Yazar Barış Terkoğlu, Konak Belediyesi ve TAKSAV işbirliği ile gerçekleştirilen “Yazarlar Yazarları Ağırlıyor” programı çerçevesinde İzmir’e geldi. Terkoğlu, söyleşi kapsamında Barış İnce’nin sorularını yanıtladı. Terkoğlu, tarikat düzenlerinin yurttaşların tüm haklarını tehdit ettiğini söyledi.

‘Tarikatlar yurttaşların haklarını tehdit ediyor’

YAĞMUR BERİL VAROL

Yazar Barış Terkoğlu, yeniden başlayan “Yazarlar Yazarları Ağırlıyor” programı çerçevesinde İzmir’e geldi. Konak Belediyesi ve TAKSAV’ın işbirliği ile gerçekleştirilen etkinlik için İzmir’e gelen Barış Terkoğlu, Barış İnce’nin sorularını yanıtladı. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’un ve TAKSAV İzmir İl Temsilcisi Yasemin Sağlam’ın da katılımıyla düzenlenen söyleşi büyük ilgi gördü.

Söyleşi Barış İnce’nin Barış Terkoğlu’na, ‘Metastaz’ ve ‘Cendere’ adlı kitapları ile ilgili, devlet içerisindeki bir takım güç dengelerinin dağılımı, belirli sektörlerde örgütlenmiş tarikatların iktidar değiştiğinde alacakları konum, saray rejimini finanse eden uyuşturucu ticareti gibi konularda soru sorması ile başladı.

tarikatlar-yurttaslarin-haklarini-tehdit-ediyor-935148-1.

Terkoğlu’nun Barış İnce’nin sorularına verdiği yanıtların satırbaşları şu şekilde:

►"Şimdiki iktidar bütün kurumları ortadan kaldırıyor. Yakın zamanda dört farklı merkez bankası başkanı değişti bana sorarsanız merkez bankası başkanı Recep Tayyip Erdoğan ama yasaya baktığımızda merkez bankası bağımsız bir kurumdur. İşte bu durumlarda bürokrasidekiler, gazeteciler yargılanıp ceza almak gibi şeyleri göze alamazlar. Bürokrasi ve yargı havanın değiştiğinin kokusunu çok iyi alırlar. ‘FETÖ’ döneminde bizim en dikkatimi çeken o yukarıdaki mekanizma o kadar pervasızlaşmışlardı ki insanların eline CD’ler bıraktılar. Bürokrasi bu havayı gördüğü zaman kırılmaya, içeriden sızmalara başlar. Böyle dönemlerde devletin içerisinde bürokrasi söylenenleri yapmaya ve hukuksuzluk dosyaları sızdırmaya başlar. Bana sorarsanız şimdi bu oluyor."

►"Genel anlamda bu tarikat yapılanmasını neden bu kadar tartıştığımızı konuşalım. Cumhuriyet düzenleri iktidarın meşruiyetinin yeryüzüne indirilmiş halidir. Bence Türkiye’deki tarikatlar krizlerini tartışıyor olmamızın sebebi cumhuriyet çözülüyor. Tarikat düzenleri öyle bir durumdaki yurttaşların tüm haklarını tehdit ediyor. Siz bir mahkemeye gittiğiniz de hâkimin bilmem ne tarikatına üye olduğunu görürseniz bir daha mahkemeye gider misiniz? Eğer bu tarikat düzeni böyle devam ederse Türkiye’de devlet dediğimiz mekanizma ortadan kalkacak. Suça ve delile dayandırılmayan bir hukuk düzeninde adalet çıkarabilir misiz o yüzden devlet çöker diyorum. Türkiye’de tarikatlar 2-3 senedir hangi partide derseniz birçoğumuz AKP deriz. Ben size söyleyeyim ülkeyi hangi parti yönetiyorsa onlardandırlar. Bu nedenle evet güçlerini kaybetmek istemeyecekler ama unutmayın iktidarı değiştirmek aynı zamanda güç ilişkilerini değiştirmektir. Aynı zamanda üniforma giyenlere emir vermek demektir."

►"Uyuşturucunun bir ekonomisi var. Birkaç farklı hat var Türkiye’nin de içinden geçen; Afganistan, İran, Türkiye ve Avrupa. Bu işin yıllık cirosu 30 milyar avro Türkiye’nin kasasını düşünün. İkincisi Güney Amerika’da başlayan oradaki limanlarla Türkiye’ye gelen ve yine Avrupa’ya taşınan kokain hareketi. Devlete göre bu yasa dışı tatbiki ama bir süre sonra bu iş üzerinden para kazanılıyorsa öncelikle mafya siyasetin gölgesine girip kendilerine yakın gördükleri kişilerle iş yapıyorlar. Türkiye’de şu an da devlet mekanizması içeresinde kimi zaman mafya kimi zaman dini kimliklere bürünmüş kişiler siyasetin içerisinde bu işi yapılıyor. Bu açıdan ben böyle bir mekanizmanın olduğunu siyasetle iç içe geçtiğini düşünüyorum."