3-4 yıl önceydi. PEN Şiir Ödülünün değerli şair ve felsefeci Afşar Timuçin’e verilmesi nedeniyle Ortaköy Kültür Merkezi’nde toplanmıştık. Mart ayında yağmurlu bir cumartesi öğleden sonra. Hem sunuşu üstlenmiştim hem de bir konuşma yapacaktım. Bir hanım, “Beni arıyormuşsun” gibi bir şey söyledi, sonra da kendini tanıttı, ‘Türkan İldeniz’. Hem şaşırmış hem sevinmiştim. Daha önceki yazılarımın birinde, […]

Taşra kızı delicesinin güncesi ve Müjgan

3-4 yıl önceydi. PEN Şiir Ödülünün değerli şair ve felsefeci Afşar Timuçin’e verilmesi nedeniyle Ortaköy Kültür Merkezi’nde toplanmıştık. Mart ayında yağmurlu bir cumartesi öğleden sonra. Hem sunuşu üstlenmiştim hem de bir konuşma yapacaktım.

Bir hanım, “Beni arıyormuşsun” gibi bir şey söyledi, sonra da kendini tanıttı, ‘Türkan İldeniz’. Hem şaşırmış hem sevinmiştim. Daha önceki yazılarımın birinde, şiirimizin bu atak şairinin 2 kitap yayımlayıp, çok ilgi uyandırıp, sonra da sır olduğunu belirtmiş, “Acaba nerededir?” diye sormuştum. O da yıllar sonra sorumu yanıtlamış, “İşte buradayım” demişti.

1980’e dek nerdeyse bir elin beş parmağını geçmeyen şair kadınlardan biriydi. Cumhuriyet döneminde, dediğim gibi 80’e kadar, başta şiirimizin en incelikli şairi Gülten Akın, İstanbul duyarlıklarıyla bezenmiş şiirler yazan Melisa Gürpınar, toplumcu şiirimizin has sesi Sennur Sezer, özellikle Sen Kraldın Taçsız(1971) kitabıyla Muazzez Menemencioğlu ve 1960 sonlarında yayımladığı 2 kitapla yer yerinden oynayan Türkan İldeniz sayılabilir. Sonrasında ve bugün, şair kadınlar hem çoğaldı hem de çok iyi şairler çıktı aralarından, Lale Müldür, Nilgün Marmara, Didem Madak, Birhan Keskin ve 80’ den günümüze başka pek çok iyi şair kadın.

Türkan İldeniz

2 kitabı var İldeniz’in, ilki Taşra Kızının Deliceleri(Eylül 1966). Kaç adet basılmış bilmiyorum ama ikinci baskısının içinde ilk baskının ‘beş ayda tükendiği’ yazılı. İkinci baskı kitabın arkasında da, kitapla ilgili yazı ve görüşler yer alıyor. Kadının cinselliğine çok masum göndermelerin de olduğu kitaptaki şiirler, Tarık Dursun’dan Adnan Binyazar’a, Oktay Akbal’dan Muzaffer Uyguner’e pek çok yazarın dikkatini çekmiş. İldeniz’in şiirleriyle, ‘ülkemizdeki kadınların kaderine başkaldırmış olduğu’ da söyleniyor, ‘kadınlığın günlük duyuşlardan tarih boyu bir genişliğe açıldığı’ da. Ayrıca ressam Hasan Kavruk tarafından resimlenen 14 şiirinden oluşan bir de şiir sergisi açıyor İldeniz 1967’de. Ve bunlar tanesi 500 liradan satılıyor. Bir gazete bu rakamın şiirimizde daha önce yalnızca Yahya Kemal’e bir büyük gazete tarafından verilmiş olduğunu da belirtiyor!

Havva Çıkmazı(1967) ikinci şiir kitabı. Kırmızı kapağında gerinen bir kadın silueti ve İstanbul çizimi var. Bildiğim kadarıyla her iki kitabın da yeni baskıları yok ve Türkan İldeniz de başka kitap yayınlamadı. Kim bilir belki unutulmaz yapıtlara meraklı bir yayıncının aklına gelir de, bu kitaplar da 50 yıl sonra yeniden gündeme gelir. Bence gündeme gelmesi gereken yapıtlardan Türkan İldeniz’in iki öncü şiir kitabı da!

Taşra Kızının Deliceleri
I.
Gözlerim seni görünce güzel
Saçlarım senin için uzun
Tenim seninle sıcak böyle.
Sakınmaklar gereksiz bunu yeni anladım
kırıp dikenli telleri geldim yanına.
Dört tarafımda elle tutulan karanlıktı-bilirsin
raylarca uzuyordu yalnızlığım
körkandil kısır anlayışlara
bir kinim vardı, zamanın eritemiyeceği
bir sancım vardı öylesine belirgin
yokluğun özlü çıbandı sanki
Duramadım.
Duramadım dayanılmaz isteklere
bütün bağlardan kurtulup bir an
gözlerinin büyüsüne geldim
ellerinin ateşine
yak beni.
Sen uykusun vazgeçilmiyorsun
Seni kendim kadar seviyorum
Günlerden bir gün duysam da acısını
Beni ilk öpenin sen olmasını istiyorum.
Beni ilk öpenin sen olmasını.
(Nisan 1958, DOST Dergisi)

Enis Akın’dan Müjgan

Enis Akın, şiirimizin hem en çalışkanlarından hem en iyilerinden hem de her zaman yenilerinden. ‘Eski Yeni’lerden mi demeliyim yoksa ‘eskimeyen yeni’lerden mi, bilemedim, ama eskiden beri yeni olduğunu biliyoruz. Şiire Puşt Ahali’den(2002) Öpünce Geçmez’e(2003), Dağdaki Emirler’e(2011), şahane kitaplar armağan etti. Kekeme Türk Şiiri (2009) gibi özgün katkılarda da bulundu, bulunuyor. “Natama” dergisi de bunlardan biri. Şiir kitapları da yayımlıyor. Natama’dan 13 kitap çıkmış, son 4 kitap Mart 2019’da çıktı: Coşkan Tugay Göksu’dan Rüyada Replay, Abilmuhsin Özsönmez’den Jengi, Ahmet Keskinkılıç’tan Mafsal İstavrozu Bulunur, ve Nur Alan’dan Ev Kitabı Yedinci Avaz.

Enis Akın’ın yeni kitabı Müjgan(YKY, Şubat 2019). Süzülmüş, buruk bir tada kavuşmuş, kendisinin şiir olduğunu unutmuş, unutturmak istemiş, nefis olmuş, hâl böyle olunca yolculuk kitabı gibi bir şey olmuş, kılavuz niyetine değil de, dostluk niyetine, özlersem yanımda olsun diye, az gibi çok olmuş, kalabalık gibi bir yalnızlık, şu klişenin de tam ve doğru karşılığı olmuş: “Son zamanlarda okuduğum ve en çok sevdiğim iki-üç şiir kitabından biri”. Bir iyi tarafı da bizim kuşak ‘gençleri’nin hala sıkı şiir yazıyor olması. Enis Akın da şiiriyle, tutumuyla, yazıları, tartışmalarıyla genç bir damar olduğu için bu tanımı hakkıyla hak ediyor. Sağ ol Enis!

Deniz Abla

Türban giymiş Eyüp Sultan’da memelerine mum dikiyor Deniz Abla
Gizli bahçenin güllerini satıyor şehir ahalisine bugün ve her gün.
Yolunu bir yokuşun tepesine düşürene, ayağı kaymalar bedava.
Hadi yavrum koş bana karşıdan bi malbora al!(göz kırpılır)
Peki Deniz Abla (o çünkü bütün genel çocukların koruyucusu)
Halbuki durmadan kendi mezar taşlarımızı yalarken biz
Bahane bunlar bahane, bedenimin çatlaklarından sızan Tanrım,
Suları döküyorum bıyıklarımdan
Gözlerimizi bir buluta yumuyoruz, her şeyi açıklayan bir yağmur bekliyor.
Sanki bütün odaların numarası Turgut Uyar.
Erkeklerin bütün gün hüzünleriyle seviştiği.
Bir parmak hareketiyle senin mi bu?(gülümsenir) eski numara
Herkesin erkesin sevildiği, kimsenin imsenin sevilmediği odalarda.
Halbuki biz durmadan bir musalla taşıyla birdirbir oynarken
Bir makarayı açıyorum ezanlar okunsun, bir yağmur yağsın Deniz Abla
Başkaldırımın şapkasını düzeltip yürüyorum kaldırımlarda.
Bütün ayakkabı boyacılarını, bütün kara kedi severleri,
Güvercinleri, yeltenmişleri, bozacıları bir bir ısırıyorum.
(Müjgan, s.9-10)