Taşımalı eğitim kapsamına alınan öğrenci sayısı her geçen yıl artarken, yaşanan mağduriyetlere de yenileri ekleniyor. Ağustos ayında taşımalı eğitim için açılan 100’den fazla ihale iptal edildi, öğrenciler ise mağdur.

Taşımalı eğitim sistemi çöktü
Fotoğraf: AA

Berkay SAĞOL

Okul inşaatlarının bir bir iptal edilmesinin ardından taşımalı eğitim ihaleleri de benzer durumla karşı karşıya kaldı. AKP, yaklaşık 20 bin köy okulunu kapatıp öğrencileri taşımalı eğitime mecbur bıraktı. Ancak şimdi de ağustos ayı içerisinde il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından öğrencilerin taşınması için açılan 100’den fazla ihale iptal edildi.


Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre, 2020-2021 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 694 bin 654, ortaöğretimde 483 bin 603, özel eğitimde 122 bin 121 olmak üzere toplam 1 milyon 300 bin 378 öğrenci taşındı. Malatya Arguvan’daki köylerden Kayseri Özvatan’a, Yozgat’ın Çandır ilçesinin köylerinden Çankırı’nın Kurşunlu ilçesinin köylerine kadar ülke genelinde taşımalı eğitim için açılan ihaleler iptal ediliyor. Elektronik Kamu Alımları Platformu’nda (EKAP) yer alan bilgilere göre, ağustos ayı içerisinde il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından öğrencilerin taşınması için açılan 100’den fazla ihale, “ihaleye teklif veren istekli çıkmaması” veya “bütün tekliflerin ayrılan ödeneğin çok üzerinde olması” sebebiyle iptal edildi. İptal edilen ihalelerden dolayı binlerce öğrenci mağdur olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Taşımalı eğitim sistemi başladığından beri öğrencileri taşıdığını söyleyen bir servis işletmecisi, “Geçen yıl taşımalı eğitim sisteminde ihaleyi alan kişiler ciddi zarar etti. Enflasyon artışından dolayı fiyat farkları verilmeseydi birçok şirket batar veya kişiler olarak çalışanlar arabasını satardı. Taşımalı eğitim sistemi için hesaplanan ücretler bu yıl hiç cazip değil. Bu fiyatlarla bu işten kimse geçinemez. İstanbul’u bırakın Anadolu’da küçük köylerde bile bu fiyatlara yapılamaz. Öz malıyla çalışıp giderleri karşılamak mümkün değil. Kimse bu işin ihalesini almak istemiyor ama bu çocukların okula gitmesi lazım. İhalelere kimse girmezse ilçe milli eğitim müdürlüğü veya kaymakamlık tarafından servisçiler çağırılıyor ve anlaşma yoluna gidiliyor. Mücbir sebeplerle bu şekilde anlaşmalar yapılabiliyor” dedi.

‘KÖYDEKİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ SINIRLANDIRILDI’

Eğitim-Sen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Çayan Çalık, taşımalı eğitimin başlamasından bu yana olumsuz sonuçları olacağını söylediklerini ifade etti. Bu sistemde köy okullarının öğretmenlerden boşaltılmış olmasının en büyük problem olduğuna dikkat çeken Çalık, “Öğrencilerin nitelikli eğitim hakları ellerinden alındı. Devletin görevi; öğrencilere en yakın, en ulaşılabilir ve en nitelikli eğitimi sunmak. Eğitimde maliyet hesabı yapan bu zihniyet, esas maliyetin eğitimsiz bir toplum olduğunu düşünmüyor. Milli Eğitim Bakanlığı, köy okullarını boşaltarak köyde bulunan öğrencilerin eğitimlerini sınırlandırdı” diye konuştu.

Çalık, şunları söyledi: “Taşımalı eğitim sistemiyle beraber köyde yaşayan nüfus şehre taşındı ve üretimden koptu” dedi ve ekledi: “Bu süre zarfında binlerce kaza yaşandı ve yaralanan, vefat eden çocuklar oldu. Taşımalı eğitimin maliyeti sadece maddi olmadı. Çocuklar eğitime rahat ulaşamadı ve her gün kilometrelerce mesafe kattettikleri için yorgun, uykusuz bir şekilde derslere girip yine yorgun bir şekilde eve döndüler. Çocukların eşit eğitim imkânları daralmış oldu. Ayrıca çocukların evinden uzak bir noktaya gitmeleri öğle saatlerinde yemek yiyememelerine de neden oluyor. Bizim talebimiz her köyde okulların yeniden açılması ve her köye öğretmen atanması. Öğretmenlerin görevi sadece okulda ders vermek değil, aynı zamanda bulundukları yerlerde aydınlanmayı sağlayarak toplumsal hayata katkı koymak. Taşımalı eğitim sistemiyle öğretmenlik mesleğinin toplumsal işlevini de sona erdirdiler. Tamamen imamların köylere yerleştirildiği bir toplum modeli gelinen noktada eğitime darbe vurdu. Dolayısıyla öğrencilerin taşınmasına sebebiyet veren bu çağdışı uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Yerinde eğitim koşulları hiçbir maliyet hesabı yapılmadan hayata geçirilmelidir.”