Tarım çıkmazda | "Böylesini görmemiştik"
Artan maliyetler altında ezilen çiftçi ve besici, destek gelmezse üretimi bırakmaya hazırlanıyor. Borçlarla geçinmeye çalışan üretici, daha önce böyle bir krizle karşılaşmadığının altını çiziyor. Aksaray’da 25 yıllık çiftçi, “Bu yönetim, bize üretimi bıraktıracak” diyor.
Nisa KÜÇÜK
AKP iktidarının yanlış tarım politikaları çiftçiyi, besiciyi üretimden uzaklaştırıyor. Gübreye, suya, zirai ilaca gelen zamlar altında ezilen üretici, alternatif yollar arıyor. Maliyetli ürünleri ekmeyi bırakan çiftçiler, borçlarını tarlaları satarak ödüyor. Mera alanlarının yok edilmesinden dolayı hayvanları sadece yemle beslemek zorunda kalan besicilerse hayvan sayılarını düşürmek zorunda kalıyor. Fiyat artışları nedeniyle yeterli gübre ve su kullanamayan çiftçi, ürünlerin büyümemesinden yakınıyor. Hayvancılıkla uğraşanlar da yem fiyatları yüzünden hayvanlarını yeterince besleyemediklerini söylüyor. Aksaray’da çiftçilikle ve hayvancılıkla geçimini sürdürmeye çalışan üreticiler, sorunlarını BirGün’e anlattı.
YÖNETİM BIRAKTIRIR
Aksaray Yeşiltepe’de 25 yıldır çiftçilikle yaşamını sürdüren Amin Uz, beş yıldır şeker pancarı ekemiyor. Buğday, arpa ve ayçiçeği ekimine yöneldiğini söyleyen Uz, “Maliyetler çok arttı. Buğdaya bu yıl taban gübresi veremedim. Geçen yıl bu zamanlarda bir karış başak olurdu. Bu başaktan hayvanlarıma saman çıkmaz, boyları çok kısa” diye konuştu. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 2022 yılı için hububat fiyatlarını açıklamadığını hatırlatan Uz, “Buğdayın taban fiyatı en az 7 bin lira olmalı. O da maliyeti kurtarır ama ekmek yedirmez” dedi.
25 yıldır çiftçilik yapan Amin Uz
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi'nin buğday için maliyet hesabı şöyle: 400 kg verime göre maliyet 6,11 TL/Kg. Yüzde 30 çiftçi kârı ile açıklanması gereken fiyat 7,94 TL/kg olarak hesaplandı.
Borçlarla üretim yapabildiğini kaydeden Uz, şunları ifade etti:
“Çiftçiliği ben bırakmam ama bana bu yönetim bıraktırır. Ben bırakmak istemiyorum, üretmek, geçinmek istiyorum ama maliyetler ortada. Tarlaya gübre bile atamadım. Traktöre mazot dolduramıyorum, mazot 20 TL’yi geçeli çok oldu. Bir günde göreceğimiz işi üç güne yayıyoruz. Gübreyi, ilacı veresiye bile alamıyorum. Çünkü bugünün fiyatıyla yarının fiyatı aynı değil. Kartım dolu alamıyorum, param da yok. Kadere bıraktım. Şükür etmeyi de öğrendik. Eski birikimlerimizle geçinmeye çalışıyorduk ama iki yılda bu birikimler de bitti. Üretici de tüketici de zararda. Litresini 4 TL’ye sattığım sütün peynirini markette 90 TL’ye alıyorum. Aracı kazanıyor.”
İLAÇ PARASI BİLE DEĞİL
Ayçiçeği eken Yunus Çelik de artan maliyetlerden yakınıyor. Devletin verdiği desteğin yeterli olmadığını söyleyen Çelik, “150 dönüm tarlama 3 bin TL tarım desteği veriyorlar. 3 bin TL’ye ilaç dahi alamıyorum. İki tarlanın ilaç parası 8 bin TL tutuyor. Bu nasıl destek” diye sordu. Geçen yıl bir ton gübre fiyatının 2 bin 750 TL olduğunu hatırlatan Çelik, “Bu yıl gübre 17 bin TL. Zamlardan dolayı yeterince gübre alamadım. Ürünler, gübre atamadığım için büyümedi. Bu yıl 86 bin TL gübre borcuna, 30 bin TL tohum borcuna girdim. Bu yılki çekirdeğe güvenip nasıl borç kapatacağım bilmiyorum” dedi.
Ayçiçeği üretimi yapan Yunus Çelik
Çaresiz kaldığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
“Geçen yıl 120 dönüme 100 bin TL para harcadım, 95 bin TL para kazandım. Komple zarar. Suyu da mazotla çekiyoruz. Traktör günlük 2 bin 300 TL mazot yakıyor. 10 günü siz hesaplayın. Devletin gübre, ilaç, tohum fiyatlarına el atması lazım. Çiftçi artık bitti. Ay çekirdeğinin tohumunu 3 TL’ye alıyorum maliyetlerle birlikte 10 TL’ye zor satıyorum. Geçinemiyoruz. Çiftçinin malı esnafa peşkeş çekiliyor. Nasıl bir yol çizeceğiz bilmiyorum.”
TARLA VE İNEK SATTIM
Mustafa Koç da maliyetini karşılamadığı için şeker pancarı üretmeyi bıraktığını söylüyor. Artan maliyetlerden dolayı 75 dönüm arazisine ekim yapamadığını kaydeden Koç, “Verimlilik düştü, her şey pahalı. Su yok, gübre yok, ilaç yok doğal olarak ürün yetişmiyor” dedi. Geçinemediğini dile getiren Koç, “72 yaşındayım, 15 yaşımdan beri çiftçilik yapıyorum ama hiç böyle bir dönem görmedim. Borçları kapatabilmek için geçen yıl 10 süt ineğimi ve 13 dönüm arazimi sattım. Şu an 20 ineğim var. Yem fiyatları çok pahalı. Çıkan süt yem parasını karşılamıyor. Önceden süt inekleri satılmazdı şimdi satıyoruz. Bu yıl yine 100 bin TL borcum oldu. Borcu kapatmak için bu yıl da tarla satacağım” ifadelerini kullandı.
Pancar ekmeyi bırakan Mustafa Koç
MERA KALMADI
Kardeşleriyle birlikte küçükbaş hayvancılık yapan Soner Zengin, 450 anaç hayvanlarının olduğunu söyledi. Girdilerden yakınan Zengin, “Geçen yıl torbasını 110 TL’ye aldığımız yemi şu an 350 TL’ye alıyoruz. Mera da olmayınca hayvanları yemle beslememiz gerekiyor” dedi. Ciddi bir mera sıkıntısı çektiklerini dile getiren Zengin, “Mera diye bir şey kalmadı. Kayıt dışı diyerek birçok köy arazisini gasp ettiler. Yeri geliyor dört kişiyle tarım arazisinin içinde hayvan otlatıyoruz. Hayvanlar ölmeden yaza çıksın diye borçla yem aldık. 700 bin TL’ye yakın borcumuz var” diye konuştu.
Besici Soner Zengin
Dayanacak güçlerinin kalmadığını kaydeden Zengin, şunları söyledi:
“Bu sene düştüğümüz sıkıntıya diğer yıllarda hiç düşmedik. Hayvanların karnını nasıl doyuracağız diye düşünüyoruz. 350 kuzu 45 kiloya gelene kadar 400 torba yem yedi, bunun da maliyeti 130 bin TL. Hayvancılıkla uğraşmamıza rağmen Ziraat Bankası’nın bize verdiği limit 200 bin TL. Hiç hayvanı olmayanlara daha fazla limit veriyorlar. Yönetim, 'Sıfır faizle krediyi üreticiye vereceğiz' diyor ama bu krediyi dört ensesi kalın kullanıyor. Üreten biziz bize çıkan limit 200 bin TL.”
Hayvanları için arpa ekimi yapan Dündar Zengin de verimliliğin olmadığını söylüyor. Arazilerinden geçen yıllarda bin tona yakın arpa çıktığını dile getiren Zengin, “Bu yıl 500 kilo anca ürün çıkar. Çünkü geçen yıllarda 8 ton gübre kullanıyorduk bu yıl 2 ton gübre atabildik. Bu da verimliliği etkileyecek” dedi.
KAN DEĞİL SÜT AKIYOR
Aksaray Yeşiltepe Belediyesi Başkanı Tahsin Çelik, besicinin süt ineklerini kesmek durumunda kaldığına dikkati çekti. Yem fiyatlarının artmasından kaynaklı besicinin zor günler geçirdiğini dile getiren Çelik, “Geçtiğimiz günlerde torunumla kesimhaneye gitmek durumunda kaldım. Torunum, ‘Dede burada kandan çok süt akıyor’ deyince hiçbir şey söyleyemedim. Süt inekleri önceden kesilmezdi. Besici borçlarını ödemek için hayvanlarını kesmek zorunda kalıyor” ifadelerini kullanıldı.
ÜRETİCİ KÜSER
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer de üreticinin zor günler geçirdiğini söyledi. Üreticinin birçok sorununun olduğunu dile getiren Gürer, “Gübre fiyatları bir yılda yüzde 342 oranında arttı. Çiftçi toprağına gübre atamadı. Nasıl atsın? Gübre atılmayınca verimlilik de düştü. Tarlalarda zararlı otlar var. Çünkü çiftçi ilaç da alamıyor” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer
Dünyada ve Türkiye'de buğday üretiminin azaldığını hatırlatan Gürer, şunları kaydetti:
“Üreticinin desteklenmesi lazım. Toprak Mahsulleri Ofisi bu yılın buğday taban fiyatını en az 7 bin lira olarak belirlemeli. Samanın tonunun 2 bin 400 lira olduğu bir ortamda buğday üreticilerinin mağdur edilmemesi gerekir. Önceden çiftçi hem toprak ekerdi hem hayvancılık yapardı. Şimdi süt inekleri kesiliyor. Topraklar nadasa bırakılıyor. Besici, hayvanın karnını doyurmakta zorluk çekiyor. Mera alanları azaldı. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizin yüzde 56'sını oluşturan mera ve çayır alanları günümüzde yüzde 19’lara kadar düştü. Besicinin yemden başka çaresi kalmadı. Çiftçinin, besicinin sorunlarına yönelik bir politika izlenmezse üretici küser.”