Tarlada yaşananları görmezden gelen hükümet, etiket üzerinden enflasyonla mücadele etmeye devam ediyor. Tarım yazarı Yıldırım, “Maliyetleri düşürmeden, üretimi planlamadan bu etiketleri değiştiremezsiniz” diyor.

Tarladaki sorun çözülürse fiyat düşer

Namık Alkan

Son günlerde temel gıda ürünlerinde KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi gıda fiyatlarındaki artışın çözümü olarak sunuluyor. Hükümet enflasyon timleri ile pahalılıkla mücadele edeceğini söylerken üretim maliyetlerini düşürücü ve üretimi artırmaya yönelik bir politika sunulmuş değil.

Son 5 yılda hükümetin gıda fiyatlarını düşürmeye yönelik farklı zamanlarda 16 tane tedbir açıkladığını hatırlatan Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, “Bunların hepsi pazardaki, marketteki etiketi nasıl düşürürüz ile ilgili alınan tedbirlerdi. Hâlbuki etiket bir sonuç. Bunun başlangıcı tarla. Maliyetleri düşürmeden, üretimi planlamadan bu etiketleri değiştiremezsiniz. Sorunun kaynağı tarlada. Tarladaki sorunu çözersek ancak gıda fiyatlarını düşürebiliriz” yorumunda bulundu.


Yıldırım, yanlış tarım politikaları ile ithalata bağımlı, tarımı önemsemeyen, görmezden gelen bir anlayışın var olduğuna dikkat çekti. Tarımın bu topraklarda başladığını vurgulayan Yıldırım, “Ama biz bunu değerlendiremiyoruz. Tarım alanlarını toplu konutla dolduran, ovalarını betonlaştıran bir ülke ile karşı karşıyayız. O yüzden bu kadar zenginlik içinde Türkiye ithalat yapan bir ülke ve bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bir zihniyet değişikliği gerekiyor. Bu zihniyetle bunu başarmak mümkün değil. Tarımdan zenginlik üreteceğimizi düşünen bir zihniyet değişikliğine ihtiyacımız var” diye konuştu.

MUHALEFETİN NET PROGRAMI YOK

Hükümetten bir zihniyet değişikliğini beklemenin zor olduğunu belirten Yıldırım, muhalefetin de ortaya net bir program koymadığını anlatarak şunları söyledi: “Muhalefet halka gitmeye başladı. Esnafa gidiyor, çiftçiye de gidiyor. Milletvekilleri tarlaya gidip video çekip paylaşıyorlar ama ortada tarımla ilgili net bir program yok. Muhalefetin tarımda ne yapacağını, tarımsal maliyetleri, mazot ve gübre fiyatlarını nasıl düşüreceğini açık açık anlatması lazım. Bazı raporlar hazırlandı ama çiftçinin haberi yok.”

KRİZDEN ÇIKIŞ YOLU TARIMDA

Tarımda yeni bir dönem yeni bir düzen olduğunu belirten Yıldırım, şunları söyledi: "Pandemi, iklim krizi, kendine yeterlilik, yasaklar, kısıtlamalar, korumacılık, yoksulluk bu döneme damgasını vurdu. Gıda egemenliğinin önemi arttı. Tarım potansiyeli ve üretimi yüksek olan ülkeler yeni tarım düzeninde “zengin ülkeler” olarak adlandırılacak. Türkiye iklimi, ürün çeşitliliği, kendine yeterli olma potansiyeli ile yeni tarım düzeninde önemli ülkeler arasında yer alabilir. Üretirse açlık, kıtlık olmaz. Üretmezse açlık da olur kıtlık da olur. Ulusal politikalarla bu potansiyelini değerlendirmezse dışa bağımlı, varlık içinde yokluk çeken bir ülke olur. Türkiye, yaşadığı ekonomik krizde tarımın gücünden yararlanmak yerine tarımı yok etmeye çalışıyor. Oysa çıkış yolu tarımda."
Türkiye’nin, tarımda zenginlik üretecek politikaları uygulaması gerektiğini ifade eden Yıldırım, bu konuda şunları söyledi: “Tarım ve gıda üreticisi ülkeler petrol üreten ülkelerin yerini alıyor. Türkiye, yeni tarım düzeninin gerektirdiği birçok koşula sahip. Bu avantajları değerlendirmek için zihniyet değişimine ihtiyaç var. Türkiye, tarımdan zenginlik üretecek politikalar uygulamalı."

***

Yeni kitap: Yeni Tarım Düzeni

Yıldırım’ın yeni kitabı Yeni Tarım Düzeni/ Pandemi - İklim Krizi ve Gıda Egemenliği raflardaki yerini aldı. Yıldırım, Türkiye’nin tarımdan zenginlik üretebileceğini anlatmak ve tarımsal potansiyelini yansıtmak istediğini söyledi. Daha önce yayımlanan Üretme Tüket kitabında, genel olarak tarımdaki durumunun fotoğrafını çekmek istediğini kaydeden Yıldırım, “Yeni kitap için yola çıkarken Türkiye’nin tarımdan zenginlik üretebileceğini anlatmak, yani Türkiye’nin potansiyelini yansıtmak istedimdim" dedi.