16 Ekim 16’da yapılan “Anayasa suçu” uyarısı (D. Bahçeli), 16 Nisan’da kurulan Anayasa sandığı yolunu açtı. 6771 sayılı Kanun,  % 51,4 ile kabul edildi YSK açıklamasına göre. Bu sonuçta, başlıca üç etken: -OHAL: Anayasa değişikliği, serbest, eşit ve çoğulcu bir tartışma ortamının bulunmadığı koşullarda yapıldı ve hemen bütün Devlet kurumları “evet” için seferber edildi. -MÜHÜRSÜZ […]

16 Ekim 16’da yapılan “Anayasa suçu” uyarısı (D. Bahçeli), 16 Nisan’da kurulan Anayasa sandığı yolunu açtı.

6771 sayılı Kanun,  % 51,4 ile kabul edildi YSK açıklamasına göre. Bu sonuçta, başlıca üç etken:

-OHAL: Anayasa değişikliği, serbest, eşit ve çoğulcu bir tartışma ortamının bulunmadığı koşullarda yapıldı ve hemen bütün Devlet kurumları “evet” için seferber edildi.

-MÜHÜRSÜZ OYLAR: YSK, mühürsüz oyları iptal bir yana, sayma gereğini bile duymadı.

-ANAYASA BİLGİ KİRLİLİĞİ: “Erkler ayrılığı”, Anayasa değişikliğini savunmak için eksen kavram idi: TBMM, yasa yapacak; CB, yürütme görevini üstlenecek; yargı ise, bağımsız ve tarafsız merci olarak yargılayacak. TBMM’nin “kanun teklifi” tekeli, yasama özerkliği için kullanılan başlıca gerekçe idi. Bu anayasal kavramların yanı sıra, “eski” ve “yeni” Türkiye ayrımı, siyasal bakımdan da tam bilgi kirliliği algısı etrafında şekillendirildi. TBMM Başkanlığından gecikmeli olarak ve kerhen çekilen zamanın Başbakanı, bu süreci şu sözlerle özetledi: “%30’luk desteği, 70 günde %51,4’e çıkardık”.

ÇİFTE YALANLAMA…

AKP-Cemaat ittifakı için “eski” ve “yeni” Türkiye ayrımı eşiği, 3 Kasım 2002 seçimleri idi. AKP-MHP ittifakı için, sözde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CBHS), “eski” ve “yeni” ayrım eşiği oldu.

Gerçi, 1 Ekim TBMM konuşmasında, “Yürütme benim” diyerek, tek kişilik yönetimde hükümet ve sistem olmadığını teyit etti Erdoğan. Cemaat için de, “ne istediler de vermedik?” demişti; İstanbul’daki dikey yapılaşmayı da “ihanet” olarak nitelemişti.

Tek kişi yönetimi (monokrasi), resmen teyit edildiği halde MHP’li vekiller, TBMM’de sıkça CBHS kavramına vurgu yapıyor.

Öte yandan, Külliye, sürekli itiraf ettiği halde (son olarak bkz. “Yasa teklifleri Beştepe’den”, N. Babacan, Hürriyet, 19.02.19), AKP’liler, teklifleri sahiplenmek için hayli ter döküyor…

‘İSLAM’ ve ‘TÜRKEŞ’ ÜNİVERSİTELERİ

Aralık 2018’de Bütçe ve Plan Komisyonunda görüşülen adsız torba kanun teklifi, Gaziantep Bilim ve Teknoloji Üniversitesi adının, Gaziantep İSLAM Bilim ve Teknoloji Üniversitesi şeklinde değiştirilmesini öngörüyordu. Yoğun itirazlar üzerine,  “müzakere” kararı, “Saray dayatması” nedeniyle Genel Kurul’da işletilemedi. Rektörü de önceden hazırlanmış zaten. “Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu…” başlıklı, yine torba kanun teklifi için Plan ve Bütçe Komisyonu alelacele toplandı (19.2.19). Ne var ki, teklif adının değişerek “adsız torba”ya dönüştüğünü, toplantı sırasında öğrendik.

Teklif, aslında Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi adının “Adana Alparslan TÜRKEŞ Bilim ve Teknoloji Üniversitesi” şeklinde değiştirilmesi için hazırlanmış; ama, yayınlarda KDV indirimi gibi “bonus” düzenlemelerle bezenmiş.

YARGI SINAVLARI: ‘SAYDAMLIK KORKUSU’

Bütçe ve Plan Komisyonu’nda  teklif görüşmesi gün boyu sürerken, Genel Kurul’da Adalet Komisyonu teklifi oylanıyordu. 15 Şubat’ta Komisyon’dan iki saatte hızlıca geçirilen yine bir torba teklif, hakimlik sınav puanını yine 70’e çıkarıyordu. Yaklaşık dört bin hakim ve savcının meslekten çıkarılmasından sonra, 70 taban puanı aranmaksızın altı bini aşkın hakim ve savcı alımının ardından yeniden 70 puana dönüş yolunda, sınav jürilerinde öğretim üyelerinin de yer alması ve sınavların kamera kaydı altında yapılması yönündeki önerilerimiz kabul görmedi; ara dönemde devşirilen yargı mensuplarının yeniden sınavdan geçirilmesi yönündeki istemlerimiz de reddedildi. MHP’ye seçim bonusu olarak düzenlenen TÜRKEŞ Üniversitesi teklifinin MEB Komisyonu’na yönlendirildiği ve 20 Şubat Çarşamba saat 16.00’da görüşüleceği  haberi, aynı saatlerde ulaştı.

İSLAM VE TÜRK

Gaziantep, Cemaat Üniversitesi imiş. Şimdi, İslam adı ile,  FETÖ’ye mesaj (mı?): Biz daha çok Müslümanız. Adana’ya da Türkeş adı verilerek, seçmenlere bu kez Türklük mesajı verilecek anlaşılan.

SÖZ SINIRLI, SUSKUNLUK SINIRSIZ

CHP-HDP-İYİ Parti ekseninin oluşturduğu muhalifler, daha çok sınırlı konuşma haklarını kullanmak için, AKP-MHP’liler ise oy kullanmak için geliyor Genel Kurul’a. TBMM’yi Saray paryası olmaktan çıkarmanın ilk koşulu, CHP-HDP-İYİ Parti’nin tam kadro ile Meclis’te bulunması.