Türkiye’de parti liderlerinin katıldığı seçim tartışma programları çok alışılagelen bir durum değil. 1983 seçimlerinden bu yana hafızalara yer eden dört tartışma programından söz edebiliriz. Bu tartışmaların bazıları seçim sonuçlarına etki ederken bazılarına da seçmen hiç yaşanmamış gibi muamele gösterdi. KÖPRÜYÜ SATTIRMAM 12 Eylül cuntasından sonra ilk seçimler 6 Kasım 1983 tarihinde gerçekleşti. Cuntanın aday ve […]

Tartışmalardan kim galip çıktı?

Türkiye’de parti liderlerinin katıldığı seçim tartışma programları çok alışılagelen bir durum değil. 1983 seçimlerinden bu yana hafızalara yer eden dört tartışma programından söz edebiliriz. Bu tartışmaların bazıları seçim sonuçlarına etki ederken bazılarına da seçmen hiç yaşanmamış gibi muamele gösterdi.

KÖPRÜYÜ SATTIRMAM

12 Eylül cuntasından sonra ilk seçimler 6 Kasım 1983 tarihinde gerçekleşti. Cuntanın aday ve parti yasaklamalarından sonra ANAP, Halkçı Parti ve Kenan Evren’in desteklediği MDP katıldı. Üç partinin lideri seçim öncesi TRT’nin düzenlediği bir tartışma programında bir araya geldi. Programda, ANAP lideri Turgut Özal liberal fikirleri ile öne çıktı. Bu beklenen bir durumdu. Programın ve sonrasında seçimin sürprizini Halkçı Parti gerçekleştirdi. HP lideri Necdet Calp, Özal’ın Boğaz Köprüsü’nü satacağına ilişkin açıklamalarına “sattırmam” diyerek karşı çıkıyor ve tüm aday vetolarına rağmen partisinin yüzde 30 oyla ikinci olarak seçilmesini sağlıyordu. MDP Başkanı Turgut Sunalp’in son derece silik bir görüntü verdiği program aynı zamanda seçim sonuçlarına dair de ipucu niteliğindeydi. Sunalp, cuntanın tüm desteğine rağmen ancak yüzde 23 oy alabildi.

PORGRAMDA ECEVİT SANDIKTA DEMİREL

Liderler arasında yaşanan en demokratik tartışma programının 11 Ekim 1991 tarihinde yaşandığını söyleyebiliriz. Seçimlere katılan DYP lideri Süleyman Demirel, ANAP lideri Mesut Yılmaz, SHP Başkanı Erdal İnönü, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, RP lideri Necmettin Erbakan ve SP Başkanı Doğru Perinçek katıldı. Tüm liderlerin yaklaşık olarak aynı süreyi kullandığı program sonrası en başarılı isim olarak Bülent Ecevit öne çıkmıştı. Demirel, İnönü ve Mesut Yılmaz vasat bir performans gösterirken Perinçek ve Erbakan başarılı sayılan liderler oldular. Tartışma programında öne çıkan isimler sandıkta başarılı olmadı. 20 Ekim 1991 tarihinde yapılan seçimde sıralama DYP, ANAP ve SHP şeklinde devam ederken RP, seçime az bir süre kala MÇP(Alparslan Türkeş) ve IDP (Aykut Edipali) ile ittifak yaparak yüzde 16 oy olmayı başardı. DSP barajı kıl payı geçerken Perinçek yine yüzdelik dilime giremedi.

MERKEZ SAĞ KAPIŞTI

1995 seçimleri merkez sağın liderlik yarışı ile gerçekleşti. ANAP ve DYP neredeyse tüm seçim süresince yalnızca birbirleri ile uğraştı. Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz arasında Ali Kırca yönetiminde gerçekleşen tartışma programı da unutulmazlar arasına girdi. Oldukça sert geçen programın galibi yoktu. Bununla birlikte birbirlerini ciddi şekilde hırpaladılar. Nitekim seçim sonucunda ANAP ve DYP yüzde 19 alırken aradan RP yüzde 21 oy alarak sıyrıldı ve seçimin galibi oldu.

ERDOĞAN-BAYKAL DÜELLOSU

Yaklaşık 7 yıl süren koalisyon döneminden sonra tek parti iktidarının başlayacağı 3 Kasım 2002 seçimlerinden önceki program AKP lideri Erdoğan ve CHP lideri Baykal arasında gerçekleşti. Koalisyonların dışında kalan Baykal’ın CHP’si ile Fazilet Partisi’nden ayrılan AKP seçimlerin en güçlü adayı olarak görülüyordu. Programa da bu yüzden Erdoğan ve Baykal çağrıldı. Programı tasarlayanların nasıl bir öngörüye sahip oldukları seçim sonuçları sonrası anlaşıldı. MHP, DYP ve Genç Parti sadece bir kaç bin oy eksik nedeni ile baraj altında kalıyor ve AKP yüzde 34 oy alarak tek başına iktidar oluyordu.

Programa gelince; iki lider de temkinliydi. Seçim sonuçlarını bilen ve bunun değişmesini istemeyen, bu yüzden de hata yapmaktan çekinen bir görüntüleri vardı. Birbirlerinin ayaklarına çok basmadan program sona erdi. İkilinin program sonrası siyasi hayatları da birbirlerini destekleyerek geçti.

PROGRAMLAR BELİRLEMEDİ

Milyonları ekranlara kilitleyen programların seçimlerin kaderini mutlak değiştirdiğini söylemek mümkün değil. Kuşkusuz etkisi olmuştur. Bunlardan en belirgin olanı Necdet Calp’ın Halkçı Parti’si. Yasaklı döneminde sessiz devam eden propaganda döneminde bir kelimelik mesajla seçmenin yüzde 30’nun oyunu alabildi. Sert geçen birbirlerini çok yıpratan Çiller-Yılmaz düellosunun da kazananının RP lideri Necmettin Erbakan olduğunu söyleyebiliriz.

***

Bu gece ne olacak?

Benzer tartışma ABD seçimlerinde yaşandı. Parlak, hazır cevap Hillary Clinton ile uzun cümle kurmakta bile zorlanan Donald Trump arasında yaşanan tartışmanın sonucu neredeyse belliydi. Televizyon izleyicilerinin çoğunluğu Clinton’un daha iyi olduğunu düşünüyordu. Çıkan bir başka sonuç ise “Trump da hiç fena değildi ve ABD başkanlığı yapabilir” oldu. Bu algı da umutsuz muhafazakârların sandığa gitmesini sağladı.

Benzer bir sonuç bu gece de yaşanabilir. Vasat geçen bir tartışma ve galibin çok belli olmaması hiç kuşkusuz Binali Yıldırım’ın işine yarayacak. Tartışma 15 gündür devam eden “Erdoğan olmadan da Binali Yıldırım başarır” kampanyasının devamı niteliğinde. İmamoğlu yıldızlaşmak zorundayken, Yıldırım’a vasatın altına düşmeyen bir performans yetecek. Ortak soruların ve çok az polemiğin olacağı programda bu kadarını başarmak Binali Yıldırım için de sorun olmasa gerek.