Tek çare ortak mücadele
Krizlerle boğuşan rejim, iktidarının ömrünü uzatmak adına siyaseti halktan koparma gayretinde. Erdoğan yukarıda yarattığı gerilimlerle tabandaki öfkeyi perdelemek istiyor. Erdoğan’ın en büyük korkusu milyonların taleplerinin görünür kılınması. Rejim için en büyük tehdit, Artvin’de direnen çevrecilerle greve çıkan işçilerin ortak mücadelesi.
Politika Servisi
Ekonomiden bürokrasiye, siyasetten sosyal yaşama ülkeyi her alanda uçuruma sürükleyen iktidar siyaseti halktan koparmaya çalışıyor. Yüksek perdeden muhalefetle kimi zaman kavga ederek kimi zaman ‘normalleşme’ beklentisi yaratarak oyun kuran rejimin arzusu halkın tribünlerden izleyici olarak kalması. Halkın tabandan doğru gösterdiği itirazların görünür olması ise Saray yönetiminin en büyük korkusu.
31 Mart’tan bu yana işçilerden çiftçiye, öğretmenlerden çevrecilere, veterinerlerden öğrenci velilerine dek hemen her kesim sesini duyurmak için sokağa çıktı. Ancak rejim, farklı kesimlerin birbirinden kopuk biçimde ortaya çıkan öfkesini bir şekilde dizginlemeyi başardı. Sistemin bölüp parçaladığı, yalnızlaştırıp yalıttığı direnişler, bütünlüklü ve ortak bir mücadeleye dönüşmedikçe sönümleniyor.
Toplumsal tabanda biriken öfke, akacak bir kanal bulamayınca sistemin içerisinde etkisini yitiriyor. Artvin’den Uşak’a dek ülkenin onlarca bölgesinde HES’lere, JES’lere, doğa katliamına karşı yüzbinlerce yaşam savunucusu deresine, ormanına, zeytinine, ağacına, toprağına sahip çıkıyor. Sermaye tüm gücüyle saldırırken, patronları koruyan sistem krizin tüm yükünü emekçinin sırtına yüklüyor. Antep’ten Kocaeli’ne fabrikalarda hakları için direnen işçiler mücadelesini sürdürüyor.
Ataması yapılmayan, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı çıkan öğretmenler hakları için baskılara rağmen geri adım atmıyor. Çay ve fındık üreticileri taban fiyat taleplerini yükseltirken, gerici uygulamalara karşı çıkan öğrenci ve veliler, ÇEDES’e, Maarif Modeli’ne karşı eylemler düzenliyor. Hayvanların katledilmesine neden olacak yasayı apar topar Meclis’ten geçiren hükümete karşı hayvan severler gece gündüz ses çıkarmaya çalışıyor. “Normali” baskılara, yasaklara, gerici kuşatmaya, sermaye sevgisine dayanan iktidar son olarak Instagram’ı kapattı. Yasağa karşı çıkan milyonlar, tepkilerini sosyal medyadan gösteriyor.
Bu iktidarın en büyük korkusu ise tüm bu itirazların ortaklaşarak rejimi karşıtı birleşik bir mücadeleye dönüşmesi. Onca krize rağmen hala iktidarda bulunan Saray yönetiminin en büyük başarısı da halktan kopardığı siyaseti en tepeden kurduğu gerilim ve kutuplaşmaya hapsetmiş olması. Anketlere göre artık birinci parti olamasa da elinde kalan kitlesini bu yöntemle konsolide ederken, rejimden rahatsız milyonların öfkesini de bir şekilde soğurabiliyor. Bu iktidar ve rejimden kurtulmanın yolu ise Artvin’deki yaşam savunucuyla Antep’te direnen işçinin, Malatya’da çay üreticisiyle Rize’deki çay üreticisinin mücadelesini ortaklaştırmaktan geçiyor.
SEÇİMDEN BU YANA GEÇEN 4 AYLIK SÜREÇTE YAŞANANLARI BİR KEZ DAHA HATIRLATALIM:
Emekçiler:
• İstanbul’un Çatalca ilçesinde bulunan, 354 işçinin çalıştığı işlenmiş gıda üretimi yapan Polonez fabrikasında ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı Tek Gıda-İş’te örgütlenen işçilerden 13’ü işten çıkarılmasına karşı eylemler sürüyor. 100’den fazla işçi çalışmak için geldiği fabrikada işten çıkarıldıklarını öğrenmişti.
• Antep’te Şireci Tekstil işçileri hakları için mücadeleye devam ediyor. Açlık sınırının altında olan asgari ücret zammını bile vermeyen Şireci Tekstil’de işçiler insanca bir ücret için geçtiğimiz günlerde iş bırakmıştı.
• İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesinde kurulu Purmo Group metal fabrikasında, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçiler grevlerini sürdürüyor.
• Gebze ve İzmir’de metal işkolundaki grevler de dikkat çekti. DİSK’e bağlı Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nın (Birleşik Metal-İş) örgütlü olduğu işyerlerinde grevler yaşandı. Birleşik Metal İş Genel Başkanı Özkan Atar ise iki işverenin de çeşitli yollardan grev kırıcılığı yapmaya teşebbüs ettiğini kaydederken işçilerin ilk günkü coşku ve kararlılığa sahip olduklarını vurgulamıştı.
• DİSK’e bağlı Devrimci Yapı, İnşaat Ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) üyesi yaklaşık 40 işçi, ödenmeyen ücretleri için Yapı Merkezi’nin İstanbul Üsküdar’daki genel merkez binası önünde Mayıs ayında direnişe başlamıştı.
• 31 Mart tarihindeki yerel seçimlerin ardından başkanlık koltuğuna oturan CHP’li Mehmet Türkmen’in ilk icraatlarından biri de işçileri çıkarmak oldu. Başkan Türkmen belediye şirketi KEMBEL’de çalışan yaklaşık 150 işçinin işine son verdikten sonra izne çıktı. İşten çıkarılan işçiler, belediye önünde eylemlere başladı.
• CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla Kocaeli Gebze’de ‘‘Emek Mitingi’’ düzenledi. Mitingde, Temmuz ayında ücretlere yapılacak ara zam tartışmaları gündeme getirildi ve CHP ara zammın gerekliliğine dikkat çekti.
Çevre mücadelesi:
• Artvin halkının maden sahalarına karşı 2015 yılından bu yana sürdürdüğü mücadeleye ve alınan mahkeme kararlarına rağmen, muhalefetin beşli çete olarak adlandırdığı Cengiz Holding’e, Artvin’de yeni bir maden arama sahası verildi. Çevre dernekleri, Anayasa Mahkemesi’nin, ‘ÇED Olumlu’ raporuna karşı yapılan bireysel başvuruda verdiği ‘hak ihlali’ kararının uygulanması için Dünya Çevre Günü’nde eylem yaptı.
• Tokat merkeze bağlı Şehitler ve çevre köylerini kapsayan alan ile Serkiz Yaylası ve çevresinde yapılmak istenen maden arama ve sondaj çalışmalarına karşı halk Tokat Valiliği önünde eylem gerçekleştirdi. Tokat’ın öncü STK’ların ortaklaşa organize ettiği etkinlik için İstanbul Sarıgazi’de bulunan TOKDEF önünde bir araya gelindi. Yüzlerce Tokat’lı TOKDEF önündeki araçlarla İstanbul’dan Tokat’a yola çıktı. "Toprağımızı kimseye vermeyiz" diyen Tokatlılar, Tokat Valiliği önünde bir açıklama yaptı. Son olarak EMSA Madencilik’in sondaj çalışmalarına köylüler müdahale etti. Köylüler, şirketi protesto etmeye traktörlerle gitti. Çalışmayı engelleyen köylüler, Tokat İdare Mahkemesi’ne dava açtı.
• Arhavi’de bölge halkı, HES ve taş ocağının ardından şimdi de maden ocağına karşı mücadele ediyor. 10 köyü içine alacak olan 1930,92 hektarlık alanı kapsayan maden arama ihalesini Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Eti Bakır kazandı. İlçe sakinleri, projeyi protesto etti.
• TBMM İliç Maden Kazası Araştırma Komisyonu, incelemelerde bulunmak üzere Uşak’taki Tüprag Kışladağ Altın Madeni’ne gitti. Komisyon üyelerini Ege Çevre ve Kültür Platformu üyesi eylemciler ellerindeki “Ölmek istemiyoruz”, “Siyanürcü şirket, ülkemizi terk et”, “Zehirlenmek istemiyoruz” yazılı dövizlerle karşıladı.
Hayvan hakları:
• Hükümet, tepkilere rağmen sokak hayvanlarının katledilmesine ilişkin teklifi Meclis’ten geçirdi. Ülkenin dört bir yanında hayvan severler protesto gösterileri yaptı. Sosyal medyada da yasanın geri çekilmesi için günlerce çağrı yapıldı.
Üreticiler:
• Ordu’da fındık toplama yevmiyelerini az bulan mevsimlik işçiler grev başlattı. İşçiler en az 1100 TL yevmiye talep ettiklerini vurguladı. Fındık toplamak için Urfa’dan Ordu’ya giden mevsimlik tarım işçileri ile ziraat odası arasında yevmiye krizi çıktı. Bazı işçiler iş durdurma eylemi yaptı.
• TMO’nun açıkladığı 2024-2025 sezonu fındık alım fiyatı Ordu ve Giresunlu üreticiler tarafından çok düşük bulundu. Birçok üretici fiyattan memnun olmazken fiyatın maliyetlerin çok altında olduğunu da ifade etti.
• Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 11 Mayıs’ta açıkladığı 2024 yaş çay alım fiyatı, Rize’nin Fındıklı ilçesinde ‘Büyük Çay Yürüyüşü’yle protesto edildi. Onlarca çay üreticisi, çayın bittiği ve öldüğünü simgeleyen bir tabut içerisine yaş çay doldurarak omuzladıkları tabutla sloganlar eşliğinde yürüdü.
• Rize’de Fındıklı Ziraat Odası ile Esnaf Odası, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 19 lira olarak açıklanan 2024 yılı yaş çay alım fiyatını protesto etmek için üreticiler ve esnaf kepenk kapatma eylemi yaptı.
• Cumhuriyet Halk Partisi, çay fiyatlarının açıklanması sonrası üreticinin isyan etmesi ve sektörde kriz çıkması üzerine Rize’de ‘‘Çay Mitingi’’ düzenlendi.
• Malatya’da kayısı üreticileri, ürünlerinin tüccarlar tarafından düşük fiyattan alınmasına tepki gösterdi. TMO’nun kayısıda da taban fiyat açıklamasını isteyen üreticiler, "Dört kişi kesesini doldururken, 100 bin insanı mağdur ediyorlar" dedi.
• Antep’te bu yıl 80 bin ton fıstık rekoltesi beklenirken, fıstık üreticileri düşük fiyatlara isyan etti. Üreticiler, traktörleri ile konvoy düzenleyerek Nizip’teki Fıstık Hali önüne geldi. Çiftçiler, çuvallara doldurdukları fıstıkları yere döktü.
• Türkiye’nin taze fasulye ihtiyacının büyük bölümünün karşılandığı Bursa’da bu yıl üreticiler fiyatlardan yana dertli. Geçtiğimiz yıl taze fasulyenin kilosunun 30 liraya satıldığını söyleyen üretici bu sene 12 liraya kadar düştüğünü belirtti.
Öğretmenler:
• Ataması yapılmayan öğretmenler Ankara Ulus Meydanı’ndan seslerini duyurmaya çalıştı. Öğretmenler, kendilerine seçim öncesi verilen sözlerin tutulmasını, atama sayısının artmasını ve mülakatın kaldırılmasını istedi.
• Meclis’te görüşülen Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı binlerce eğitim emekçisi Ankara’da bir araya geldi. Meclis’e yürümek isteyen öğretmenlere polis müdahale etti. Eylemde pek çok eğitimci gözaltına alındı. İktidar, tepkiler üzerine kanun teklifini ekim ayına bıraktı.
Veliler:
• Veli-Der başta olmak üzere pek çok öğrenci velisi eğitimdeki gerici kuşatmayı protesto etti. Okullara imam atamasının önünü çan ÇEDES projesi ile bilimsel eğitim yerine gericiliği dayatan Maarif Modeli’ne karşı eylemler yapıldı.
Sosyal medya:
• Hükümetin sosyal paylaşım sitesi Instagram’ı keyfi olarak yasaklaması yüzbinlerin tepkisini çekti. Hükümeti protesto eden yurttaşlar diğer paylaşım sitelerinden yasakçı ve keyfi uygulamaya tepki gösterdi.
Depremzedeler:
• 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen depremzedelerin yaraları hala sarılmadı. Başta Hatay olmak üzere pek çok ilde, eylemler gerçekleştirdi.