Türkiye, yaşanan büyük bir kadın vahşetini daha konuşuyor!

Muğla’nın Ula ilçesinde katledilen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in dramı ülkemiz için yeni bir kara leke haline dönüştü...

Daha önce de benzeri kadın cinayetleri yaşanmıştı!

Her defasında konuşuldu ve unutuldu!

Özellikle AKP iktidarının “kadın erkek eşit değildir!” söylemi, İslam dinini AKP’ce yorumlayanların “kadınları yok sayan” yalan yanlış beyanları, kamu görevlilerinin yaratılan bu iklimden etkilenerek gerekli özeni göstermemeleri kadın ölümlerini hızlandırdı!

Bu nedenle; Kadınları korumak adına 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldığı için ‘İstanbul Sözleşmesi’ ismiyle anılan, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin” Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni imzalayan ve onaylayan ilk ülke Türkiye olmasına karşın ne yazık ki kadın katliamları devam ediyor!

1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine dayanıyor.

İstanbul Sözleşmesiyle; “kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, kadınlarla erkekler arasında eşitliğin yaygınlaştırılması ve bu amaçlar için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlanması ve bu konularda uluslararası işbirliğinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.”

Avrupa Parlamentosu’na göre, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde her üç kadından biri fiziksel ya da cinsel şiddete uğruyor...

Bu gerekçeyle sözleşme;” kadına karşı şiddetin, kadınlarla erkekler arasında tarihten gelen eşit olmayan güç ilişkilerinin bir tezahürü olduğunu ve bu eşit olmayan güç ilişkilerinin, erkeklerin kadınlara üstünlüğüne, kadınlara karşı ayrımcılık yapmalarına ve kadınların tam anlamıyla ilerlemelerinin engellenmesine yol açtığını görüşünü” öne çıkarıyor!

Kısaca her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddeti, şiddet tehdidini ve ayrımcılığı ortadan tamamen kaldırmanın ülkelerin birinci görevi olduğunu belirtiyor...

İmzalanan sözleşme böyleyken geçen yıl, vahşice öldürülen Emine Bulut cinayetinin ardından kadınlar, Türkiye’nin pek çok kentinde sokağa döküldüler ve iktidardan İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması istediler! Çünkü ilk imzayı atmasına karşın sözleşmeyi uygulamakta ikircikli davranan AKP, kadın katliamlarına seyirci kalmaya devam ediyor...

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, “2002-2020 Yılları Arasında Türkiye’de Kadın Hakkı İhlalleri” raporundaki sonuçlara bakılınca iktidarın kadına şiddet konusunda yeterli önlemi almadığı açıkça görülüyor...

Tanrukulu; “AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında öldürülen kadın sadece 66 iken, 18 yılda 15 bin 557 kadının öldürüldüğünü yani, AKP iktidarı sürecinde Kadın ölümleri %1400 arttığını açıklıyor!

Hal böyleyken Diyanet Başkanın bir şeyhülislam edasıyla Ramazan ayının ilk Cuma hutbesinde İstanbul Sözleşmesinden “çekilmemiz gerektiğini açıklaması,” anayasasında “laik’lik” ilkesi olan laik demokratik Cumhuriyetin yok sayılması demek oluyor!

Alenen Anayasa’ya karşı suç işleniyor!

Ve ne yazık ki yargı, Diyanet Başkanı’yla ilgili olarak hala harekete geçmedi.

Daha da vahimi AKP, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek doğrultusunda” çalışmalara başladığını duyurdu.

Olacak iş değil! Devlet açıkça dini kurallarla yönetilmeye başlandı!

İlk imzayı atan ülke şimdi ne oldu da bu sözleşmeden çekiliyor?

Kadına karşı işlenen şiddet, taciz, tecavüz ve öldürmelere AKP iktidarı onay mı veriyor? Gibi bazı sorular hemen akla gelebilir!

Şaşırmamalıyız! Çünkü AKP’nin aklı sözleşmenin gerekçelerinde değil! Hatırlayın

Bazı Kadınları “….nın kılı olayım” dedirtecek kadar onursuz ve cahil bırakan, 6 yaşında kızla evlenebilineceğini söyleyen, kız çocuklarına babaların şehvetle bakabilmesinde sakınca görmeyen bir anlayışa AKP izin veriyor!

Kadınları kullanarak elde ettikleri 18 yıllık iktidarlarında “kadınları nasıl aşağıladıkları” hala hafızalarımızda!

AKP’li kamu görevlisi kadınların “İslam’da çok eşlilik var. Eşimin arkadaşımla birlikte olması beni rahatsız etmez.” Demesini unutabilir misiniz?

AKP’ye oy veren kadınlar ne diyor bilmiyorum ama bu siyasi anlayış ve kullanılan kaba dil, Türkiye’de kadına karşı olan şiddeti arttırıyor. Kısaca; AKP’nin İstanbul sözleşmesinden vaz geçmesinin asıl nedeni kadın üzerindeki erkek egemenliğini sürdürmek! Hal böyleyken kadınlara sahip çıkması gereken CHP ne yapıyor?!