Tek Müteahhit. Tek İmam. Tek Gassal.

İşte bu teklikler yüzünden depremlerde yine hep birlikte öldük, hep birlikte bir kez daha enkaz altında kaldık, yaralandık. Tek kurtarıcımızın yine kendimiz olduğunu, kurtuluşun yine kendi dayanışmamızda olduğunu yine gördük.

Ve yine gördük ki bu coğrafyada ister Türkçe deprem, ister Kürtçe erdhejîn, ister Arapça zelzele deyin, zaten önceki toplumsal ve ekonomik enkazlar altında da ezilmiş olanlar, yoksullar bir kez daha ölüyor ve hep onlar ölüyor. Zaten iş cinayetlerinde de ölüyor. Zaten yoksulluktan da ölüyor. Ama… Ama Ölüm Tacirleri hep yaşıyor ve hep kazanıyor.


Şimdi gün, Ölüm Tacirlerini iflas ettirme günüdür…

Herkesin bildiği bir şeydir. Ölüm ve Hayat arasında ezelden beri bir çatışma var. Çatışmanın gidişatı hesaplanırken her daim bir geriye sayım söz konusu: Ya yeni bir başlangıç ya da kaçınılmaz bir son için.

Öyleyse geriye sayımın bitiminde hem doğum hem ölüm olabilir. Doğum sancısı ile ölüm sancısı birlikte çekildiğinde, bunu bildiğimizde, yani içgüdülerimizin ötesinde bilincimiz böyle söylediğinde, ölüm yerine yaşamı tercih etmek elimizde olabilir. Başımıza gelenler kaderdir demiyorsak, Ölüm Tacirlerinin arzuladığı bir sessizlikte de susmamalıyız.

Tek Müteahhit, Tek İmam, Tek Gassal olabilmek ve öyle kalabilmek için iktidara kazık çakmak ve halkın çoğunluğuna kazık atmak lazımdı. Zayıfı ezmek, rüşveti yemek lazımdı. Sevgiden nefret etmek, kendinden başka dost bilmemek lazımdı. Keyfini kaçıranın hayatını karartmak lazımdı. Depremlerden bile nemalanmayı ummaktan geri durmamak lazımdı.

Ama gassallık, ölü yıkayıcılık da işe yaramadı. Depreme imar aflarıyla hazırlandılar ve yıkımı çoğalttılar. Deprem için ödenen vergileri kasalarına attılar, herkesin beklediği bir depremin meydana geleceğini görmezden geldiler. Depremden sonra sadece acizliklerini sergileyebildiler. Gassallara rağmen binlerce insan kefensiz gömüldü. Binlerce insan hâlâ enkaz altındadır ve akıbetleri meçhuldür.

Tek İmam’a bağlı İmam ordusu depremden sonra hayatta kalabilen yetim çocukları “evlatlık” olarak alanlara, onlarla evlenmenin caiz olduğu fetvasını verebildi. Ört ki ölem!

Tek Gassal’a bağlı gassallar ordusu şimdi de kendi cinayetlerini yuyup yıkamak, aklamak için sıraya girdi.

Tek Müteahhide bağlı müteahhitler ordusu, “Vatan Millet Sakarya” nidalarıyla aslında ve sadece Bandista’nın “Beton Millet Sakarya” parçasının sözlerini haklı çıkardılar. Vergiden düşürdükleri TV bağışlarıyla inşaata bile girişmeden önce para kazanabildiler. Sonra da halkın AHBAP’ına saldırdılar.
Depremi erteleyemezlerdi ama seçim depremini erteleme gayretindeler. Çünkü zaten çöküş halindeki ekonomi de tam bir enkaz haline gelebilecek. Büyük Deprem’in asıl artçı sarsıntıları siyasal ve toplumsal fay hatlarında olacak. Buna kuşku yok.

Saraylılar siyasal fay hatlarında tetikleyecekleri sarsıntılarla (iç çatışma, fiili darbe) iktidarlarını kaybetmemenin derdine düşecekler.

Toplumsal fay hatlarında biriken öfke enerjisi ise mutlaka bir yerinden kırılacak. Öyleyse asıl toplumsal bir zelzeleye hazırlıklı olmak lazım. Ve işte o hazırlık, tam da o enerji Tek Gassal rejimini yıkarken yeni bir Türkiye’nin zemininin hazırlanmasında ve inşasında ve dayanışmasında yer almaktır.