Tarımın yeni işçileri: Suriyeliler
FAO’dan tarım eğitimi alan Suriyeli Feddan al-Ali: “Sığırların olduğu bir yerde hiç çalışmadım. Ülkemdeyken hukuk okuyordum ve sığırları uzaktan görmüştüm. Şimdi hayvan bakımının tüm boyutlarını öğrendim” diyor

ÖZGE DOĞAN
Türkiye’de yıllardır bulunan ve geliri olmayan birçok Suriyeli mülteci tarımda çalışmaya başladı. Suriyeliler için bir işe sahip olmak aynı zamanda çocuklarına kıyafet almak, onları okula göndermek demektir. Ayrıca bu, iş bulmak için şehri günlerce dolaşıp durmak ve acil yardım kuyruklarında sıra beklemenin sonu anlamına gelir.
Türkiye’nin Güneydoğusu ülkedeki en yüksek işsizlik oranlarından birine sahip. Bölge; Suriye’de savaş başladığından beri 3.5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. İş bulmak için ise rekabet çetin.
Tarım, daha çok insanı istihdam edebilme kapasitesi olan alanlardan biri. Çiftlikler ve tarımsal üreticiler kurumlarının daha verimli çalışması için daha kalifiye çalışanlara ihtiyaç duyuyor.
Samira Suriye’nin Deir ez-Zor bölgesinden dört yıl önce geldi. Şehri bombalandı, oğlu öldürüldü. Kalan sekiz çocuğunu, eşini, annesini ve torunlarını beraberinde getirdi. Şu anda bir çadır kentte yaşıyor.
“Çadır kentte eğitimlere katılmak isteyip istemediğimiz sorulunca hemen gönüllü olmak istedim. Tabii ki ilk isteğim Suriye’ye geri dönmek ama şu andaki durum bunu imkansız kılıyor” diyor Samira.
“Şimdilik çocuklarımızı büyütmek ve onların ihtiyaçlarını karşılamak zorundayız. Gençler evlenecek, bir ev bulacak, aile kuracak. Hayatın döngüsünü sağlayacağız.”
FAO, şimdi Samira gibi iş arayanlara gerekli becerileri kazandırmak ve tarımda yüksek beceri gerektiren iş bulmalarına yardımcı olabilmek için Suriyeli mültecilere ve Türkiyeli çalışanlara eğitimler veriyor.
2017’den beri FAO, Suriyeli mültecilere ve iş sahibi olmayan Türkiyeli vatandaşlara teorik, pratik ve işbaşı eğitimler veriyor. Kursiyerler ekimden sulamaya, hasattan işlemeye, paketlemeden hijyen kurallarının uygulanmasına kadar tedarik zincirinin farklı aşamaları konusunda bilgi sahibi oluyor.
Kültürel ve dilsel mesafeleri aşmak
Suriyeli ve Türkiyeli kursiyerler yan yana eğitim alarak ve çalışarak birbirlerini daha iyi tanıyor, dil becerilerini geliştiriyor ve birbirlerinin kültürleri hakkında daha çok şey öğreniyorlar.
Kefe, Cerablus’u iki sene önce terk etti. İki abisi de IŞİD tarafından kaçırıldı ve ardından serbest bırakıldı. Ailesi şehirde daha fazla kalamayacaklarına karar verdi ve sınırın öte tarafına geçti. Güzel sanatlar mezunu olan Kefe, FAO projesi kapsamında sanayi konusunda çalıştı ve işbaşı eğitimlerden sonra bir kuruyemiş fabrikasında çalışıyor.
“Sürekli evde oturma düzeninin dışına çıktık. Buraya geldik ve sosyal hayatım iyileşti. Birçok kişi tanıdım. Türkçe öğrendim. Şimdi kendimi ifade edecek kadar Türkçe konuşuyorum” diyor Kefe. Muhammed 2013’te mühendislik diplomasıyla mezun oldu. Mezuniyetinin hemen sonrasında Suriye’deki durum orada kalmak için tehlikeli olmaya başladı. Ailesi ülkesinde zeytin ve fıstık üretimi yapmasına rağmen Muhammed zeytinin ticari olarak nasıl üretileceğini Türkiye’ye gelene kadar bilmiyordu.
“Damla sulamayı, gübre kullanımını, daha fazla hava ve güneş ışığı alması için fıstıkları ve zeytin ağaçlarını nasıl budayacağımızı öğrendik. Önceden bu teknikleri bilmiyorduk” diyor Muhammed.
“Ülkemizde yaptığımız yanlışlardan birisi zeytinleri toplarken ağaçlara sopalarla vuruyorduk. Bu bir sonraki sezonda yeni çıkan zeytinleri etkileyebilir ve daha az zeytin alacağımız anlamına gelebilir.”
Eğitimden güvenli işlere
Eğitimlerin sonunda düzenlenen iş fuarları kursiyerlere iş bulma konusunda yardımcı oldu. Şirket sahiplerine, Geçici Koruma statüsündeki kişilerin hakları, sunulan hizmetler ve yasal çerçeveler ile ilgili bilgilendirme yapılırken eğitimleri bitiren kursiyerler işverenlerle yüz yüze görüşebildi. Birçok kursiyer bu fuarlar sırasında iş teklifi aldı.
Rakka’dan gelen Feddan al-Ali ülkesine dönmek için pek umutlu değil. “Rakka’nın tekrar eski haline dönmesi 20-30 yılı alacak, şehir tamamen yıkılmış durumda.” diyen ve Türkiye’de iş kurmak için istekli olan Feddan’ın hayvancılık üzerine aldığı eğitimlerin yardımıyla kendi çiftliğini kurmak gibi hayalleri var.
“Sığırların olduğu bir yerde hiç çalışmadım. Ülkemdeyken hukuk okuyordum ve sığırları uzaktan görmüştüm. Bu projeyle süt sağımından, çiftlik hazırlığına ve veterinerlik becerilerine kadar hayvancılık bakımının tüm boyutlarını öğrendim. İneklerle nasıl iletişim kurulacağını bile öğrendik! Tüm bunları bize eğitimleri veren bir veteriner öğretti.”
Şu ana kadar 900 kişi projedeki eğitimleri tamamladı ve bunlardan birçoğu tarım sektöründe çalışıyor. 2018’de FAO yeni ülkelerinde kendilerine bir gelecek kurabilmeleri için 500 kişi için daha eğitim programı başlatacak.