Ruh sağlığı hastalıklarının doğru uygulamalarla alanında uzman kişiler tarafından tedavi edilmesi hayati önem taşıyor. Uzmanlar ülkenin bütüncül bir ruh sağlığı hizmetine ihtiyacı olduğuna dikkat çekiyor: Ruh sağlığı hizmetinin psikoterapi odasından ibaret görülmesi ciddi bir sorun.

Tedavi psikoterapi odasından ibaret değil

HAZIRLAYAN: Hande Gazey - Pınar Yüksek

Ruhsal hastalıkları tanı ve tedavisinin alanında uzman kişiler tarafından yapılması hayati önemde. Son yıllarda artan yaşam koçluğu, bionerji uzmanı gibi tıbbi eğitimden uzak meslekler, bilgi kirliliği yaratıp tedaviye ihtiyacı olan bireylerin umudunu istismar ediyor.

Yazı dizimizin üçüncü gününde ruh sağlığının hizmetinde yer alan meslek gruplarının hangileri olduğunu, bu meslek gruplarının görevlerinin, sınırlılıklarının ve sorumluluklarının neler olduğu üzerine konuştuk.


Türkiye Psikiyatri Derneği(TPD) Merkez Yönetim Kurulu: Kanunlarla düzenlenmiş iş ve görev tanımları mevcut

Bu mesleklerin iş ve görev tanımları, şöyle:

1. Erişkin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı:Üniversite ya da eğitim hastanelerinin erişkin psikiyatrisi bölümlerinde, bu alandaki meslek örgütünce tanımlanmış standartlarda psikiyatri uzmanlık eğitimini tamamlayarak bu alanda hizmet vermeye yetkilendirilmiş hekimlerdir.

2. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı:Üniversite ya da eğitim hastanelerinin çocuk ve ergen psikiyatrisi bölümlerinde, bu alandaki meslek örgütünce tanımlanmış standartlarda çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanlık eğitimini tamamlayarak bu alanda hizmet verme yetkisine sahip hekimlerdir.

3. Psikolog:Psikoloji lisans eğitimini tamamlamış ve bu alanda hizmet verme yetkisi kazanmış meslek mensubudur. Psikoloji lisans eğitimi üzerine ilgili mevzuatına göre Sağlık Bakanlığınca uygun görülen psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifikalı eğitim almış ve yeterliliğini belgelemiş psikologlar sertifika alanlarındaki tıbbi uygulamalarda görev alabilirler.

4. Klinik Psikolog:Psikoloji veya psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimi üzerine klinik ortamlarda gerekli pratik uygulamaları içeren klinik psikoloji yüksek lisansı veya diğer lisans eğitimleri üzerine psikoloji veya klinik psikoloji yüksek lisansına ilaveten klinik psikoloji doktorası yapan sağlık meslek mensubudur. Klinik psikolog, nesnel ve yansıtmalı ölçüm araçları, gözlem ve görüşme teknikleri kullanarak psikolojik değerlendirme ile uluslararası teşhis ve sınıflama sistemlerinde hastalık olarak tanımlanmayan ve Sağlık Bakanlığının da uygun bulduğu durumlarda psikoterapi işlemleri yapar. Hastalık durumlarında ise ancak ilgili uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olarak psikoterapi uygulamalarını gerçekleştirir.

5. Psikolojik Danışman: Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans programını tamamlamış ve bu alanda hizmet verme yetkisi kazanmış meslek mensubudur.

6. Sosyal Çalışmacı/Sosyal Hizmet Uzmanı:Üniversitelerin ‘Sosyal Hizmet’ bölümünde en az dört yıllık lisans eğitimi almış ve bu alanda hizmet verme yetkisi kazanmış meslek mensubudur.

7. Psikiyatri klinik hemşiresikÜniversitelerin hemşirelik bölümlerinin lisans programlarından mezun olarak hemşire unvanını almış ve Sağlık Bakanlığınca onaylanan ‘psikiyatri birimlerinde hemşirelik hizmetleri’ sertifikalı eğitimini tamamlamış meslek mensubudur.

8. Uzman psikiyatri hemşiresi:Üniversitelerin Sağlık Bilimleri Enstitülerinde yürütülmekte olan Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği/Psikiyatri Hemşireliği Yüksek Lisans (tezli/tezsiz) ve/veya Doktora programını tamamlamış hemşiredir.

9. Çocuk Gelişimcisi: Çocuk gelişimi alanındalisans eğitimi veren sağlık bilimleri fakültesi ve yüksek okullarından mezun olan ve bu alanda hizmet verme yetkisi kazanmış meslek mensubudur.

10. Pratisyen Hekim/Aile Hekimi:Tıp fakültesi mezunu olup koruyucu/birinci basamak sağlık hizmeti vermeye yetkili hekim.

11. İş-uğraş terapisti (Ergoterapist): Hasta kişiler için uzman tabibin teşhisine bağlı olarak bireylerin gündelik yaşam, iş veüretkenlik, boş zaman aktivitelerine katılımını artırmak, sağlık durumlarını iyileştirmek, engelliliği önlemek ve çevreyi düzenleyerek katılımı artırmak için gerekli iş ve uğraşı terapisi yöntemlerini uygulayan sağlık meslek mensubudur.

Mevcut tanımlara göre psikoterapiyi sadece psikiyatri uzmanları ve belirli koşullarla klinik psikologlar yapabilir. Ama diğer psikososyal destek hizmetleri (danışmanlık, psikoeğitim, rehabilitasyon, sosyal hizmet vb.) yetkilerine göre her bir ruh sağlığı meslek mensuplarınca yerine getirilir.


tedavi-psikoterapi-odasindan-ibaret-degil-885610-1.

Cinsel Eğitim Tedavi Ve Araştırma Derneği (CETAD) Başkanı Prof. Dr. Ejder Yıldırım:

Meslek kimlikleri değer görmüyor

Psikiyatri dışında klinik psikoloji, psikiyatri hemşireliği, sosyal hizmet uzmanlığı, psikoloji, rehberlik ve psikolojik danışmanlık, çocuk gelişimi uzmanlığı gibi meslekler ruh sağlığı hizmetinde kendi meslek sınırları içinde yer alırlar. Ayrıca psikiyatri uzmanlarının olmadığı yerlerde başta nöroloji uzmanları olmak üzere 1. Basamak hekimleri ve sağlık personeli, rehabilitasyon çalışanları da bu hizmette yer alırlar. Her bir mesleğin uzmanlaştığı bir alan bulunmakta ve bu alanlar ruh sağlığı hizmeti içinde önemli yer tutmaktadır.

Ruh sağlığı alanı çok geniş uygulama sahasına sahip. Her mesleğinde yaptığı iş kendi sınırları içinde son derece kıymetli. Örneğin bir okul sorununda rehberlik ve psikolojik danışmanlık mesleği, bir aile ya da iş yeri krizinde sosyal hizmet uzmanı oldukça hayati bir role sahiptir ve uygulamanın ana yöneticisidir. Psikoloji onlarca alt bölümü olan bir bilim alanıdır ve klinik psikoloji bunlardan sadece biridir. Ruh sağlığı alanı birçok meslek grubunu içeriyor olsa da nedense bu alanın klinik kısmı ilgi çekmekte diğer meslek alanları ve yaptığı işler yeterince kıymet görmemektedir. Bu durum klinik dışı ruh sağlığı mesleklerine yeni başlayanlarda da gözlenmekte, psikopatoloji ve psikoterapiye yönelik bir ilgi oluşmakta ve bu durum birçok ruh sağlığı profesyonelinin kendi alanında çalışmak dururken alan dışına çıkarak psikopatoloji ve tedavisine yönelmesine neden olmaktadır. Oysa ülkenin bütüncül bir ruh sağlığı hizmetine ihtiyacı var. Meslek mensuplarının kendi alanlarına sahip çıkmalarına, ne kadar önemli bir iş yaptıklarını hissetmelerine ihtiyaç var.

Ancak klinik uygulama öyle her isteyenin yapamayacağı, tarihsel olarak sınanmış ağır kuralları, içinde kaybolunacak kadar bilgi ve deneyim zorunluluğu ve ilkeleri olan bir alan. Her şeyden önce bir yemin ile klinisyen olunmakta. Önce zarar verme ilkesinin bilinmesi gerekmekte. Tüm tıbbi olasılıklara ilişkin bilgi ve görgü gerektirmekte.

Psikoterapi eğitimlerinin ticari faaliyete dönmesi ve seçiciliğini kaybetmesi ile ekip çalışması bilincinin yerleşmemesi de bu yönelmenin diğer nedenleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha önce de belirttiğim üzere özellikle ekip çalışması kültürü ülkemizde maalesef yeterince gelişmemiştir. Ekip hiyerarşik değil işlevsel bir tanımdır. Örneğin sorun yaşayan bir ergenin yaşamının düzenlenmesinde çocuk ergen psikiyatristi kadar psikolojik danışmanların ve kriz durumlarında sosyal hizmet uzmanlarının, gelişimsel bir sorunda çocuk gelişimi uzmanının yeri bir diğerinin dolduramayacağı kadar önemlidir. Şiddete maruz kalan bir çocuğa yönelik müdahalede klinik grupların etkisi oldukça sınırlıdır. Ruhsal travmada sosyal desteğin ya da güveli ortamın sağlanmasında bir sosyal hizmet uzmanının yerini kimse dolduramaz. Rehberlik ve psikolojik danışmanlık önleyici/koruyucu ruh sağlığı hizmetinde başat personeldir. Yani tüm müdahale alanları kendi içinde biricik ve çok kıymetlidir. Meslek kimliklerinin yeterli değeri görememesi, ruh sağlığı hizmetinin psikoterapi odasından ibaret görülmesi ülkemiz açısından ciddi bir sorun haline gelmektedir.


tedavi-psikoterapi-odasindan-ibaret-degil-885611-1.

Psikiyatrist Prof. Dr. Yankı Yazgan:

Yetki, sorumluluk ve hesap verebilirlik anlamına gelir

Bu konuda en iyi şekilde aydınlanmak için mevcut yasalara veya bu yasalarda önerilen değişikliklere, son dönemde alanımızdaki değişik meslek gruplarının yürüttüğü ruh sağlığı yasa tartışmalarına bakmak, taslakları incelemek okurların kavrayışı için faydalı olacaktır. Ülkenin kendine özgü koşulları ile evrensel ilkeler ve eğilimlerin toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde bağdaştırılması meslek gruplarının konum ve işbölümütartışmasına yön vermelidir. Mesleki özerkliğin bu ana amaç doğrultusunda şekillenmesi beklenir.

Meslek grupları arasındaki sınır ve yetki tartışmalarının topluma yansıyan kısmında yasakçı ya da ataerkil, buyurgan bir üslup tıbba daha çok yakıştırılıyor. Diğer yandan tıp uygulamalarına dönük gibi gözüken bu eleştirel, “otorite karşıtı” veya görünüşte ilerici tutumu, belli bir sistematiğe göre, belli bilimsel ilkelere göre uygulanan her yönteme karşı (aşı karşıtlığı gibi), değişik psikoterapi türlerine karşı da görebiliyorsunuz. Şöyle bir ortak yan var; hepsinde gerek psikoterapi gerek ilaç tedavileri veya başka tür terapiler olsun, kanıta dayalı tıp uygulayıcılarının standartlara uymaları, güvenlik üzerinden oluşturulmuş standartlara uymaları bekleniyor. Bu aynı zamanda uygulayıcılar için bir hesap verilebilirlik sistemi; kimseye hesap vermek istemeyen, kendisini başkalarına hesap vermeyecek kadar özel, imtiyazlı veya yetkin gören uygulayıcıları ayırt edebilmeliyiz. Bu bir cerrahi uygulama için de ilaca dayalı olmayan bir terapi uygulaması için de (kimin uyguladığı kadar nasıl uyguladığı) böyle olabilir. O nedenle standartlar var olduğunda, standartların dışına çıkmayı gerektiren durumlar olabildiğini, bunu da açıklamak ve anlatabilmek durumunda olduğumuzu düşündüren bir hesap verebilirlik ilişkisi içinde olmaya mecburuz. O nedenle yetki dediğimiz zaman sorumluluktan ve hesap verebilirlikten bahsetmek gerektiğini, yaptıklarımızı açıklayabilmek ve yaptıklarımızın genel kurallarla ilişkisini koyabilmemiz gerektiğini burada vurgulayayım.

Ruh sağlığı alanındaki değişik mesleklerin uygulamalarını, bunların birbiriyle ilişkisini düzenleyen yasalar değiştirilebilir, insanların koyduğu kurallar. Ancak her durumda önemli olan uygulamacının yaptıklarıyla ilgili sorumluluğu üstlenmesi. Yaptığının hikmeti kendinden menkul bir işlem, terapi, vitamin ya da ilaç tedavisi, ya da tanı amaçlı bilimsel görüntülü birtakım kan tahlilleri yaptırmak ya da birtakım elektrofizyolojik görüntüler saptamak da tıp ya da bilim olmuyor. Bilim kullanılan alet edevatla ya da sihirli sözcüklerle ilişkili bir şey değil. Bilim kendisinin en doğru olmama ihtimalini aklında tutmayı, kendi uygulamasına karşı eleştirel olmayı ve daha ziyade nerede hata yaptım, nerede hata yapabilirim çünkü zarar vermemeliyim düşüncesine dayalı olmalı. Bu çerçevede baktığınızda kim tarafından uygulanırsa uygulansın, zaten uygulama bu prensiplere göre olduğunda bilimsellikten bahsediyoruz. Meslekler arasındaki ilişkiler, hangi mesleğin hangi yetkiyi taşıyacağı iseülkenin genellikle uluslararası alışkanlıklar, normlar ve düzenlemelere göre şekilleniyor. Hekimlik uygulamaları otopsi, mortalite ve morbidite toplantıları gibi hataların özellikle aranıp bulunduğu gelişim araçlarını özellikle 19uncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaptı; bütün büyük buluşların ardında kendine karşı insafsızlık düzeyindekieleştirelliğin etkisi var. Bu eleştirellik kayboldukça bilimi katı bir kurallar bütünü gibi algılayan teknisyence bir işe indirgenme riski her meslekte ama en çok da hekimlik ve dolayısıyla psikiyatride var.


tedavi-psikoterapi-odasindan-ibaret-degil-885612-1.

ÖğretimÜyesi-Psikiyatr Prof. Dr. Mustafa Sercan:

Tanı-tedavi ve müdahale yetkisi tanımları önemli

Yalnızca adlarını saydığımızda bile geniş bir alandan söz edildiğini göreceğiz. Ruh hekimlerinin yanında tanımlanmış işlevleri için aile hekimleri ve psikologlar, sosyal çalışmacılar, ruh sağlığı hemşireleri, psikolojik danışman-rehberler ruh sağlığı meslek üyeleridir. Ancak bu mesleklerin spordan sanayiye geniş bir çalışma alanında ruh sağlığı hizmeti ürettiklerini, dolayısıyla dar anlamda “tedavi” dendiğinde anlaşılan işlevler için tanı-tedavi ve müdahale yetkisi tanımına geri dönmek gerektiği açıktır.

Bu konudaki belirsizliğin temeli tıp dışı ruh sağlığı mesleklerinin temel eğitiminin dört yıllık lisans eğitimi olması ve eğitim müfredatını yalnızca kuramsal bilgi aktarması bir tanı ve müdahale açısından beceri kazandırmamasıdır. Oysa tıp fakültesi eğitimi müfredat içeriği bakımından tanı ve müdahale süreçlerinde temel eğitimi içeren bir yüksek lisans eğitimi olup, ruh hekimleri bunun üzerine uzun süren bir uzmanlık eğitimi alarak biyopsikososyal temel psikopatoloji bilgisi üzerine, tanı ve müdahale becerisi eğitimi almışlardır. Diğer ruh sağlığı mesleklerinden olanların klinik alanda çalışmayı seçenleri bu denetmen eşliğinde psikoterapi beceri eğitimini almış olmaları gerekmektedir.

Sporcuların, öğrencilerin, farklı kurumlardaki çalışanların ruh sağlığının bozulmadan korunması yönündeki iş düzenlemelerinde de yine çalışılan iş koluna özgü meslek içi eğitimlerin gerekliliği kaçınılmazdır. Ancak bozulma olduğunda ve bu tıbbi bir yakınma sınırları içine girdiğinde tanı-tedavi- müdahale yetkisi gündeme gelecektir.


tedavi-psikoterapi-odasindan-ibaret-degil-885613-1.

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği(SHUDER) Yönetim Kurulu Üyesi Fatma Tokmak Yüksel:

Koruyucu ruh sağlığı modelleri oluşturulmalı

Ruh sağlığı alanında çalışan meslekler Psikiyatrist, Aile / Pratisyen Hekim,Psikolog/ Klinik Psikolog, Sosyal hizmet uzmanı/ Sosyal Çalışmacı, Psikolojik Danışman ve Psikiyatri Hemşiresidir. Bahsedilen meslek gruplarının ve ruh sağlığı hizmetlerinin bütününe bakıldığında; koruyucu/önleyici (birincil koruma), erken tanı ve tedavi (ikincil koruma) ve rehabilite edici hizmet (üçüncül koruma) aşamalarında kimi rol ve sorumlulukları bulunmaktadır. Öncelikle zarara vermeme ve yararlı olma ilkeleri arasında denge bütünlüğü, tüm sağlık hizmetlerinde olduğu gibi, ruh sağlığı hizmetlerinin her aşamasında gözetilmelidir.

Bizim açımızdan “çevresi içinde birey” değerlendirmesi sosyal hizmet mesleğinin odağı olması itibariyle ruh sağlığı alanında koruyucu önleyici, tedavi ve rehabilitasyon aşamaları içerisinde, biyolojik ve psikolojik faktörlerin yanında, o bütüncül çerçeveyi tamamlayan önemli bir mesleki süreçtir. Sosyal çalışmacı/sosyal hizmet uzmanı; ruh sağlığı tedavi süreçlerine doğrudan etkisi olan, psiko-sosyal faktörlerin, başlıca aile, okul, iş, sosyal yaşam gibi sistemlerin araştırılmasında bizzat rol oynar. Bu bakımdan ruh sağlığı sorunu yaşayan kişinin tedavi sonrası geldiği yer olan topluma ve yeniden o çevreye geri dönüşünde; çevrenin ve aile sisteminin yapısı, özellikleri ve bu faktörlerin birbirleriyle olan etkileşimlerinin öğrenilmesini ve ailenin tedaviye yönelik iş birliği ve taburculuk sonrası rollerine ilişkin bilgilerin tespitini sağlar.

Ayrıca tanı ve tedavi aşamalarında karşılaşılması muhtemel olan sorunları için var olan toplumsal kaynaklardan (yetersizliği tartışılır olsa da) faydalanılmasına yönelik çözüm yollarını değerlendirir. Örneğin hastalığın neden olduğu işlevsellik kaybı veya yeti yitimi durumlarında sosyoekonomik destek hizmetlerine erişimin sağlanması tedavinin ana eksenini oluşturabilir. Bu yolla ruh sağlığı sorunlarının başladığı ilk dönemlerde, tanı aşmasında, tedavi veya taburculuk süreçlerinde, ailenin veya bireyin yaşanılan sağlık sorunlarına yönelik geliştirmesi muhtemel stres tepkileri karşısında kaygı düzeylerinin normalleşmesi ve baş etme kapasitesine yönelik güçlenmeleri sağlanabilmektedir.

Bunların yanında, sosyal hizmet müdahale kapsamında, hastanın, aile ve çevresinin tedavi sürecine uyumlarının sağlanmasına yönelik gerçekleştirilen, hastalığın gözlenmeye başlandığı ilk dönemlerde ve/veya taburculuk sonrası yaşanma ihtimali olan, yadsıma kabullenmeme, karşılaşılan direnç veya kimi uyum sorunlarının anlaşılıp çözümü için psikoeğitim içerikli, hasta/aileyle, görüşmeler gerçekleştirir. Ruh sağlığı tedavi sürecinde, sosyal hizmet vaka yönetimi modeline ilişkin bahsedilen müdahalelerin gerçekleşmesi tüm boyutlarıyla tedavide verimliği ve etkililiği desteklemesi bakımından önemlidir.

Klinik sosyal hizmet uygulamasındaki çeşitlilik içerisinde yukarda adı geçen kurumlarda ve ağır engelliğe neden olabilecek kronik boyutlu ruh sağlığı vakalarının yanında, bağımlılık alanında, depresyon, anksiyete, çift ve aile/çocuk ilişkilerindeki güçlüklerle çalışmada, çocuk ihmal ve istismarı durumları karşısında krize müdahalede, bireysel veya kitlesel travmayla (afetler, savaş, göç, salgın hastalık vb. kriz durumlarıyla) mücadelede, sosyal hizmet mesleki formasyonuyla edinilen birey, grup ve toplumla çalışma yöntemlerini kullanarak müdaheleyi gerçekleştirirler

Ruhsal bozukluk ve hastalıklarda tedavi yaklaşımı önemli olmakla beraber koruyucu/önleyici ruh sağlığı modelleri oluşturulmalıdır. Sağlık bakanlığına bağlı sağlıklı hayat merkezlerinde bu konuda toplumun bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve ruhsal hastalıklara karşı ayrımcılık ve damgalamaya karşı yürütülecek çalışmalar buna örnekverilebilir.Ancak içselleştirilmiş damgalama dediğimiz ruhsal hastalığı olan birey ve ailelerin kendilerine uyguladığı damgalama için de sosyal içermeyi sağlayacak çalışmalar gerçekleştirilmelidir. Koruyucu /önleyici ruh sağlığı hizmetleri esas olarak Sağlık Bakanlığı dışında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Göçİdaresi,AFAD ,Milli Eğitim Bakanlığı vb bakanlık ve kamu kurumlarında ,yerel yönetimler ve STK larca da yürütülmektedir. Okullarda rehberlik servislerinde verilecek hizmetlerin koruyucu / önleyici ruh sağlığı hizmetleri açısından önemi unutulmamalıdır. Ancak çocuk ve gençlerin ruh sağlığının korunması, erken tanının sağlanması başta olmak üzere ruh sağlığı hizmetleri okullar bünyesinde de bütüncül olarak verilmeli ve sosyal hizmet mesleği okul sistemi içinde yer almalıdır . Bu bağlamda okullarda rehberlik servislerine ek olarak gelişmiş ülkelerde yıllardır var olan “ okul sosyal hizmeti “uygulaması ülkemizde de hayata geçirilmeli sorunların erken tespiti ve çözümü noktasında meslekler ve kurumlar arasında işbirliği sağlanmalıdır.


tedavi-psikoterapi-odasindan-ibaret-degil-885614-1.

Türk Psikologlar Derneği (TPD) Yönetim Kurulu Üyesi Psk. Ercan Başal:

Geniş bir uygulama alanı mevcut

Psikiyatri uzmanı, klinik psikolog dışında psikolog, psikiyatri hemşiresi, çocuk gelişimci, sosyal çalıçmacı/sosyal hizmet uzmanı da ruh sağlığı hizmetlerinde yer alan meslek grupları içerisindedir.

Psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifikalı eğitim almış ve/veya yeterliliğini belgelemiş psikologlar, Uluslararası teşhis ve sınıflama sistemlerinde hastalık olarak tanımlanmayan durumlarda, klinik psikoloğun sorumluğunda izlem, görüşme, danışmanlık, raporlama, değerlendirme, eğitim vb. ruh sağlığına yönelik destek hizmetleri alanında aktif çalışma yürütürler. Toplum ruh sağlığını korumaya yönelik faaliyetlerde görev alırlar. Psikoteknik değerlendirme yaparlar. Çalıştıkları kurumlarda diğer çalışanlara yönelik psikolojik destek eğitimleri verirler.

Çocuk gelişimciler, çocukların gelişim değerlendirmelerinde, çocuğun ihtiyaçlarına yönelik gelişim destek programlarını hazırlanması ve uygulamasında, sağlık kurumlarında çocuğun uyum ve gelişimine uygun ortamın hazırlanmasında, ilgili uzman gözetiminde riskli bebek ve çocuk izlemlerinde, çocuk gelişimi ile ilgili materyallerin tasarımının planlanmasında ve çocuğun gelişimine yönelik aile eğitimlerinde görev alırlar.

Sosyal çalışmacı/sosyal hizmet uzmanları, sosyal işlevselliğin sağlanması, korunması, geliştirilmesi ve rehabilitasyonu amacıyla sosyal hizmet müdahalesini gerçekleştirir. Sosyal işlevsellik sorunlarına yönelik programlar geliştirir, uygular ve değerlendirir. Sağlık kurumlarında, ruh sağlık hizmetleri sürecinde ve kriz durumlarında, hizmet alan dezavantajlı grupların ve yakınlarının sosyoekonomik sorunlarına yönelik sosyal hizmet müdahaleleri belirler ve uygular, çeşitli raporlamalar yapar, çalışmaları koordine eder, sosyal destek programlarına erişimini sağlar.


DİPNOT 1:

Tartışmanın yazı dizisi ile sınırlı kalmaması için açık foruma dönüştürmek, ruh sağlığı alanında

hizmet verenleri bu tartışmaya katkı yapmak üzere davet ediyoruz. Konuyla ilgili görüşlerinizi

pinaryuksek@birgun.net adresine e-posta olarak gönderebilirsiniz.

***

DİPNOT 2:

Türkiye'nin Ruh SağlığıSorunlarıtartışması kapsamında, toplumda ruhsal sıkıntı ve sorunlarda yardım alma süreçlerindeki yönelimlere ilişkin ankete katkınızı bekliyoruz. Anketimiz kimlik ve iletişim bilgilerinizi içermemekte; sadece süreçlere yönelik genel eğilime ilişkin bir örnek sağlamak için katkınızı istemektedir. Anket linki:

https://forms.gle/9jmsjvVXsp2CHxzF9