Google Play Store
App Store

Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile açıklanan 2025-2027 tarımsal destek planlaması, çiftçiyi plansızlıkla baş başa bıraktı. Desteklerden mazot ve gübre başlıkları çıkarılırken ‘planlama’ da görüntüde kaldı.

Tarımda dayatma: Biz ne dersek o
Fotoğraf: Depo Photos

Melisa AY

Tarımsal üretimde ‘planlama’ denilerek sunulan belirsizlikler, hasat zamanı pek çok sorunla baş başa bırakılan çiftçinin geleceğe daha da karamsar bakmasına neden oluyor. Çiftçileri topraktan uzaklaştıran politikaların sürdürücüsü olan AKP iktidarı, geçtiğimiz hafta 2 yıl arka arkaya ekilmeyen tarım arazilerinin kiraya verileceğini açıklamıştı. Tarımı şirketlerin eline bırakma planının yeni parçası da dün Resmi Gazete’de yayınlandı.

2025-2027 yılları için tarım destekleri planlaması AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla yürürlüğe girdi. Planlama, pek çok belirsizliği de beraberinde getirdi. Tarım destekleri, 3 ana başlık altında toplandı. Temel, planlı üretim ve üretimi geliştirme başlıklarında destekler ödenecek. Kararnamede mazot, gübre ve prim destekleri yer almadı.

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yapılan açıklama, mazot ve gübre desteklerinin temel destekler içinde ödeneceği açıklansa da kararnamede mazot ve gübre kelimelerine yer verilmedi. Desteklerin, 2025’te ne kadar ödeneceği belli olurken, 2026 ve 2027 yıllarındaki destek miktarları belirsiz kaldı. Kararnamede, destek artışlarının ‘Orta Vadeli Plan’a uygun biçimde bütçeye göre’ yapılacağı açıklandı. Destekler, enflasyon oranında da artmayacak.

Destek ödemelerinde şunlar öne çıktı:

• Yeni kararname ile çiftçiye ödenen mazot ve gübre desteği ile prim ödemeleri kalktı.

• Bu destekler, temel destek başlığı altında toplandı.

• Dekar başına temel destek miktarı 2025 yılı için 244 lira oldu.

• Destekler, farklı ürünlerde farklı katsayılarla ödenecek.

• Bakanlığın belirlediği havzalarda belirlenmiş ürünlerin ekimini yapmayan çiftçiler hiçbir destek alamayacak.

ÇİFTÇİYE ÜRÜN DAYATMASI

Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu, iktidarın tarım politikalarında planlamanın yalnızca sözde kaldığını ifade etti. Çobanoğlu, “Bakanlık, planlama adı altında çiftçiye ürün dayatacak. Bu planlamada çiftçinin izi yok” diye konuştu. Çobanoğlu, “İhracata yönelik, şirketlerin faydasına olması için yapılmış bir planlama. Bu şekilde verilen desteklerin de bir kıymeti kalmıyor” dedi. İktidarın üreticinin gerçekliğini gözetmeden hareket ettiğinin altını çizen Çobanoğlu, “İktidar çiftçiye ‘Biz ne dersek onu ekeceksin’ diyor. Biyoçeşitlilik de gözetilmiyor, yerellik de” diye konuştu.

Geçtiğimiz hafta açıklanan, 2 yıl üst üste ekilmeyen tarım arazilerinin kiraya verilmesi kararını da eleştiren Çobanoğlu, “Kira uygulamasını tehlikeleri çok büyük, üretici toprağı ekemeyecek tüketici de bu sebeple gıdaya erişemeyecek. Zaten küçük ölçekli çiftçiler süregelen yanlış politikalarla üretimden tasfiye edildi. Orta ölçekli üreticiyi yok edip tarımı şirketlerin hakimiyetine geçirmek istiyorlar. Tarım şirketlerin eline bırakılırsa, daha fazla kar hedefiyle ürünü tarlada bırakabilir, arzı kısıp fiyatları yükseltebilir. Gıdaya erişim tehdit altında” diye konuştu.

PLANLAMA KANDIRMACASI

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran, planlamanın sözde kaldığını anlattı. Kapıkıran, “Bu 3 yıllık planlama kadük çünkü arkaplanı yok. Görüntüde 3 yıllık planlamada maddelere bakılınca her kalemde ayrı bir belirsizlik karşımıza çıkıyor. Destek artış miktarları dahi belli değilken buna ‘planlama’ demek söz konusu olamaz” diye konuştu. Kapıkıran, kararnamede destek artışlarının belirsizliğinin altını çizerek “Şimdi çiftçi bilmediği bir artışla neye güvenerek planlama yapacak ve üretecek? Sonraki yıl ne kadar destekleneceğini bile bilmiyor. Destek dekarda mazot parasını karşılamıyor. Bu ‘3 yıllık’ denilerek sunulan bir kandırmaca” dedi.

Kira uygulamasını da eleştiren Kapıkıran, “Zaten kira uygulaması ile çiftçinin arazisini, mülkünü küresel ve yerli şirketlerin mülkiyetine geçirmek istiyorlar. Bu kararname de bunun hazırlayıcısı. Bu plan çiftçinin planı değil, tarımsal üretimi özel sektörün eline bırakma hedefinin bir ürünü. Yoksa siyasilerin ağzına bakan ve rant kapısı haline gelen Birlikler, Tarım Kredi Kooperatifleri bunun yerine çiftçiyi gözetirdi. Çiftçiye bakılır, bir gecede Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile planlama adı altında bir düzenleme getirilmezdi” diye konuştu.