Hükümet ile Memur-Sen arasında imzalanan TİS metnine tepki gösteren Tarım Orkam-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Dostcan Şakar, "Kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin ürünü mutabakatın adı 'ölümü gösterip sıtmaya razı etme' mutabakatıdır" dedi.

Tarım Orkam-Sen'den hükümet ve Memur-Sen arasında imzalanan TİS'e tepki

Tarım Orkam-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Dostcan Şakar Gazipaşa ilçe tarım müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yaparak hükümet ve Memur-Sen arasında imzalanan TİS metnini eleştirdi.

Dostcan Şakar “20 milyonluk devasa bir kitleyi sefalet, yoksulluk, güvencesizlik dayatan bu mutabakatı kabul etmiyoruz. Kamu emekçilerinin ve emeklilerini daha da mağdur edecek yeni bir “satış” sözleşmesine onay verilmemesi yönündeki uyarılarımız “yetkili” konfederasyon tarafından yok sayılmıştır. Biz her şeye rağmen sendika olmanın gereğini yerine getirmeye devam edeceğiz. Hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmekle görevli olduğumuz 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin sesi olmayı sürdüreceğiz” dedi.

"5,5 milyon kamu emekçisini ve emeklisi olarak ailelerimizi de kattığımızda 20 milyonluk geniş bir kitlenin geleceğini doğrudan ilgilendiren 'toplu sözleşme' görüşmeleri taraflar arasında varılan mutabakatla sona ermiştir" diyen Şakar, Kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin ürünü mutabakatın adı 'ölümü gösterip sıtmaya razı etme' mutabakatıdır" ifadelerine yer verdi.

Şakar şöyle konuştu:

"5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisi bir “oldubitti” durumu ile karşı karşıya bırakılmıştır. Bu durum bile tek başına 5,5 milyon kamu emekçisine ve emekliye verilen değeri ortaya koymaktadır. Açıklanan mutabakat kamu emekçilerine, emeklilere verilen değeri gösteren bir belgedir.

Varılan mutabakata göre; Hükümetin 12 Ağustos’ta yaptığı ilk teklifin 2022 yılı için sadece 1 puan, 2022 için ise 2 puan, yani toplamda 3 puan artırıldığı mutabakat büyük kazanım, bir başarı gibi sunulmaktadır.

Masaya “yetkili” sıfatı ile oturanlar ve bu dönem ortak hareket ettikleri konfederasyon 2022 için %21 maaş artışı artı %3 refah payı artı 600 TL önceki dönem kaybı talep etmiştir. Yani 2022 yılı için %39 maaş artışı talep etmiştir. Buna karşım 2022 yılı için altışar aylık dilimler halinde %.5.+%7 maaş artışına imza atmıştır.

tarim-orkam-sen-den-hukumet-ve-memur-sen-arasinda-imzalanan-tis-e-tepki-915081-1.

Yine 2023 için %17 maaş artışı + %3 refah payı teklifine karşılık altışar aylık dilimler halinde %8 + %6 oranına imza atılmıştır.

Kısacası iki yıl için toplamda %67,2 maaş artışı teklif eden “yetkili” konfederasyon iki yıl için toplamda %26 oranına imza atmıştır.

Buna rağmen sanki büyük bir lütufmuş gibi, altışar aylık dönemlerde enflasyon farkının oluşması durumunda söz konusu farkın maaşlara yansıtılacağı ifade edilmiştir.

Öte yandan refah payı talebi yine görmezden gelinmiştir. Bunun yerine hali hazırda sadece sendika üyesi kamu emekçilerinin yararlandığı 3 ayda 135 TL tutarındaki toplu sözleşme ikramiyesi 235 TL artırılarak 3 ayda 400 TL’ye çıkarılmıştır.

Dolayısıyla toplu sözleşme ikramiyesinde artışın refah payı talebi ile kıyaslanması veya “refah payı vermiyoruz ama toplu sözleşme ikramiyesini artırdık” denmesinin bir karşılığı yoktur.

Ayrıca mutabakatın sunumunda Üç yıl önce bizzat Cumhurbaşkanı tarafından verilen 3600 ek gösterge sözü hakkında “toplu sözleşme dönemi içinde yapacağımız çalışmaları meclise yasa haline getirilmek üzere göndereceğiz” denilmiştir.

Yıllardır kadro bekleyen, bugün sayıları beş yüz bini aşan sözleşmeli personel konusu ise “3+1 sistemi üzerinde çalışacağız” gibi net olmayan, köşeli ‘vaatlerle geçiştirilmiştir.

Kısacası 3600 ek gösterge ve sözleşmeli personel konularında yine suya yazı yazılmıştır. Milyonların beklentisi önümüzdeki dönemin seçimlerinin yatırımı olarak çıkmaz ayın son çarşambasına ertelenmiştir.

Durum ortada olmasına rağmen “çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz nutukları atılmıştır. Türkiye pandemi döneminde dünyada vatandaşlarına en az doğrudan yardım eden ülkelerin başında gelmesine rağmen, sefalet oranındaki artışlara gerekçe olarak pandemi harcamaları gösterilmesi de manidardır.
Tüm bunlardan sonra soruyoruz, bu mudur başarı?

Bu ülkede çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan gerçek enflasyon %45’i aşmıştır.

İğneden ipliğe her şeye zam yağmurunun devam ettiği, üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki makasın tam 26 puan açıldığı dolayısıyla hayat pahalılığının önümüzdeki dönemde bırakalım düşmeyi daha da artacağının açık olduğu koşullara rağmen hiç kimsenin inanmadığı hedeflenen enflasyon rakamlarını temel alan bu mutabakatın neresi başarılı?

Bu mutabakatta;

Kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesine, Emekli olduğumuzda maaşlarımızın yarı yarıya düşmesine yol açan ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasına, Farklı adlar altında güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesine, Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılmasına, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesine, “4/C’li 4/B’liler” olarak bilinen kamu emekçilerinin ek ödeme, emeklilik gibi temel sorunlarına yönelik çözümler maalesef yok.

20 milyonluk devasa bir kitleyi sefalet, yoksulluk, güvencesizlik dayatan bu mutabakatı kabul etmiyoruz. Kamu emekçilerinin ve emeklilerini daha da mağdur edecek yeni bir “satış” sözleşmesine onay verilmemesi yönündeki uyarılarımız “yetkili” konfederasyon tarafından yok sayılmıştır.

Biz her şeye rağmen sendika olmanın gereğini yerine getirmeye devam edeceğiz. Hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmekle görevli olduğumuz 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin sesi olmayı sürdüreceğiz.

Bu görev ve sorumluluğun bir adımı olarak tüm kamu emekçilerini kendilerine dayatılan sefalet-yoksulluk ve güvencesizlik mutabakatına karşı tepkilerini göstermek üzere toplu sözleşme görüşmelerini yapan sendikalardan istifa ederek KESK’e bağlı sendikalara üye olmaya davet ediyoruz."