Kapatılan köy okullarının ve yatılı okulların önemi koronavirüs sürecinde anlaşıldı. Eğitim Uzmanı Taştan, “Çocuklar dezavantajlı durumda kalmaya devam ediyor. Yoksul çocuklar zarar görüyor” dedi.

Taşımalı eğitim yoksul çocuklara zarar veriyor

Meral DANYILDIZ

AKP iktidarı döneminde kapanan köy okulları ile sayıları azalan yatılı bölge ortaokullarının (YBO) önemi pandemi döneminde daha da gün yüzüne çıktı.

2002’den bu yana 20 bin köy okulu kapatılıp öğrenciler taşımalı eğitime mecbur bırakıldı. Bu şekilde öğrenciler merkezi noktalara taşındı. Ancak son günlerde yaşananlar da bu sistemin ne kadar aksak bir sistem olduğunu açığa çıkardı. Uzmanların kalabalık ortamlara girmeyin uyarısına rağmen çocukların servislerle taşınacak olması ‘ne yapılacak?’ sorusunu akıllara getiriyor.

100 BİN ÖĞRENCİ AZALDI

Ayrıca YBO sayılarındaki düşüş de yine bu dönemde dikkatleri çekti. 2012 – 2013 eğitim öğretim yılında 468 olan yatılı okul sayısı, 2018-2019’da 304’e düştü. Öğrenci sayısı ise yine aynı yıllarda 171 bin 854’ten 70 bin 437’ye geriledi. 2018-2019 eğitim öğretim yılında 1 milyon 218 bin öğrenci taşımalı olarak eğitim gördü.

tasimali-egitim-yoksul-cocuklara-zarar-veriyor-769993-1.

AKADEMİK BAŞARIYI OLUMSUZ ETKİLEDİ

Durumu BirGün’e değerlendiren Eğitim Uzmanı Ali Taştan, “YBO’lar özellikle maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarına eğitimde fırsat eşitliği sağlayan kurumlardır. AKP iktidarıyla birlikte yatılı okulların sayıları ve öğrenci sayıları hayli azaldı. Baktığımızda kırsalda, taşrada okuyan öğrenciler yatılı okullardan evlerine gönderildi, buralarda da taşıma sistemiyle ilçe merkezlerine taşındı. Elimizde çok güzel bir yatılı okul sistemi varken bunu yok ettik, çocukları da köylerinde kalıp otobüslerle şehir merkezlerine taşımaya başladık. Oysa eğitimin niteliği açısından çocukların eğitilmesi ve akademik başarı açısından çok iyi bir noktada olacaktık” dedi.

Taşımalı eğitime giden öğrenci sayılarının 2002’den bu yana artış sergilediğini belirten Taştan, çocukların hem fiziksel anlamda yorulduğunu hem de gittikleri okullara uyum sağlayamadıklarını ifade etti. Taştan, şöyle konuştu: “Taşımalı eğitime giden öğrenci sayıları 2002’den bu yana artış sergiledi. Bir çocuğu elinden başka ilçeye, kasabaya gönderiyorsunuz; eğitim öğretime dâhil etmeye çalışıyorsunuz ama bu çocuklara öğle yemeği verecek durumunuz bile yok. Söz konusu çocuklar sürekli dezavantajlı durumda kalmaya devam ediyor. Burada olan yoksul ailelerin çocuklarına oluyor.”

tasimali-egitim-yoksul-cocuklara-zarar-veriyor-769989-1.
Kapanan köy okulları bazı yerlerde bakımsızlıktan yıkılmaya yüz tuttu.
Okullar arasında ahır olarak kullanılan bina bile var.

TEKNOLOJİK YARDIM SAĞLANMALI

MEB’in taşımalı eğitimden vazgeçmesi gerektiğinin altını çizen Taştan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “MEB taşımalı eğitimden vazgeçmeli. Köylere öğretmen göndermeli. 2002’den bu yana kapanan köy okul sayısı yaklaşık yirmi bin. Köye okul götürmezseniz, köylü de şehir merkezine taşınacaktır. Köylere eğitim imkânı sağlanırsa köyde yaşayan insanlar da taşınmak zorunda kalmaz. Uzaktan eğitimin başlayacağı bir döneme giriyoruz. Ancak verilere baktığımızda kırsal kesimdeki çocukların tabletinin, bilgisayarının olmadığını görmekteyiz. MEB bu çocuklara teknik ve internet desteği vermeli. Aksi halde buralarda okuyan çocuklar uzaktan eğitimden de faydalanamayacak.”

YENİDEN AÇILSIN

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi de Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrı yaparak köy okullarının yeniden açılmasını istedi. Yapılan açıklamada şunlar dendi: “Söz veriyoruz, Tekirdağ ilimizdeki köy okullarının bakımını, onarımını gerekirse malzeme ve donanım ihtiyacını karşılamaya elimizden geldiği kadar hazırız. Yeter ki evladımız evine en yakın yerde güvenli, huzurlu ve kaliteli bir eğitim alsın. Bu okullara atanacak öğretmenlerle, atanmayan öğretmenimiz de kalmaz. Hem aş hem gelecek yaratalım. Okul, öğrenmenin temel merkezi ve hayatın en önemli durağıdır. Eğitim olmazsa üretim de olmaz.”