Çöken ekonomi, açlık, işsizlik ve covid19’la ortaya çıkan ölüm korkusu nedeniyle patlama noktasına gelen ülkemizde toplumun dikkatini başka yöne çekmek isteyen AKP iktidarı, reformlar ve yeni anayasa değişikliğini gündeme getirdiler.

Ancak, zorlama gündem değişikliği talebi AKP’ye yeni bir sorun yarattı!

18 yıldır saklamaya çalıştığı gerçek hedefin ortaya çıkmasına neden oldu…

Laik demokratik Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk’le olan kavgası artık iyice belirginleşti…

***

Hatırlarsanız;

16 Nisan 2016 referandumu sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Halk kendi Devletini kurmak için adım atıyor” diyerek şaibeli referandumu yeni devletin kuruluşunun kutlu günü olarak ilan etmişti.

Nitekim o gün rejim değişti!

***

Sonrasında Mehmet Uçum, hazırlanan yeni taslakla ilgili verdiği bilgide;” Atatürk’ün anayasada sadece ‘kurucu’ sıfatıyla yer alacağını belirterek, Atatürk ideolojisine atıfta bulunan maddelerin çıkarılacağını” söylemişti…

Arkasından yeni hazırlanan Anayasa taslağında 1982 anayasasının;” devletin yapısını açıklayan 2.mdsi, eğitim ve öğrenimi belirleyen 42.mdsi, Gençliğin korunmasını söyleyen 58.mdsi, Milletvekili ve CB’lığı and’ları olan 81. Ve 103.mdleri ile Atatürk kültür, dil ve tarih Kurumunu tanımlayan 134.md’yi kaldıracaklarını beyan etmişti…

***

Bu mesaj sonrası, muhalefetin suskun kalmasını da fırsat bilen AKP’liler gemi azıya alıp içlerindeki gerçek düşmanlıklarını pervasızca dışa vurmaktan çekinmeyen açıklamalar yapmışlardı!

AKP Milletvekili Ayhan Oğan, “Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan’dır” diyerek net mesaj vermişti…

“600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi” diye AKP’li Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu,
Osmanlı’da Damat Ferit hükümetinde şeyhülislam olarak görev yapan ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’e ölüm fetvası çıkarmış olan Şeyhülislam Mustafa Sabri’nin adı verilmesi,
Cumhuriyetin aleyhine mücadele eden İskilipli Atıf Hoca gibilerin Valilerce kamu törenleriyle anılması aleniyet kazanmıştı.

Yapılan belliydi.

“Yeni devlet kuruyoruz!” sözleriyle Laik demokratik sosyal hukuk devletinden rövanş alma istemi köpürtülüyordu!

***

Hani derler “ya akılsız dostun olacağına akıllı düşmanın olsun!”

FGülen savunuculuğundan AKP Grup Başkanvekilliğine sıçrayan Cahit Özkan, “4 aşamalı süreç başlamış vaziyette. Bu anayasanın ismi ‘Yeniden Kuruluş Anayasası’ olacak” diyerek Erdoğan’ın yıllardır söylediği ama muradının ne olduğunu bir türlü ortaya koymadığı 2023 hedefini açıkladı...

***

Yeni anayasa ile yeni bir devlet kuruluşu yapılacak(mı)!???

Aslında bu düşünceye varılmasının nedeni Adalet Bakanı Gül’ün hemen sonra yaptığı şu dikkat çekici yorumu oldu.

Gül; “Cumhuriyeti, 1921 Anayasası ruhuyla taçlandıracağız!” sözleriyle 4 aşamalı hedefin ilk adımı açığa çıktı!

***

Bilindiği gibi 1921 anayasası Atatürk’ün akıl ve Halkla Kurtuluşumuzu gerçekleştireceğiz şiarı üzerine 2 aylık bir çalışmanın ardından 20 Ocak 1921’de TBMM tarafından kabul edilen ve TBMM’nin varlığını ve meşruiyetini sağlamak adına 24 maddeden oluşan ilk anayasamızdır.

En dikkat çekici tarafı ise 1. Maddesiyle “hakimiyetin kayıtsız şartsız millete” bırakılmasıdır!

İkincisi; “yerel yönetimlere özerklik veren maddesidir. Ancak bunun bir bağımsızlık anlamına gelmediği bilinmektedir!

Üçüsüyse; “‘Devletin dini İslam’dır” maddesidir.

***

AKP’nin 1921 ruhu olarak açığa vurduğu asıl hedefi laikliği yok sayan ve devletin dininin anayasada yer almasını sağlayan bu maddedir…

Oysa amaç; Osmanlının sosyolojik gerçekliği, inanç ve ibadete farklılığı, çoğulculuk ve savaşın içinde henüz kurulmayan ama kurucu konumda olan TBMM’yi meşrulaştırmaktır.

O günkü koşullar bugünün koşullarıyla bir tutulamaz!

***

Tehlikeli bir dönemece girdik!

Laik Demokratik Cumhuriyet aleyhine çaba gösterenlerin alkışlandığı bir dönem yaşanıyor.