Hepsi grubuyla tanınan müzisyen Gülçin Ergül, yeni şarkısı ‘Ferman’ ile dinleyiciyle buluştu. Müzisyen, grup üyelerinin “Tekrar bir araya mı geliyorlar?” söylentilerine “Ben ‘Hepsi’ dinleyicisini üzmemek adına senelerce kendimden feragat ettim. Şimdi solo projelerimle kariyerime, müziğe daha yakın bir noktada devam ediyorum” diye cevap verdi

Tek başıma müziğe daha yakınım

IŞIL ÇALIŞKAN

Hepsi isimli müzik grubu, 2000’li yılların ortalarına damga vurmuştu. Kariyerine tek başına devam etme kararı alan Gülçin Ergül, bir süre sonra gruptan ayrıldı. Ve 11 yıldır kendi yolunda ilerliyor. Ara ara gündeme gelen barışma söylentileri şimdilerde yeniden gündeme geldi. Bu da beraberinde “Tekrar bir araya mı geliyorlar?” söylentilerini doğurdu. Bunun doğru olmadığını ifade eden Ergül, “Yalnızca arkadaşlığımızı sürdürüyoruz ve barış bayraklarını çektik” diyor.

Bu süreçte farklı tarzlarda üretimlerini sürdüren müzisyen Gülçin Ergül, karantinada ürettiği ‘Ferman’ isimli şarkıyla dinleyiciyle buluştu. Ergül ile bu vesileyle konuştuk.

Yıllar önce Hepsi ile başladığınız müzik serüveninize solo devam etme kararı aldınız. Şimdilerde tekrar bir araya gelip gelmediğiniz konuşuluyor. Bu şekilde gündemde olmak size ne hissettiriyor?

Bir araya gelmiyoruz aslında arkadaşlığımızı sürdürüyoruz ve barış bayraklarını çektik diyelim. Farklı ve yanlış algılanmasını, yanlış bir algı oluşmasını istemiyorum aslında. Bizim tekrar beraber müzik yapmak gibi bir planımız yok ve bu ortak kararımız.

Tek devam etme kararınıza saygı duyulmadığını düşündürüyor mu bu ısrarlar size?

Ben ‘Hepsi’ dinleyicisini üzmemek ve sevgilerine en güzel karşılıkları vermek adına senelerce kendimden feragat ettim. Şimdi 11 senedir inşa ettiğim bir solo kariyerim var. Ve solo projelerimle kariyerime, müziğe daha yakın bir noktada devam ediyorum. Gerçek sevgi, gerçek saygı ve gerçek anlayış zaten benim dinleyicilerimin bana gösterdiği önemli değerler. Ve ben de buna minnettarım her zaman.

HEPİMİZİN BAŞKA HİKÂYELERİ VAR

‘Hepsi’ geçmişte kaldı önümüze bakalım mı diyorsunuz şimdi?

Hepsi güzel bir projeydi. Benim de ergenlik çağımdaki güzel anılarımı içerdiği gibi, birçok insanın çocukluğunu hatırlatan bir anı zinciri. Aslında insanlar bizi özlemekten çok derinde çocukluklarını özlüyor. Biz onlara çocukluklarını geri getiremeyiz ama nostaljik parçalarımızla hatırlatabiliyoruz. Şimdi 2020’deyiz ve hepimizin hayatı başka köşelerde başka başarı hikâyelerine döndü. Ben de bildiğiniz gibi solo albümümle müziğime huzurla devam etmek istiyorum. Her zamanki gibi ve hepimiz birbirimizi destekliyoruz.

Arabeskten caza, poptan funk’a solo kariyerinizde birçok farklı tarzla dinleyicilerinizin karşısına çıktınız. Genelde çok tercih edilmiyor bu ama sesiniz için bukalemun benzetmesi yapmak yanlış olmak sanırım… Bunun size yansıması nasıl oluyor?

Sahneye çıktığımızda birçok durumda zengin bir repertuara sahip olmanız gerekiyor. Normalde albümlere bakılmaksızın gecenin sonunda ‘Ankara’nın Bağları’na bağlayan çok kişi tanıyorum. Bende o yok ama bahsettiğiniz bu tarz çeşitliliği sahne performanslarımda seyircimde oluşan memnuniyeti çoğaltıyor. Ve gerçekten soulful bir tarzımın olmasının yanında, başka tarzlar söyleyebilme becerisi edinmek de oldukça zor bir şey.

PANDEMİDE AŞK NASIL YAŞANIR?

Çok yakında ‘Ferman’ isimli şarkıyla dinleyiciyle buluştunuz. Bu şarkının hikâyesi nedir?

Bu şarkı karantinada yüz yüze görüşemeden aşkını içinde saklı tutan bir aşığın müzikal söylemlerini içeriyor. “Pandemide aşk nasıl yaşanır?” sorusunun cevabı gibi.

Bu şarkı karantinada bir müzisyenin duygularını ne kadar yansıtıyor?

Tamamen yansıtıyor. Çünkü duygularını, sözlerini saklı tutup, müziğiyle yansıtıyor.

Anıl Şallıel ile birlilkte çalıştınız. Bu işbirliğini nasıl anlatırsınız?

Anıl’la 2012’den beri çalışıyoruz. Senelerdir aynı sahnede müzik paylaşıyoruz. Onunla sahnede olmak hep beni rahatlatıyor. Kendi caz projeleri de oldukça başarılı. Albümümde de bazı şarkılarıma saksafonuyla nefesini üfledi.

Aynı zamanda profesyonel dansçısınız. Hem müzik yapıyorsunuz hem dans biliyorsunuz. Müziği yaşamınızın neresinde, nasıl konumlandırıyorsunuz?

Müziğin yeri eskiden dansın yanındaydı ve ‘Hepsi’ projesi daha çok dans üzerine uzmanlaşan bir noktadaydı ama solo kariyerim müziğin yerinin her şeyi aşmasını sağladı. Daha müzikle iç içe, müzik yönünden üretken bir yerdeyim. Bunu yeni albümümle de göreceğiz. Dans da ona tekrar eşlik edecek. Normalde asıl benim profesyonel işim danstı konservatuvar eğitimim dans üzerine ama artık müziğime eşlik eder konumda. Yine de dünyaya bir dansçı gözüyle bakıyorum.

Sizce opera ve dans ülkede hak ettiği değeri görüyor mu?

Kesinlikle görmüyor. Zamanla da bu ilgi azalıyor gibi geliyor.

Bu azalmayı neye bağlıyorsunuz?

Dijital bir çağdayız baleyi operayı bile telefondan dinlemek istiyorlar, daha mutlu olurlar bence. Gidip bilet almak istemiyorlar.

Oyunculukla ilgili planlarınız var mı?

Aslında var bir oluşumlar. Bakalım neler olacak…

Kariyerinizde geldiğiniz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ağlat Beni ve Bir Tanecik Aşkım çok güzel başarı yakaladı fakat dijital çağda artık devamlılık her şeyden önemli. Daha durun. Güzel şeyler olacak. Albümüm heyecanla geliyor. Beraber çalıştığım tüm ekibim çok heyecanlı. Onları çok seviyorum, tüm ekibim çok sevdiğim arkadaşlarım, dostlarım. Ve gönülden çalışıyoruz birlikte. En değerlisi benimle inanarak çalışan kişilerin olması.

***

tek-basima-muzige-daha-yakinim-746861-1.

İNGİLİZCE ŞARKI GÜZEL OLACAK

İngilizce şarkı hazırlığında olduğunuzu biliyoruz.

Bana çok fazla talep geliyor. İngilizce şarkılar yapıp bir Türk olarak dünyada başarı kazanmamı isteyen kişiler ciddi sayıda. İngilizce de yaptığım müziğe fonetik olarak çok uyan bir dil. Müzik evrensel bir dil başlı başına ben de hümanist biri olarak dünya insanıyım ve müziğimin İngilizce olarak dile getirilmesi de güzel olacak.