Reuters, Merkez Bankası’ndan merkezi yönetim bütçesine 40 milyar liralık kaynak aktarılacağını iddia etti. İktisatçılar Prof. Dr Yalçın Karatepe, Prof. Dr. Aziz Konukman ve Mustafa Sönmez, bu iddiayı BirGün’e yorumladı. Reuters haber ajansının 3 ekonomi yetkilisine dayandırdığı haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı, hükümet bütçesine Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’ndan (TCMB) 40 milyar lira aktarmak için bir […]

‘TCMB’den hazineye 40 milyar lira aktarılması’ ne anlama geliyor?

Reuters, Merkez Bankası’ndan merkezi yönetim bütçesine 40 milyar liralık kaynak aktarılacağını iddia etti. İktisatçılar Prof. Dr Yalçın Karatepe, Prof. Dr. Aziz Konukman ve Mustafa Sönmez, bu iddiayı BirGün’e yorumladı.

Reuters haber ajansının 3 ekonomi yetkilisine dayandırdığı haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı, hükümet bütçesine Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’ndan (TCMB) 40 milyar lira aktarmak için bir yasal düzenleme üzerinde çalışmaya başladı.

Reuters’a konuşan kaynaklar, “Bütçe, beklenilenden daha açık” ifadelerini kullandı. Kaynaklardan biri, yasa tasarısının Meclis’e “yakında” geleceğini söyledi.

Haberde, Türkiye ekonomisinin geçen yıl liranın sert şekilde değer kaybetmesinin ardından resesyona yöneldiği ve liranın, Merkez Bankası’nın başka bir krize karşı savunmada kullanılabilecek döviz rezervlerinin tükenmesi üzerine yeniden baskı altına girdiği belirtildi. Reuters’a konuşan kaynaklardan biri, bu hamlenin “bütçeyi geliştirmek ve güçlendirmeyi hedeflediğini” söyledi. Bir başka kaynak da, “Daha önce ihtiyat akçesinin kullanıldığını hatırlamıyorum. Bütçedeki bozulmanın daha ileri gitmemesi için bu yöntem gündeme geldi” diye konuştu.

Yalçın Karatepe

’23 HAZİRAN ATLATILMAYA ÇALIŞILIYOR’

İktisatçılar Yalçın Karatepe, Aziz Konukman ve Mustafa Sönmez, hükümetin bu hamlesini BirGün’e değerlendirdi.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe, TCMB’den merkezi yönetim bütçesine 40 milyar lira aktarılma hamlesini, hükümetin ekonomideki kötü gidişatın sonuçlarını 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine kadar ertelemeye çalıştığı şeklinde yorumladı.

Hükümetin ekonomik gerekçeleri bir kenara bırakıp tüm kaynakları seçim sonuçlarını etkileyebilmek için kullanacağının altını çizen Karatepe, iddiaya ilişkin şu yorumu yaptı:

“Hazine’nin bütçe dengelerine yönelik verileri açıklanıyor. En son açıklanan nisan ayı rakamlarında yılın ilk 4 ayında bütçe yaklaşık 52 milyar lira açık verdi, ama 37 milyar liraya yakın TCMB’den ocak ayında aktarılan para vardı, onu dahil ettiğimiz zaman bir 90 milyar liralık açık var. Para yok, kamu harcamaları devam ediyor. Ekonomik aktivite yavaşladığı için vergi gelirleri düşüyor. Bu durumda harcamaları neyle finanse edeceksin? Bu durum, 23 Haziran seçimlerine gidene kadar hükümetin ekonomik gerekçeleri bir kenara bırakıp bütün kaynakları seçim sonuçlarını etkileyebilmek için kullanacağını gösteriyor. Hem kamu harcamalarını artırarak devam edeceğini gösteriyor hem de diğer taraftan döviz piyasasına müdahaleler var… 23 Haziran atlatılmaya çalışılıyor. Bunun başka bir açıklaması yok.”

İHTİYAT AKÇESİ NEDİR?

Bu hamlenin yüksek faiz, enflasyon ve kur olarak sonuçlanacağını vurgulayan Karatepe, ihtiyat akçesine ilişkin ise, “TCMB elde ettiği paranın tamamını ortaklarına dağıtır, bir kısmını ihtiyaç duyulması durumunda kullanmak üzerinde rezervlerinde bulundurur. Yapılan şey, TCMB’nin çok olağan dışı durumlarda kullanmak için kenarda tuttuğu bir kaynağın buraya (hazineye) aktarılmasıdır. Bu da yükselen enflasyon olarak bize dönecektir. Daha önce bildiğim kadarıyla benzer bir uygulama olmamıştır.” ifadelerini kullandı.

İhtiyat akçesi, öngörülemeyen durumlara karşılık kârdan ayrılan para niteliği taşıyor; 2018 sonunda TCMB bilançosunda ihtiyat akçesi 27.6 milyar TL olarak yer alıyor. Rakamlara bu yıl da dahil edilince, bu oran 40 milyar liraya ulaşıyor.

Mustafa Sönmez

“YANGIN BİR TÜRLÜ AZALMIYOR, HAZİNE SU YETİŞTİREMİYOR”

İktisatçı Mustafa Sönmez de hazinenin açıklarının büyüdüğünü ve bu açığı kapatmak için hükümetin Merkez Bankası’nın atıl olarak gördüğü kaynaklarını kullanma yoluna gitmek istediğini belirtti. Sönmez, ihtiyat akçesiyle ilgili böyle bir hamlenin, ekonomik krizdeki muhtaçlığı gözler önüne serdiğini vurguladı.

İktidarın hazinedeki açığı kapatmak için Merkez Bankası kaynaklarına yöneldiğini söyleyen Sönmez, “Her yıl nisan ayında aktarılan, Merkez Bankası’nın kârı olan temettüler ocak ayına çekildi, bir öyle kaynak kullandı. Şimdi de merkez bankasının yedek akçesinin kullanılmasının yolları araştırılıyor. Orada atıl bir kaynak olarak düşünülüyor. Hazinenin açıkları büyüyor, esas problem o. Hem vergi gelirleri düştü hem mega projelerden dolayı yükler arttı, ayrıca Ziraat Bankası başta olmak üzere kamu bankalarının içi boşalmıştı, onu sermayelendirdi. Bunları art arta koyunca sistemde ne arıza varsa, krizi yumuşatmak ya da yönetebilmek için hazine devreye giriyor ve bundan dolayı da açıkları büyüdükçe büyüyor. (İktidar) bu açığı yamayabilmek için de kaynak arayışında, Merkez Bankası’nı olabildiği kadar kullanmaya çalışıyor. Şimdi de onun yedek akçesini kullanmanın yollarını arıyor.” ifadelerini kullandı.

Böyle bir hamlenin sistemdeki yangına işaret ettiğini belirten Sönmez, “Yangın bir türlü azalmıyor, hazine su yetiştiremiyor. Yetiştiremeyince de Merkez Bankası’nın kaynaklarını da kullanarak zaman kazanmaya çalışıyor.” dedi.

MERKEZ BANKASI’NDAN ‘YANGINDA KULLANILACAK KUM DEPOSU’ İSTENİYOR

İhtiyat akçesini, bir kenara konulup yangın zamanında kullanılacak kum deposuna benzeten Sönmez, “Kârın yüzde 20’si bir kenarda tutulur, zor zamanlarda kullanmak için. Şimdi Merkez Bankası’na deniyor ki ‘Senin buna ihtiyacın olmaz, benim ihtiyacım var ver bunu bana.’ Bu şekilde şimdiye kadar hiç kullanılmamış bir yöntemi kullanıyor. Ne kadar bir muhtaçlık, bir zor durum olduğunu da buradan okuyabiliriz.” ifadelerini kullandı.

“GEMİ BİRÇOK YERDEN SU ALIYOR”

İhtiyat akçesinin merkezi yönetim bütçesine aktarılmasıyla hazinenin açıklarının kamufle edilmeye çalışıldığını belirten iktisatçı Sönmez, bu tip hamlelerin krizi kurtarabilecek mekanizmalar olmadığının altını çizdi.

Sönmez, şunları söyledi:

“Seçim döneminde hem kemer sıkmak ve halkı öfkelendirmek istemiyorlar hem de krizin içine düştüler. İşte bununla mümkün olduğu kadar yumuşatmaya çalışıyorlar ama bu da çok fazla kâr etmez, çünkü gemi birçok yerden su alıyor. Başta da Merkez Bankası rezervleri. Yabancı para kaçtıkça siz istediğiniz kadar hazinenin açıklarını kamufle etmeye, makyajlamaya çalışın fazla bir şeye yaramaz. Burada önemli olan yabancı yatırımcının bunu görmesi ve bundan kaçması. Bu hazineye bir pansuman olur, sadece Merkez Bankası kendi cephanesini kullandırmış olur, onun durumu zora girer. Ama sonuçta bunlar krizi kurtarabilecek mekanizmalar değil. Yabancılar bunları izliyorlar, görüyorlar. Önemli olan yabancıların güveni, bunlarla daha çok yabancılar durumun vahametini anlamış oluyorlar.”

“GÖRÜYORUZ Kİ SIKIŞMIŞLAR”

Ekonomist Prof. Dr. Aziz Konukman ise, iddiayı bir “felaket” olarak nitelendirdi. Böyle bir hamlenin şiddetle eleştirilmesi gerektiğini altını çizen Konukman, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın buna benzer tek seferlik gelir kaynaklarına başvurmayacaklarını söylediğini hatırlatan Konukman, şunları söyledi:

Aziz Konukman

“Yeni Ekonomi Programı’nın sunuşunda Berat Albayrak bir açıklama yaptı, ‘Önümüzdeki dönem mali disipline gideceğiz, tasarruf yapacağız, buradan açık açık ifade ediyorum, bir defalık gelir transferlerine, ek vergilere vb. başvurmayacağız.’ dedi. Bu tip hamleler bütçeyi çarpıtmaya, mali disiplinin daha da bozulmasına neden oluyor. Bütçe hakkına aykırı bir şey bu. Bütçeyi Meclis’e sunarken bir program sunuyorsunuz. O ödenekleri Meclis’e sunarak Meclis’ten yetki istiyorsunuz. Orada sizin ön görmediğiniz, gizlediğiniz bir şey olmamalı, bütçe hakkına saygının bir göstergesi bu. Bir defalık düzenlemeler yapacaksanız bunu Meclis’le paylaşmalısınız.”

İktidarın ekonomik kriz sebebiyle sıkıştığını kaydeden Konukman, böyle bir hamleye ilk kez şahit olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Görüyoruz ki sıkışmışlar, bir defalık bir gelirin peşine düşmüşler Merkez Bankası üzerinden. Hatta IMF tanımlı bütçe açıklarında bu bir defalık gelirler dikkate alınmaz, bütçeyi çarpıttığı için. Anlaşılıyor ki feci sıkışmışlar. Ben buna ilk kez şahit oluyorum. Sözün bittiği yerdeyiz artık. Öngöremediğimiz her şeye hazırlıklı olmalıyız.”