Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından çiftçilerin yaşadığı ve ilerde karşı karşıya kalacağı sorunlara dikkat çeken Tarım Ekonomisi Derneği, üretime devam edilebilmesi için makina parkları kurulması çağrısı yaptı.

Tarım Ekonomisi Derneği: Afet sonrası tarımsal üretime devam edebilmek için makina parkları kurulmalı
Fotoğraf: AA

Tarım Ekonomisi Derneği, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kırsal alanlardaki durum hakkında henüz kesin rakamlarla ifade edebilecek bir bilgi olmadığına dikkat çekti, afet sonrası tarımsal üretime devam edebilmek için makina parklarının kurulması gerektiğini bildirdi.

Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan dernek, yaşanan afet sonucu tarımsal altyapı varlıklarının zarar gördüğünü, tarım üretimi ve girdi stoklarında kayıplar yaşandığını ve bu durumun çiftçilerin gelir kaynakları ile yaşam kalitesinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olduğunu anımsattı.

Stratejik değerlendirme ve planlamalar için güvenilir verilere ihtiyaç duyulduğunu belirten dernek, "Kırsalda afet sonrası tarımsal üretime devam edebilmek için makina parkları kurulmalı" çağrısında bulundu.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

On bir ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli şiddeti ve etkisi yüksek deprem sonrası; kırsal alanın durumu hakkında henüz kesin rakamlarla ifade edebileceğimiz bir bilgiye sahip değiliz. Şu anda kırsalda birden fazla sorun ve olumsuz etkiyle karşı karşıya kalındığı bir durum var. Yaşanan afet sonucu çiftçilerimizin sermaye varlıkları olan hayvanları telef oldu, sulama sistemleri, alet ve makineleri ile diğer tarımsal altyapı varlıkları zarar gördü. Tarım ürünleri ve girdi stoklarında kayıplar yaşandı. Kalite kayıpları nedeniyle ürünlerin satışı imkânsız hale geldi. Bu durumun çiftçilerimizin gelir kaynaklarını, refah ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilendiğini ve uzunca bir süre de etkileyeceğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte kırsalın boşalmadığını ve üreticilerimizin tarımsal faaliyetlerine, üretime devam etmeye çalıştıklarını biliyoruz.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından mümkün olduğu kadar hızlı, çok yönlü ve gerçeğe yakın değerlendirmelerin yapılması son derece önemlidir. Deprem sonrası oluşan zararın ve kayıpların doğru belirlenmesi, tahmin edilmesinin yanı sıra, deprem öncesi ürün miktarı ve kalitesinin de doğru bir şekilde ortaya konulması gereklidir. Kısacası, stratejik değerlendirme ve planlamalar için güvenilir verilere ihtiyaç var.

"İSTİHDAM VE EKONOMİK SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TEHLİKEYE GİREBİLİR"

Yaşanan durumun en önemli konusu gıda güvencesidir. Bölge, birçok tarım ürünü açısından önem arz ediyor. Yaşanan tahribat sonrası ekim/dikimlerin ya da hasadın yapılamaması veya azalması durumunda, gıda güvencesi riski oluşacak ve süreç içerisinde istihdam ve ekonomik sürdürülebilirlik tehlikeye girebilecektir.

Tarımsal üretimin en iyi şekilde yapılabilmesi için tarımsal alet ve makineler oldukça önemli. Toprak işleme, ekim, gübreleme, ilaçlama ve hasat makine ve ekipmanları tarımsal üretimde temel alet ve makinelerdir ve genellikle pahalı girdilerdir. Tarımsal istatistikleri incelediğimizde; bölgede tarımsal alet ve makine varlığının, tarımsal ürün deseninin ve tarımsal potansiyelin illere göre farklılıklar gösterdiğini görüyoruz. Afet bölgesinde de Türkiye genelinde olduğu gibi, traktör sayısı ve dolayısıyla diğer toprak işleme ekipmanlarının sayısı fazla.

ÜRETİCİLERE DESTEK ÇAĞRISI

Afet bölgesinde elbette tüm alet- makineler zarar görmemiştir. Bir taraftan zarar gören alet- makinelerin tespiti hızlıca yapılırken, diğer taraftan da mevcut tarım potansiyeli dikkate alınarak üreticilerin alet-makinelerle buluşması sağlanmalıdır.

Tarımsal alet ve makinelerin pahalı girdiler olduğunu belirtmiştik. Yaşadığımız afet sonrası çiftçilerimizin çoğunun yeni makine almak için yeterli sermayeye sahip olamayacağı ya da mevcut kaynaklarını öncelik bakımından daha üst sıralarda yer alan farklı harcamalara ayıracakları bir durum gelişmiştir. O nedenle üreticilerimiz kendilerine büyük yük getirecek tarım alet ve makine yatırımları yerine, alet-makine ihtiyaçlarını eskiden bu yana kullanılan, önerilen ve dayanışma ile yürütülen çeşitli yöntemlerle karşılamalıdır. Ortak alet-makine kullanımı ve ortak makine parkları, tarım makineleri kooperatif ve birlikleri kurulması yapılabilecekler arasında. Bu, devletin ve yerel yönetimlerin desteği ile kooperatifler ya da ziraat odaları gibi üretici örgütleri üzerinden yapılabilir. Ancak bu oluşumlara şimdi vakit yok. Ziraat odalarından ve kooperatiflerden kısa dönemde böylesi bir atılımı beklememiz çok zor. Bu iş için hızlıca, belki bir ay içerisinde aksiyon almak ve süreci tamamlamak gerekiyor.

Bu da mevcut koşullarda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ve bölge dışındaki büyükşehir belediyelerinin desteğinde olabilecek bir durum. Gereken makineler satın alınarak köy veya köy gruplarında makine parkları kurulabilir. Bakanlık ya da büyükşehir belediyeleri bu işleri yürütebilecek teknisyen veya ziraat mühendislerini sorumlu olarak görevlendirebilir. Ayrıca kurulacak makine parklarının yönetiminde köyden seçilecek bir grup üretici de mutlaka yer almalıdır. Başka bir deyişle özyönetim sağlanmalıdır.

Yöre köylerinin birlikte yararlanabileceği makine parkları ile ihtiyacı olanlar yeni makine-ekipman almaktan kurtulurken, zarar görmeyen makine-ekipman sahipleri de atıl kapasitesini değerlendirmiş olacaktır.

Ortak makine kullanımının sosyal ve ekonomik faydaları bilinmekle birlikte, ülkemizde ne yazık ki yaygın olarak kullanılmamaktadır. Daha çok hasat işlerinde kullanılan ve tarım makineleri müteahhitliği olarak adlandırılan ticari model gelişmiştir. Ancak şu anda ihtiyacımız olan; ticari modelden çok, dayanışmanın olacağı yöntemleri yaygınlaştırmaktır."