Tüm dünyada hak sahiplerine dağıtılan ‘özel kopyalama harcı’ Türkiye’de hazineye gelir olarak kaydediliyor. Kültür ve Maliye Bakanlığı’nın bu yanlış uygulamadan dönmesi ve harcın hak sahiplerine dağıtılması en büyük beklentimiz.

Bütün ülke gerçekten de zor bir dönemden geçiyoruz. Bir yandan pandemi, bir yandan ekonomik darboğaz, bir yandan bir türlü önünü alamadığımız kutuplaşma ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli yazılı eseri “Nutuk”un bile yasaklanmasına cüret eden Cumhuriyet ve laiklik karşıtlığı. Neyse ki bu günlerin geçeceğine olan inancımız tam. Karamsar olma zamanı değil. 45 haftadır bu sayfaların neredeyse tamamını müziğe ve sektörün sorunlarına ayırdım. Bilgim dahilinde de çözümler üretmeye çalıştım. Son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz bir tanım var.

‘Özel Kopyalama Harcı’. Zaman zaman Meclis’te soru önergesi olarak karşımıza çıkıyor zaman zaman da telife duyarlı sanatçılarımız tarafından dile getiriliyor. Nedir bu özel kopyalama harcı? Müzik, sinema, edebiyat gibi alanlardaki yazar, besteci, söz yazarı, yorumcu, oyuncu, dansçı, yönetmen, müzik ve film yapımcıları ve yayıncılar gibi hak sahiplerinin eserlerinin ticari amaç gütmeyen özel/kişisel kullanımlar için kopyalanmasından kaynaklanan zararları telafi etmeyi amaçlayan bir tazminattır.

Özel kopyalama harcı, tüketicilerin veya kullanıcıların, müzik, görsel-işitsel, edebiyat ve görsel eserler gibi telif hakkına tabi içerikleri kopyalamak için kullandıkları cihaz ve taşıyıcılar üzerinden alınır. Hangi cihazlardan ve taşıyıcılardan özel kopyalama harcı toplandığı ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmektedir.

Bugün Avrupa uygulamalarına bakıldığında hemen hemen her ülkede USB bellek taşıyıcılardan bilgisayarlara ve tabletlere, hard disklerden cep telefonlarına kadar geniş bir yelpazede cihaz ve taşıyıcının özel kopyalama harcı kapsamına dahil olduğu görülmektedir. Öte yandan istisna, çoğu ülkede ancak ve ancak kaynak yasal olduğunda geçerlidir.

HAK SAHİPLERİNE DAĞITILMAlı

Özel kopyalama, telif hakkı sahiplerinin lisanslı eserlerinin şahsi olarak çoğaltımı demektir. Fakat söz konusu eserlerin şahsi çoğaltımlarını kontrol etmek mümkün olmadığı için özel kopyalama harcı tüketiciden doğrudan tahsil edilmemekte, tüketicilerin kişisel çoğaltımları ve depolamaları için kullandıkları cihazlar ve taşıyıcılar üzerinden tahsil edilmektedir. Bu bağlamda bu gibi taşıyıcıları ve cihazları üreten veya ithal eden teknoloji endüstrisi firmaları özel kopyalama harcı uygulamasının geçerli olduğu tüm ülkelerde özel kopyalama harcını ödemekle yükümlü başlıca aktörlerdir (Dr. Funda Lena- Özel Kopyalama Harcı Dünya ve Türkiye Örnekleri).

Tüm dünyada hak sahiplerine dağıtılan bu tazminat ne yazık ki Türkiye’de Hazine’ye gelir olarak kaydedilmektedir. Bu harçlardan alınan gelirin 4’te 3’ü Bakanlık tarafından açılan özel bir hesapta tutulmakta, 4’te 1’i ise Saymanlık hesabına aktarılmaktadır. Bakanlık -bence yanlış bir uygulama- bu harç gelirleriyle (yani bizlerin parasıyla) fikri mülkiyet alanında ulusal ve uluslararası toplantılar, konferanslar, seminerler düzenlemekte kültürel ve sanatsal anlamda ülkemizin tanıtımı için festivallere, etkinliklere katılmaktadır. Fikri mülkiyet alanında yapılacak veya yaptırılacak tanıtım, temsil, araştırma, etüt, proje, ve yayınlarla ilgili her türlü ödemeler ve uygulamaya ilişkin harcamalar da ne yazık ki aslında “telif hak sahibinin tazminatı” olan özel kopyalama harcından karşılanmaktadır. Kültür Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’nın bu yanlış uygulamadan geri dönerek dünyanın hiçbir ülkesinde bütçeye gelir olarak kaydedilmeyen bu harcın en kısa zamanda, sektörün çökme noktasına geldiği şu salgın döneminde gerekli mevzuat değişikliklerini yaparak hak sahiplerine dağıtması en büyük beklentimizdir.