Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) yeni yönetimi, görevi devraldı. Devir teslim töreninde konuşan yeni TBB Başkanı Erinç Sağkan, “Bugün itibarıyla TBB'nin kapıları bütün avukatlara açılmıştır. Bu ülkede hiçbir avukat, hiçbir baro yalnız, hiçbir yurttaş savunmasız kalmayacak” dedi.

TBB’nin yeni Başkanı Erinç Sağkan, görevi devraldı; törene Feyzioğlu katılmadı

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanlığına seçilen Erinç Sağkan ve yönetim kurulu üyeleri, bugün yeni görevleri dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret etti.

TBB Yönetim, Disiplin, Denetleme Kurulu üyeleri, baro başkanları ve TBB delegeleriyle Aslanlı Yol'dan yürüyen Sağkan, Atatürk'ün mozolesine çelenk bıraktıktan sonra saygı duruşunda bulunuldu.

Sağkan, ardından Misak-ı Milli Kulesi'nde Anıtkabir Özel Defteri'ne özetle şunları yazdı:

"Bizler biliyoruz ki, 'Adalet mülkün temelidir' sözünün asılı olduğu her mahkeme salonu, seninle buluştuğumuz yerdir.

Modern hukukun, insan onurunun, eşitliğin, hakkaniyetin, adaletin, bağımsız yargının ve evrensel hukuk ilkelerinin öğretildiği her hukuk fakültesi seninle var olmuş ve bizimle devam edecektir.

Umutsuz durumların değil umutsuz insanların olduğunu, senin hiçbir zaman umudunu yitirmediğini iyi biliyoruz. Bizler de Cumhuriyetimiz ve çocuklarımız için durmadan çalışacağımıza mesleğimizin kutlu yemini gibi söz veriyoruz.”

FEYZİOĞLU KATILMADI

Anıtkabir ziyaretinin ardından TBB Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi'nde devir teslim töreni yapıldı. Törene eski TBB Başkanı Metin Feyzioğlu katılmayınca yeni başkan Erinç Sağkan'a cübbesini eski TBB Başkan Yardımcısı avukat Hüseyin Özbek giydirdi

Sağkan, konuşmasının başında önceki dönem kurul üyelerine hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.

tbb-nin-yeni-baskani-erinc-sagkan-gorevi-devraldi-torene-feyzioglu-katilmadi-954215-1.

Konuşmasına, "Bu görevimizi tamamlayıp, bir başka arkadaşımıza, arkadaşlarımıza devrederken burada bulunmaktan onur duyacağım ve o devir teslim töreninde burada sizinle olacağım." sözleriyle başlayan Sağkan, "Çünkü kurumların gelenekleri çok zor oluşur. Ancak o gelenekleri devam ettirmek, oluşması kadar kıymetlidir." diye konuştu.

"Birliği yönetmek değil, birlikte yönetmek" sloganıyla yola çıktıklarını anımsatan Sağkan, adaylık süreci ve çalışmalarda bu anlayışa uygun şekilde demokratik teamülleri öne koyarak hareket ettiklerini söyledi. Sağkan, "Türkiye Barolar Birliğinin bundan sonraki yönetim anlayışının ötekileştirici, ayrıştırıcı bir dille değil, yola çıkış felsefesine uygun şekilde hep birlikte, tüm barolarımızla, barolarımızın öncülüğünde 150 bin avukatımızla demokratik teamüllere uygun şekilde yürütüleceğinin sözünü vermek istiyorum." dedi.

Bu anlayışla yola çıktıktan sonra tarihi bir genel kurul yaşandığını vurgulayan Sağkan, şöyle devam etti:

"Bu genel kurulun bizlere verdiği çok önemli ödevler, anlattığı çok kıymetli unsurlar var. Şunu gördük ki bu tarihi genel kurulda tüm baroların hep birlikte çoklu baro adı altındaki bu garabet yasaya bir karşı çıkışı vardı. Aradan geçen sürede bu karşı çıkışın hiç değişmediği gibi çok da kuvvetlendiğini gördük. İstanbul'da bir 2 nolu baro kurulduğu halde, Ankara'da kuruluş genel kurullarını 1.5 yılın sonunda yaptıkları halde barolarımızın tamamının bu garabet yasaya karşı çıkışlarının devam ettiğine ve Türkiye Barolar Birliğine de bu konuda ciddi bir görev verdiklerine şahit olduk. Bu sebeple Türkiye Barolar Birliği yönetimi olarak Türkiye Barolar Birliğinin 36. Olağan Genel Kurulunun bize verdiği görev ve yetkiyi en etkili şekilde kullanacağımızı ifade etmek istiyorum."

“HİÇBİR AVUKAT, HİÇBİR BARO YALNIZ, HİÇBİR YURTTAŞ SAVUNMASIZ KALMAYACAK”

"Yeni bir dönem, yeni bir anlayışla başlayacak" dediklerini belirten Sağkan, şunları söyledi:

"Bugün itibariyle Türkiye Barolar Birliğinin kapıları bütün avukatlara açılmıştır. Bugün itibariyle Türkiye Barolar Birliğindeki avukatlara kısıtlı alanlar artık kaldırılmıştır. Artık Türkiye'deki tüm avukatlar Türkiye Barolar Birliğine girerken duyarlı kapılardan, X-Ray cihazlarından geçmek zorunda kalmayacaklar. Artık gerçekten bu meslek ve meslektaşlarımız için etkin şekilde mücadele etmenin zamanının geldiğine inanıyoruz. Bu ülkede hiçbir avukat, hiçbir baro yalnız, hiçbir yurttaş savunmasız kalmayacak.

Mazbatamızı aldığımız an itibariyle başlattığımız süreçte Türkiye'deki avukat hakkı ihlallerine müdahale etmeye başladık. Artık hiçbir ayrım gözetmeksizin bu ülkedeki avukatlar bir hak ihlali ile karşılaştıklarında o il barosuyla birlikte aynı zamanda Türkiye Barolar Birliğini de çok etkili şekilde hemen yanı başlarında bulacaklar. Ne bir adım önlerinde olacağız ne de bir adım arkalarında tam da yanı başlarında duran bir Türkiye Barolar Birliği olacak. Ama aynı zamanda ülkemiz büyük bir hukuksuzluk sarmalının içerisindeyken sesini çıkartmadığı gibi maalesef bazı açıklamalarıyla bu hak ihlallerini meşrulaştıran anlayışa karşı artık hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, başta adil yargılanma ilkesi olmak üzere en temel hak ve özgürlükleri en üst perdeden savunacak, barolarla, 150 bin avukatımızla birlikte demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti'nde özgürce yaşamanın teminatı olacak bir Türkiye Barolar Birliği, devir teslim töreninin yapıldığı an itibariyle hayata geçmiştir."