Teknoloji şirketlerindeki sömürü furyasına ABD’li şirket Microsoft da 10 bin çalışanı işten atacağını açıklayarak katıldı. Çalışma Ekonomisti Dr. Koşar, tekelci sektörlerde bu tür sömürünün her zaman yoğun olduğunu söyledi.

Tekelleşme uğruna on binlerce işsiz
Dünya'nın dört tarafında Amazon işçileri eylem yapmıştı. (Fotoğraf: AA)

Umut SERDAROĞLU

Teknoloji şirketlerinde küresel çapta yaşanan işçi kıyımı devam ediyor. Özellikle yaşanan küresel kapitalist krizi bahane gösteren Twitter, Meta gibi her yıl milyarlarca dolar kâr sağlayan şirketler, daha fazla kazanç için çalışanların işine son vermekten çekinmiyor. Dünyanın en büyük e-ticaret şirketlerinden Amazon’un 18 bin kişiyi işten çıkaracağını açıklanmasının üstünden kısa bir süre geçmişken bu sefer de başka bir ABD’li teknoloji devi Microsoft 10 bin kişiyi işten çıkaracağını duyurarak bu furyaya katıldı.

Firmanın aldığı karar, Microsoft Üst Yöneticisi (CEO) Satya Nadella tarafından açıklanırken işten çıkarmaların nedeni olarak ‘dünya çapında yaşanan resesyonlar’ gösterildi. Microsoft'un maliyetlerini geliri ve müşteri talebiyle uyumlu hale getireceklerini aktaran Nadella, bu kapsamda 2023 mali yılının üçüncü çeyreğinin sonuna kadar 10 bin kişinin işine son verileceğini bildirdi.

Bu denli büyük işten çıkarmalarının teknoloji şirketlerindeki tekelleşme rekabeti nedeniyle gerçekleştiğini belirten Çalışma Ekonomisti Dr. Arif Koşar, şirketlerin sahiplerinin ise gerçekleştirdiği sistematik işçi kıyımları ile dünyanın en zenginleri arasına girdiğini ifade etti.

SÖMÜRÜNÜN TİPİK ÖRNEĞİ

Teknoloji şirketlerinde çalışmanın insanlar tarafından büyük bir ayrıcalıkmış gibi düşünüldüğünü hatırlatan Dr. Arif Koşar, “İşte bu işten çıkartmalar teknoloji dünyasına ilişkin ortaya koyulan mitlerin ne kadar yanıltıcı olduğunu gösterdi. İnsanlar teknoloji firmalarında çok yüksek ücretlerle, nispeten daha güvenli çalışma koşullarıyla beyaz yakalı işçilerin işlerine devam ettiğini düşünüyordu. Yaşananlar bu tablonun böyle olmadığını, beyaz yakalı teknoloji işçilerinin de iş güvenliğinden mahrum olduğunu ve her an işten çıkartılabilecek bir işçi sınıfının bir tabakası olduğunu bir kez daha gösterdi” dedi.

Dr. Koşar, bu tür firmaların çoğunlukla temel varsayımlarının az sayıda çalışanla yüksek katma değerli üretim olduğunu ancak bunu işten çıkartmalarla sağladıklarını söyledi. Elon Musk’ın Twitter’ı satın aldıktan sonra gerçekleştirdiği işçi kıyımını örnek veren Çalışma Ekonomisti şöyle devam etti:

“İşten çıkartmalardan anlaşıldığı üzere daha az çalışana daha fazla yük bindirerek bu teknoloji şirketlerinin çok büyük kazançlar sağlamaya çalıştıklarını görüyoruz. Twitter’ın sahibi Musk gibi açıkça fazla çalışandan rahatsız olduklarını dile getirenler de var. Twitter’daki çalışma ortamının verimli olmadığını öne süren Musk, burada aslında daha az teknoloji işçisine daha fazla iş yükleyerek kazançtan bahsediyor. Tesla’da olduğu gibi bütün şirketlerinde de benzer yöntemler izleyen Musk, Twitter’ı satın aldığında da birçok çalışanı işten çıkarmıştır. Dolayısıyla bu açıklamalar sömürü arayışının tipik bir örneği.”

Dr. Arif Koşar, Çalışma EkonomistiDr. Arif Koşar, Çalışma Ekonomisti

VERİMLİLİK ÖLÇÜLÜYOR

Verimlilik ölçümlerinin bu tür fabrikalardaki yapay zekalarla yapıldığını ifade eden Koşar, “Bu sistem aynı 1910’lardaki Henry Ford’un sömürü için kullandığı sisteme benziyor. Bu şirketlerin metodu çok ayrıntılı verimlilik hesabı yapıp bunu üzerinden bir gelir artırımı. Tam da bu nedenle Jeff Bezos dünyanın en zenginleri arasına girdi, tam da bu nedenle dünyanın dört bir tarafında Amazon’da sendikalaşma faaliyetleri arttı.

Özellikle teknoloji sektöründeki kapitalistlerin bu tarz işçi sömürüsü ile dünyanın en zenginleri arasına girdiklerinin de altını çizen Dr. Arif Koşar şunları söyledi:

“Teknoloji alanının tekelci bir sektör olması nedeniyle tekelci konumunu kullanarak büyük kârlar elde ediyorlar. Ancak bu teknoloji kapitalistleri arasında tekelleşmeye yönelik bir rekabet olduğu için piyasaya daha çok hâkim olmak istiyorlar. O yüzden kazançlarını önemsemeden sömürüyü her geçen gün artırıyorlar. Amazon bu sayede yayıldı. Amazon’un depo sayısı ve işçi sayısında son yıllarda onlarca kart artış yaşandı. Onlara göre tekel olarak kalmanın tek yolu olarak daha fazla kâr, daha fazla büyümek.”

Bu şirketlerin yoğun olarak ABD merkezli olduğunu hatırlatan Koşar, Türkiye’deki teknoloji şirketlerinde geniş çaplı işten çıkarmaların yapılamayacağını, Türkiye’nin teknoloji anlamında ithalatçı bir ülke olduğunu söyledi. Koşar, “Türkiye’de elbette belli teknoloji üretim sektörleri, yazılım alanları var ancak bunlar küçük çaplı şirketler” diye konuştu.

***

AMAZON İŞÇİLERİNDEN İLK RESMİ GREV

Yoğun grevler sonucu Amazon’da ilk sendikalaşma hakkını kazanan İngiltere Coventry’deki Amazon işçileri, önümüzdeki hafta ilk defa resmi olarak greve çıkmaya hazırlanıyor. Ücretlerinin düşüklüğünden ve uzun çalışma saatlerinden şikayetçi olan işçiler, yaz aylarında fiili grevler gerçekleştirmişti. Hemen hemen tüm sektörlerde örgütlenen genel hizmetlerde çalışan işçilerin sendikası olan GMB’ye üye işçiler, yaptıkları oylamada yüzde 98 oranında grevden yana oy kullanarak tekrardan greve çıkma kararı almıştı.