Tarihimiz isyanımıza ve mücadelemize güç veriyor

BirGün KADIN

Bugün dünyanın dört bir yanındaki kadınlar, eşitlik ve yaşam hakkı için sokağa çıkıyor. Kadınların isyanın sokağa taştığı bugünün tarihi aslında 1800’lü yıllara dayanıyor. ABD'nin New York eyaletinde daha iyi çalışma koşulları için 1857 yılında başlayan direniş katliama dönüşmüş, 120 kadın kilitli kaldıkları fabrikada çıkan yangında hayatını kaybetmişti. Bu katliamdan yıllar sonra 26-27 Ağustos 1910 tarihinde, Danimarka’nın Kopenhag kentinde, 2’nci Enternasyonal’e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg bir öneri sundu. 1857’deki katliamda hayatını kaybeden kadınların anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü ilan edilmesi önerisi bu toplantıda oybirliğiyle kabul edildi. Türkiye’de ise ilk kez 1921’de kutlandı.


3’üncü Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda 8 Mart’ın adı da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlendi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında sosyalizmin yayılmasından çekinen bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda ABD’de gerçekleşen çeşitli gösterilerde anılmaya başlandı. Batı ülkelerinde daha güçlü bir şekilde gündeme geldi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak anılmasını kabul etti. O günlerde başlayan direniş bugün kadınların mücadelesine güç veriyor.

***

Güçlüyüz çünkü el eleyiz: Pandemide işsiz kalan kadınlar, ekonomik krize karşı el ele mücadele ediyor. Birbirini hiç tanımayan ve WhatsApp grubunda bir araya gelen kadınların en büyük gücü oluşturdukları dayanışma.

***

Kadınlar 8 Mart’ta eylemde: “Gün bizim, güneş bizim, isyan bizim, değiştirecek güç bizim” diyen kadınlar bugün meydanları dolduruyor.

***

Meydandaki çınar ağacı gölgesi artık kadınların: Çevre mücadelesinde en önemli rolü üstlenen kadınlar; Tonya’dan, Kirazlıyayla’dan, Artvin’den direnişlerini anlatıyor: Ocakta yemeğimiz varsa altını kapatırız, direnmeye gideriz. Eskiden bilmediğimiz çınar ağacının altında şimdi nöbet tutuyoruz.

***

Haklarımızdan bir gram dahi ödün vermeyeceğiz: Tüm dünyada muhafazakâr iktidarlar politikalarını kadının kamusal hayattaki varlığını biçimlendirmek ve onun varlığını yok edecek bir biçimde kurguluyor. Fakat bu iktidarların görmezden geldikleri bir gerçek var: Kadın mücadelesi, dayanışması ve isyanı.

***

Selin Sayek Böke yazdı: Pandemi gölgesinde kadın...

"Şu son bir yıl içerisinde, pandeminin gölgesinde ne çok şey değişti hayatımızda! Fiziksel mesafeleri ortadan kaldıran küreselleşmenin hızına yetişmeye çalışırken bir anda kendi evimizin içinde, en sevdiklerimizle mesafelenmek zorunda kaldık. Zaten daraltılmış özgürlük alanlarımız, sokaklar sessizleşti."

***

AKP’nin 18 yılında 6 bin 732 kadın katledildi: Kadın cinayetleri ile kadına yönelik erkek şiddeti son bulmazken bu olaylara ilişkin veriler ise AKP’nin ülkede yarattığı karanlığı bir kez daha gözler önüne seriyor. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ‘Türkiye'de Kadın Hakları İhlalleri Raporu’nu açıkladı.

Raporda kadınlara yönelik hak ihlalleri yer aldı. Raporda AKP’nin iktidarda olduğu 18 yılda 6 bin 732 kadının erkekler tarafından öldürüldüğüne dikkat çekildi.

***

Kadınlar çifte mesai yapıyor: DİSK-AR’ın yayımladığı rapora göre işbaşında olan kadınların sayısı 1 yılda 992 bin azaldı. Ekmek ve Gül ise 680 emekçi kadınla konuşarak pandeminin kadın işçilerde yarattığı yükü derledi.

***

Korkmuyor, yılmıyor birlikte direniyoruz: Kocaeli Çayırova’da bulunan Migros Depo emekçisi kadınlar, Dünya Kadınlar Günü’nde yan yana ve daha gür haykırıyor. Kod 29'la işten atıldıkları için direnen DGD-SEN üyesi Migros Depo işçisi kadınlar, tüm baskı, mobing ve şiddete rağmen sömürü düzenine karşı dimdik ayakta durmaya devam ediyor.

***

Ataerkilliğe karşı direniş: Uganda'da geçiminin yüzde 70'ini topraktan sağlayan kadınlar, petrol arama çalışmalarıyla birlikte gelirlerini ve topraklarını kaybetti. Fakat ülkedeki kadınlar ekofeminist bir direniş örgütlüyor ve adaletin yerine gelmesini istiyor.

***

Covid-19 salgını kadın sünneti tehlikesini artırdı: UNICEF’in son raporlarına göre 200 milyon kadın ve kız çocuğu sünnete maruz bırakıldı. İranlı insan hakları savunucusu Rayehe Mozafaria ve Avukat Divya Srinivasan kadın sünnetine karşı verdikleri mücadeleyi BirGün’e anlattı.

***

Ülke sporunun öncü kadınları: Kadınlar bütün engellemelere rağmen sporda var olmaya devam ediyor. Türkiye spor tarihine geçen kadınların bazılarını sizler için derledik.

***

“Kadın ama iyi yazıyor” deniliyor: Sevin Okyay, “Hayatımın büyük bölümünde ‘kadın’ sözcüğü, mazur görmek için, sözde sırtını sıvazlamak için kullanılan bir sözcük oldu. Oysa biz sadece yazar, ressam, yönetmen, vs. olmak istiyoruz. İnsanlığımın yansımasını tercih ederim. Kadınlar zaten insan” diyor.

***

Erkek egemenliğini yıkan rekortmen: Beryl Burton

"Bisiklet iki yüz yıllı aşan tarihi boyunca çoğunlukla erkeklerin ulaşım ve spor aracı olarak bilinse de kadınların bu sporda yaptıkları başarıları saymakla bitirmek zor. Erkek egemen bakış açısıyla kadınların başarıları hayretle karşılansa da özellikle dayanıklılık sporları işin içine girdiğinde kadınların başarıları çoğu zaman erkeklerinkini gölgede bırakacak nitelikte. Üstelik tarihi boyunca, birçok ülkede kadınlar bisiklet konusunda dezavantajlı durumda olmasına rağmen."