‘Tek adam seçiminden diktatör çıkar’

Her Şey Çok Güzel Olacak İnisiyatifi’nin Frankfurt Alevi Kültür Merkezi’nde, “Hukuksuz tutuklamalara karşı bir şey yapmalı” başlığıyla düzenlediği panele CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Sol Partili Alper Taş, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Eşit Genel Başkanı Hüseyin Mat, Evrensel Gazetesi Avrupa Temsilcisi Yücel Özdemir ile Sosyolog Adil Demirci katıldı. Panelin moderatörü AABF Yönetim Kurulu üyesi Aynur Özcan oldu.

‘AKP DE BU İŞİN MAĞDURU OLACAK’

egazete'den Filiz Uzun Doğan'ın haberine göre, panelde yaptığı konuşmada AKP’nin sıkıştıkça tezkereler çıkardığını, daha çok çatışma, daha çok şehit, kan, göz yaşı ve kutuplaşmayla siyasete yön vermek istediğini savunan Ali Şeker, “Bizi de belli kodlamalarla bir yerlere sıkıştırmaya çalışıyor. Tabi ki buna teslim olmamak, itiraz etmek lazım. Referandum, tek adam rejimi. Bir şahsın devletini kuruyor. Bu şahsın devletinin aslında bir parti devletinin ötesine geçtiğini, yani bir kişinin herşeyi belirlediğini, geçmişte cumhurbaşkanlığı da, başbakanlık da yapsa hiçbir hükmünün olmadığını, AKP’nin de bu işin mağduru olacağını anlattık. AKP’nin o dönem halkın doğruya ve gerçeklere ulaşmaması için yaptığı alan temizliği, muhalif basını sindirme bugün de devam ediyor. AKP başkanlık sistemiyle Türkiye’yi otoriter bir rejimle, baskıyla yönetebileceğini düşündüğü için, o dönem bu baskıların alt yapısını kurdu. Daha da ileriye götürmeye niyetli. Türkiye’de gelir dağılımı çok bozuk. Yoksulluğu sömürerek, yöneterek iktidarını devam ettiren AKP, artık yönetimi baskıyla sürdürebileceği düşüncesinde. Halkın örgütlenmesine katkıda bulunabilecek bütün basın kuruluşları, eğitimli meslek grupları, akademisyenler hedefinde” diye konuştu.

SOL DEĞERLER, GERÇEK KAMUCU SİYASETİ

Baskılara karşı güzel şeylerin de olduğunu kaydeden Şeker sözlerini şöyle sürdürdü: “Halkın yaptığı birliktelik Gezi. “Yeter artık, biz teslim olmayacağız” diyen halk öne çıktı. Sol değerlerle, gerçek kamucu bir siyasetin hakim kılındığını hep beraber göstermemiz gerekiyor. Geniş kitle yerel yönetimlerin kazanılmasına katkıda bulundu. O geniş kitleye karşı parti ve seçilmiş belediye başkanları olarak büyük sorumluluğumuz var. AKP’nin baskıcı ortamından Türkiye’yi kurtarmanın yolu, yeni bir başkan seçmek değil, parlamenter sistemin eksiklikleri giderilmiş olarak tekrar ortaya konması gerekiyor. Yani biz tek adam seçelim, o tek adam kafasına göre Türkiye’yi yönetsin, oralardan diktatör çıkar. Bugün adalette ‘Reis ne der’ noktasına geldi. Almanya’nın yabancı olmadığı bir durum. O noktadan Türkiye’nin çıkarılması gerekiyor. Biz Türkiye’de demokrasiyi tekrar yaşatmamız gerekiyor. Kutuplaştıran, ayrıştıran siyasetin karşısında, birleştiren Türkiye’nin barışını, kardeşliğini tekrar kuracak, bir anlayışı hakim kılmamız gerekiyor.”

DEMOKRAT GAZETECİLER SİLİNDİ

Panelin moderatörü AABF Yönetim Kurulu üyesi Aynur Özcan, Türkiye’de 108 gazetecinin tutuklu olduğunu bunun da dünya sıralamasında ikinci olması anlamına geldiğini; 172 gazeteciye dava açıldığını, 65 gazeteciye ise 225 yıldan fazla hapis cezası verildiğini söyledi. Evrensel Gazetesi Avrupa Temsilcisi Yücel Özdemir de, 11 bin gazetecinin işsiz olduğuna dikkat çekti. Özdemir, “Demokrat, vicdan sahibi, gazetecilik etiğine sahip çıkan gazeteciler vardı. Onlar da Türkiye’de medyadan birer birer silindiler. Şuanda yerleşik medyada ‘gazeteci’ sayabileceğimiz meslektaşımız kalmadı. Türkiye’deki mualif basına büyük bir darbenin vurulduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun süreci 7 Haziran seçimleriyle birlikte başlıyor. 7 Haziran seçimlerinin oluşmasında Türkiye’de yeni bir dinamik, yeni, özgürlük, demokrasi, insan hakları temelinde siyaset yapmak isteyenlerin biraraya geldiği, HDP’nin yüzde 13 oy alması Türkiye halkları için önemli bir mesajdı. Bu mesajda, gazetelerin, televizyonların büyük bir etkisi vardı. Darbe oldu. Bu darbeye karşı mücadele etmiş, kuruluş ilkelerinde darbeciliği kesinlikle reddeden, sol, muhalif, Alevi ve Kürt kurumları tamamen keyfi gerekçelerle kapatıldı. Medyada başka kimsenin konuşmasını istemiyorlar. Bugünlerde BirGün ve Evrensel gazetesine karşı çok büyük bir ambargo uygulanıyor. Halkın parasıyla oluşturulmuş Basın İlan Kurumu, devletin kamuoyuna duyurulmasını istediği ilan değişik gazetelere veriliyor. BirGün ve Evrensel’e hakları olduğu halde bu ilanlar durduruldu. Gerekçe haberleri beğenmemeleri” diye konuştu.

SİYASAL İSLAM’LA HESAPLAŞMA ŞART

Konuşmasında ‘Ne yapın, ne edin, BirGün ve Evrensel gazetelerine sahip çıkın’ çağrısına yer veren Sol Partili Alper Taş, bu iki gazetenin mücadelenin basın yayındaki iki önemli ayağı olduğunu söyledi. Grup Yorum’u alkışladıklarını kaydeden Taş, “Özgür müzik, özgür sanat için bedenlerini açlığa yatırdılar. Ama biliyoruz ki ‘bir ülkenin türkülerini yapanlar, yasalarını yapanlardan güçlüdür.’ ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ dediği için hukuksuzca cezaevinde atılan ve orada direnmenin güzel örneklerinden biri, roman ve hikayeyle direncini tutmaya çaba gösteren Selahattin Demirtaş’ı da alkışlıyoruz. Depremlerden ders çıkarmadığımız için yine insanlarımızı enkazın altında bıraktık. Kaza ve kadere imanla depremle mücadele edilemeyeceğini öğrenemediniz mi? Depremle mücadele bilim ile olur. 21. yüzyılda gerici zihniyetin Türkiye’yi yönetmesi hepimizin ayıbıdır, bu ayıptan biran önce kurtulmak gerekiyor. Türkiye’nin önündeki en acil görev siyasal İslamcılığı tarihin çöplüğüne göndermektir. Türkiye’nin yarınları için siyasal İslam’la hesaplaşmamız, laikliği kazanma, gençlere, çocuklara, kadınlara karşı saldırıları karşısında aydınlanma kavgasını vermemiz gerekiyor” dedi.

BEYOĞLU SEÇİMİ GÖSTERDİ

ÖDP’nin kuruluş sürecinde değerini bilinmediğini kaydeden Alper Taş, 96’da başlattıkları yürüyüşü tamamlayamadıklarını, ama yine de diğer sosyalistler gibi anlamlı işler yaptıklarını söyledi. AKP’nin gerçek anlamda hiçbir zaman kazanamadığını savunan Alper Taş, “Biz de kelimenin gerçek manasında hiçbir zaman kaybetmedik. AKP çözülüyor, dayandığı rejim ölüyor. Ama yeni ortada yok. Yeniyi doğurmamız lazım. Çözülene, gitmekte olana karşı geleni inşaa etmemiz lazım. Bizim görevimiz bu. Eskinin yerine yenisi. Türkiye’yi yeniden kurmak. Siyasal İslam çözülüyor. Alternatifler onun içerisinden yaratılmaya çalışılıyor. Sağ bu memleketi, tüketti, çürüttü, sömürdü, ezdi, değersizleştirdi, vicdansızlaştırdı, ahlaksızlaştırdı, ruhsuzlaştırdı, adaletsizleştirdi. Türkiye toplumuna sağın verebileceği herhangi bir şey kalmamıştır. Artık bu memleketi sol yönetsin. Bu vatanı bir görelim. Şimdi solu inşaa etme zamanı. Hem Türkiye hem de dünyada sol acil bir ihtiyaç haline gelmiştir. Sağa oy veren vatandaşlarımıza biz sağa öykünerek değil, solun temel değerlerini ortaya koyarak kazanmak zorundayız. Beyoğlu seçimlerinde gördük ki halkımız sağın bu kirli dilinden bıkmış. Solun duru, temiz diline, tarzına hasret. Türkiye’yi solun değerleri özgürlük ve eşitlik değerleri birleştirir” diye konuştu.

CAMİLERDE DE MÜCADELE GEREKLİ

Avrupa Alevi Birlikleri Konfedarasyonu Eşit Genel Başkanı Hüseyin Mat, Alevilerin asimile olmamak, kendi inancını, değerlerini yaşamak, geleceğe taşımak için örgütlendiklerini; Türkiye’de mücadele eden haksızlığa uğrayan tüm toplumsal kesimlerin hak ve hukukunu savunmak, onların sözcüsü olmak gibi bir perspektif önüne konulduğunu söyledi. Türkiye’de konunun sadece AKP ve Erdoğan olmadığını belirten devletin kodları ve aklıyla hesaplaşılması gerektiğini kaydetti. Hüseyin Mat, “Siyasal İslamın kodlarını biz Kerbela’dan bugüne iyi bilen bir toplumuz. Avrupalı siyasetçilere de AKP’nin ne kadar tehlikeli olduğunu söylediğimizde inanmadılar. Bochum’da ‘Büyük Diktatör’ pankartımızı polis indirtmişti. Avrupalılar siyasal İslamı çözmeye başladılar. Gazeteleri manşetten yazdılar: Büyük Diktatör. Keşke biz yanılmış olsaydık, keşke AKP özgürlükçü olsaydı. Ama bugün sadece AKP’yi konuşmak doğru değil. Seçimlerde merkezlerimiz CHP, HDP’nin, devrimcilerin şubesi gibi çalışır. Devrimci Alevilerin Aleviler içerisindeki örgütlülüğü kadar, Sunni arkadaşlarımız da camiye giden anne babasını, akrabalarını örgütleme konusunda çaba harcamış olsaydı, bugün camiler AKP’nin birer merkezi haline dönüşmezdi. Orada mücadele etmiş olsalardı ne Alper Taş’lar çıkardı oralardan. Mufazakar kesimi değiştirip dönüştürmediğimiz sürece sonuç alamayız. Devletin kodlarını çözüp alternatifler üretmek zorundayız. Aynı söylemleri tekrarlayarak biz geleceğimizi inşaa edemeyiz. Biz demokrasi mücadelesiyle hep beraber olduk. Siz sol, sosyalistler ve devrimciler idealiniz, ütopyanız demokrasi mücadeleniz söyleminiz varsa önce solu, sosyalistleri bir çatı altında toplamak zorundasınız. Bunu yaptığınız sürece bütün toplumsal kesimleri biraraya getirme idealiniz hikaye, sadece bir söylem olur. Artık herkesin taşın altına elini koyması gerekir. Bu ülkenin bu noktaya gelmesinde en büyük sorumluları Kemalistleri, sosyal demokratları, sol sosyalist devrimci hareketleri özeleştiri yaparak, nasıl çıkış yapılacak, bunun tartışmasını başlatmasını gerekiyor” dedi.

Alevilere de tutuklanma sürecini beklediklerini kaydeden Hüseyin Mat, “Onursal Başkanımız Turgut Öker’in yurtdışı çıkışı yasağının olması, buradan giden yöneticilerimizin sorguya alınması, Türkiye’ye giriş yasağını almaları bekliyorduk. Nasıl altı milyon insanın oyunu almış eş başkan, belediye başkanlar bedeller ödüyorlarsa, Aleviler de bu bedeli ödüyorlar” ifadelerini kullandı.

Muhaliflere yönelik toplumsal baskıyı tutuklu kaldığı cezaevinde de yaşadığını kaydeden Sosyolog Adil Demirci de Almanya’da Kürt derneklerine üye 400 kişi hakkında soruşturmanın söz konusu olabileceğine dikkat çekti.