesi bir kültür yıkımı ve çevre tahribatına neden olan projeler üretmenin kalkınma ihtiyacıyla açıklanabilir bir yanı yok. Kaldı ki, dünyada eşi benzeri olmayan bir antik kente sahip ülke olarak parayı Hasankeyf’i restore etmek için kullanmak, şüphesiz ki turizme, bayram tatilini 10 güne çıkarmaktan daha fazla ve uzun süreli ekonomik katkı sağlardı.

•••

Tarihini, doğasını, belleğini korumayan ülkelerin yıkımlar üzerine kurduğu ekonomik kalkınma hamlelerinin, maalesef ne bölge halkı ne de ülke için bir hayrı var. Hasankeyf gibi çok özel bir mirasa sahip olmanın zenginliğini idrak edememiş olmanın acı faturasını, barajdan para kazanacak üç beş şirket, banka dışında, hepimiz ödeyeceğiz. 40 yıldır süren baraj tartışması yüzünden hali hazırda on binlerce insan bölgeden göç etmek zorunda kaldı. Başta yöre halkı olmak üzere, bilim insanlarının, çevrecilerin, sanatçıların ve ülkenin kültürel tarihine sahip çıkan nice insanın itirazına kulak verilmeden sürdürülen baraj inşaatı, birkaç kez yasa ve standartlara uygun olmadığı için durdurulduysa da, AKP hükümetinin ısrarlı tutumuyla devam etti. Geldiğimiz nokta, 12 bin yıllık antik şehrin dinamitlerle paramparça edilmesi... Batman Valisi Ahmet Deniz, görüntülerin aksine, riskli kayaların düşürülmesinin uzmanların ve bilim heyetinin denetiminde, patlayıcı kullanılmadan ve tarihi dokuya zarar vermeden gerçekleştirildiğini söyledi. İddialar üzerine bölgeye gidip inceleme yapan İnşaat Mühendisleri Odası Batman Şube Başkanı Ferhat Demir ve Jeoloji mühendisi Murat Altın, dinamitle patlatma yapıldığına dair hem video hem de görgü tanıkları olduğunu; mağaraların ve kilise kalıntılarının yıkımdan zarar gördüğünü açıkladı.

•••

Barajın yapılacağı bölgede Hasankeyf dahil 289 arkeolojik SİT alanı var. Bu sayı, bölgede bugüne kadar yapılabilmiş sınırlı yüzey araştırmasına dayanıyor. Muhtemel ki çok daha fazlası var. Asurlular döneminden kalma Taş Köprüsü, Eyyubilere ait Ulu Camii, Akkoyunlulara ait tek eser olan Zeynel Bey Türbesi, 6 bin mağara ve dinamitlenen kayaların üzerindeki kalesiyle Hasankeyf; bugün ‘Dünyanın en güzel ilçesini kuruyoruz’ diyen AKP hükümetinin, asırlık Anadolu tarihi ve mimarisinden aldığı ilhamla, ‘villa tipi’ TOKİ evleriyle yeniden kuruluyor. Karşımızda, tarih sevgisini binlerce yıllık mozaiklere basmak suretiyle gösteren, asırlık zeytin ağaçlarını yok etmek için Meclis’e 7 kez öneri sunan ve ekosistemin kafaya göre ağaç kesip dikmekle oluşturulabileceğini düşünen bir hükümet varken; tarihin taştan ibaret olmadığını, yitirilen toprağın geri gelmediğini defalarca konuşmak, yazmak mecburi oluyor. Hasankeyf, yerinde ve olduğu gibi korunması gereken eşsiz bir insanlık mirası. Değil oradan oraya taşımak gelişi güzel dokunmanın, çevresinde gezinmenin bile sınırlandırılması gereken kırılganlıkta. Kaldı ki, antik şehir taşınamayacak kadar geniş bir alana yayılmış.

•••

Roma’dan Osmanlı’ya kadar pek çok uygarlığın izlerini taşıyan, kültür ve doğanın binlerce yıldır koyun koyuna yattığı Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin dünya mirası ilan edilmesinin önündeki tek engel, Ilısu Barajı Projesi için UNESCO’ya başvurmayan Türkiye. Listeye girmesi halinde, bölgelerin korunması uluslararası toplumun sorumluluğunda olacak. İşte Türkiye, böylesi eşsiz bir tarihi, gözünün önündeki zenginliği, sınırlı bir enerji üretimi ve kâr hırsına kurban ediyor. 12 bin yıllık Hasankeyf’i, ömrü 70 yılı bulmayacak bir baraja tercih ediyor. Ne yazık, tarih bize hep ağır geliyor.