Türkiye’de tarımı çökertme sürecinin temelleri 80 ve sonrasında uygulanan neo liberal politikalarla atıldı. “Üreticiyi ithalatla terbiye etme” politikası bunun temel bileşenlerinden birisiydi. O yıllarda başlatılan bu politika, günümüzde çok daha vahşi bir şekilde uygulanıyor; arz eksikliği nedeniyle fiyatı artan her ürünün fiyatının ithalatla düşürme kolaycılığına başvuruluyor. İthalatın çözüm olmadığı defalarca görülmesine ve çokça eleştirilmesine (konuyla ilgili uzman kişi ve kuruluşların, meslek örgütlerinin eleştirilerinin bir özeti ve bizim tespitlerimiz için BirGün’de 8 ve15 Mayıs 2010 tarihlerinde birbiri ardına yayımlanan ‘’Öldürücü terbiye’’ başlıklı yazılarımıza bakılabilir) rağmen bu politika ısrarla sürdürülüyor.

Bu politika uygulamalarından sonuncusu Resmi Gazete’nin 15 Ağustos 2018 tarihli sayısında yayımlanan ‘’Bazı Tarım Ürünlerinin İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Karar ‘’ başlıklı kararnameyle yürürlüğe girmiştir. Kararnamede belirtilen tarife kontenjanı çerçevesinde 750 bin ton buğday, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır ve 100 bin ton pirinç için Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) gümrüksüz ithalat yetkisi veriliyor. Böylece TMO tarafından yapılacak toplam 2 milyon 250 bin tonluk hububat ithalatında gümrük vergisi sıfırlanmış oluyor. Bu kararname “İthalatta Kota ve Tarife Kontenjanı İdaresi Hakkında Karar” ’a dayanıyor.

Bu karar ise tek taraflı olarak veya ikili ya da çok taraflı anlaşmalar çerçevesinde ülke yararına kullanılmak amacıyla ithalatta uygulanabilecek kotalar ile tarife kontenjanlarına ilişkin usul ve esasları kapsıyor. Bu durumda açıktır ki, söz konusu kararname dayanak olarak verildiği ilgili kararla örtüşmüyor. Çünkü hububat üreticilerini gümrükleri sıfırlamak suretiyle korumasız bırakan bu düzenleme ‘’ülke yararı’’ ilkesiyle çelişiyor. Kaldı ki,bu uygulama yeni de değil. Ayrıca zaman zaman sanayi ürünleri için de aynı uygulama sürdürülüyor. Uygulamada tarife kontenjanları iki türde açılabiliyor: Otonom Tarife Kontenjanı (Tek taraflı) ve İkili Anlaşmalar Çerçevesinde Açılan Tarife Kontenjanları. İlkinde yerli üretimin düştüğü, iklim veya mevsimsel şartlar sebebiyle geçici olarak üretimi düşen veya tüketim talebi dönemsel olarak aşırı artan ürün gruplarına yönelik İç piyasada fiyat ve talep dengelerinin korunabilmesi için, bazı tarım veya sanayi ürünlerinde, belirli bir dönem için vergi diliminde indirim ya da muafiyet yapmak sureti ile ithalat için tarife kontenjanı açılıyor. İkincisinde ise Serbest Ticaret Anlaşmalarından veya Tercihli Ticaret Anlaşmalarından kaynaklanan yükümlülüklerimiz çerçevesinde bazı sanayi ve tarım ürünlerin ithalatında, sadece anlaşma imzalanan ülkeyi kapsayacak şekilde vergi indirim veya muafiyetleri uygulanıyor. Son düzenleme, ilk türün yukarıda ifade edilen tarım ürünleri kapsamındaki bir uygulama örneğidir. 2012 yılında 2012/3590 sayılı Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünce Kullanılmak Üzere Buğday, Arpa ve Mısır İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Karar ile başlatılan bu uygulama daha sonraki kararlarda pirincin de kapsama alınmasıyla bu güne kadar getirilmiştir.

Hububat üreticilerini gümrükleri sıfırlamak suretiyle korumasız bırakan bu düzenlemenin ülke yarına aykırı olduğu gerçeği görülmüş ve fark edilmiş olmalı ki, bu düzenlemeye başta meslek örgütleri olmak üzere konuyla ilgili çevreler tarafından ciddi eleştiriler yöneltiliyor. Bu eleştirilerde iki kuruluş öne çıkıyor. İlki TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO),diğeri Çiftçi-Sen’e bağlı Hububat Üreticileri Sendikası (Hububat-Sen). ZMO 16 Ağustos 2018 tarihinde yaptığı ‘’Tarımsal ürünlerde ithalatçı politikalara devam!’’ başlıklı basın açıklamasıyla bu kararın TMO`dan çiftçiye dost kazığı olduğu imasında bulunuyor. Ayrıca kararla çiftçileri üretim süreçlerinden koparılacağı öngörüsü yapılıyor. Bu öngörünün gerekçesi şu şekilde ifade ediliyor: Cumhurbaşkanı Kararında yer alan ürünlerin hasadının bittiği veya başlamak üzere olduğu dikkate alındığında, zaten yüksek girdi fiyatları nedeniyle karlı bir üretim yapamayan çiftçilerin ürünleri, bu karar nedeniyle beklenenden de daha düşük fiyattan gidecektir. Kar edemeyen çiftçi üretimden kopacak, nüfusumuz artmaya devam ederken üretimimiz azalacak, hiç şüphe yok ki, seneye yine benzer bir karar ile TMO`nun süresi biten yetkisi, aynı şekilde yenilenecektir. ZMO, öngörüsünün olası sonucundan bir hayli ürkmüş olmalı ki ilgili bakanlığı( Tarım ve Orman Bakanlığını) yerli ve mili üretimi destekleyecek bir tarım politikasını ivedilikle ve kararlılıkla uygulamaya davet ediyor. Hububat-Sen açıklamasında ise zamanlama manidar bulunuyor Ayrıca bu hamleyle önümüzdeki üretim sezonu için bir kısım çiftçinin üretimden vazgeçebileceği öngörüsü yapılıyor. Bu kuruluşların açıklamalarına web sayfalarından kolaylıkla ulaşılabiliyor.

Ortak örgütlü akıl mı yoksa tek akıl mı haklı diye sorarsanız, hiç kuşkunuz olmasın,benim yanıtım örgütlü akıl olacaktır.