Hayvan endüstrisinde çözülmesi gereken sorunlardan biri de ‘kafes yumurtası.’ 40 marka artık kafes yumurtası kullanmamayı taahhüt etti. Kafessiz Türkiye kurucusu Kaplan, “Endüstriyel kafesler en acı verici uygulamalardan. Tavuklara bir A4 kâğıdı kadar alan düşüyor” diyor.

Tavukların alanı A4 kâğıdı kadar

Dilara ŞİMŞEK

Tavukları kafes eziyetinden kurtarmak için çalışan Kafessiz Türkiye’nin, kafes eziyeti konusundaki kazanımlarını gözler önüne seren “2021 Yumurta Takip Raporu” yayımlandı. Yumurta endüstrisi için yetiştirilen tavukların kafes sisteminden kurtulması için 2018’den beri faaliyet gösteren Kafessiz Türkiye'nin raporuna göre, restoran, gıda üretimi, otel, perakende ve yemek servisi sektörlerinde lider 40 marka, hayvanlar için işkence olan kafes sistemlerinden elde edilen yumurtaları kullanmamayı taahhüt etti.


Kafessiz Türkiye kurucusu Emre Kaplan, 2017’de Türkiye’de üretilen yumurtaların yüzde 95’i kafes yumurtasıyken bu oranın geçen yıl yüzde 80’e düştüğünü belirtiyor. Kafeslerin endüstriyel hayvancılıktaki en acı verici uygulamalardan biri olduğunu vurgulayan Kaplan, bu kararın önemini şu sözlerle anlatıyor:
“Kafesler endüstriyel hayvancılıktaki en acı verici uygulamalardan biri. Bu yüzden kafes yumurtasını terk etmek için atılan her adım, hayvanlar için somut ve gerçek ilerlemeler sağlıyor. Kafeslerden kurtulan tavuklar toprağa basabiliyorlar. Kanatlarını açtıklarında demir teller tüylerini yolmuyor. Tüneklere çıkıp dinlenebiliyorlar. Bunların hepsi hayvan hakları açısından elle tutulur kazanımlar. Ancak hayvan endüstrisinde çözülmesi gereken çok fazla problem var. Hayvanların da insanlar gibi duyguları olan canlılar olduğunun kabul edilmesi, bu konuda bir bilinç oluşması ve hassasiyet gösterilmesi zamanla gerçekleşiyor.”

TAKİP EDİYORUZ

Taahhüt veren şirketlerle iletişim halinde olduklarını dile getiren Kaplan, şirketlerden ne aşamada olduklarına dair yıllık rapor aldıklarını belirtiyor: “Bir kısmı bu süreci nasıl planlayabilecekleri konusunda bizden destek almak için bizimle iletişimde kalıyorlar. Bunun yanı sıra yumurta tedarikçileriyle konuşup, yumurta endüstrisindeki trendler ve alternatif sistemlere yapılan yeni yatırımlar hakkında bilgi alıyoruz. Böylece yumurta üreticileri aracılığıyla da sektördeki dönüşümü teyit ediyoruz. Bir diğer kolaylık ise yumurtaların üstlerine üretim yöntemlerinin kod olarak basılıyor olması. Bu sayede perakende sektörü gibi yumurtanın doğrudan kabuklu olarak müşteriye satıldığı sektörlerde taahhütleri takip etmek oldukça kolay oluyor.”

tavuklarin-alani-a4-kagidi-kadar-924108-1.
Emre Kaplan


YUMURTALARDA KODLAR

Satın aldığımız yumurtaların üzerinde bir takım kodlar bulunuyor. Bu kodlar yumurtanın alındığı tavuğun cinsi ve kalitesini anlatıyor. Yumurta üzerindeki bu kodlar sayılar ve harflerden oluşuyor. Ama bizi ilgilendiren kısım sadece kodun ilk sayısı. Bu sayılar da 0, 1, 2 ve 3 şeklinde değişiyor. Kaplan, kodları şu sözlerle açıklıyor:

“Kafes sistemi ile yetiştirilen yumurtalar 3 numaralı olarak geçiyor. Yumurta yetiştirmenin alternatif yolları arasında 2 numaralı kümes sistemi, 1 numaralı gezen tavuk sistemi ve 0 numaralı organik sistem var. Kümes sisteminde tavuklara hareket etmeleri için daha geniş bir alan sağlanıyor, zemine basabiliyorlar, follukta yumurtlayabiliyorlar, tüneme ve toprakta eşelenme gibi doğal içgüdülerini gerçekleştirmelerine de olanak veriliyor. Gezen tavuk sisteminde tavuklar ayrıca açık havada gezme imkânı bulurken, organik sistemde tavuklar organik yemlerle ve daha geniş alanda yetiştiriliyor.”

DİRENÇ GÖSTERİYORLAR

Kaplan, bazı firmaların maliyetten dolayı kafes sistemini terk etmekte direnç gösterdiğinin altını çiziyor: “3 numaralı kafes yumurtalarının, hayvanlar için en acı verici şekilde elde edilen yumurtalar olduğunu bildiğimiz için, firmalardan ilk aşamadaki beklentimiz kafes yumurtalarını tedarik zincirlerinden çıkarmak için taahhüt vermeleri. Pek çok şirketin attığı ilk adım, 2 numaralı kümes sistemine geçmek oluyor. Bazı firmalar bunun ötesine geçip, gezen tavuk yumurtası, organik yumurta kullanmak gibi ek adımlar atabiliyorlar. Bu geçiş, şirketlerin yumurta maliyetlerini biraz artırdığı için bazı firmalar bu değişime direnç gösteriyorlar; ancak firmaların genel maliyetlerine oranla bu artış birçoğu için aslında çok küçük bir miktar.”

***

Havadan, topraktan yoksunlar

Kafessiz Türkiye kurucusu Emre Kaplan, endüstriyel yumurtaların ne anlama geldiğini şu sözlerle açıklıyor:

“Tavukları hıncahınç sıkışık endüstriyel kafeslere hapsederek elde edilen yumurtalara kafes yumurtası deniyor. Endüstriyel kafesler aslında Türkiye’de yalnızca son 30-40 senedir var. İnsanlık tarihinin daha önceki hiçbir döneminde bu şekilde yumurta üretilmemişti. Üreticiler, hayvanların hareket etmesine izin vermeyip, yem ihtiyaçlarını azaltarak daha fazla kâr edebileceklerini fark edince bu yöntem yaygınlaştı. Ancak bu kafesler hayvanlar için bir cehennem. Çünkü kafeslerin içinde tavuklara ancak bir A4 kâğıdı kadar alan düşüyor. Bu tavuklar hayatları boyunca bu kafeslerden çıkarılmıyorlar ve temiz hava soluma, toprağa basma, tüneme ve eşelenme gibi doğal ihtiyaçlarını gidermelerine olanak verilmiyor. Tavuklar bu sebeple stresten tüy dökme, birbirlerini gagalayarak yaralıyorlar.”