Müslümanlar da araçlı saldırıların kurbanı oluyor zaman zaman. Londra’nın Müslüman nüfus açısından da yoğun olan bölgelerinden Finsbury Park bölgesinde aynı adı taşıyan camiinin önünde duran cemaatin üzerine ırkçı bir İngiliz minibüsünü sürdü

Tekerlekli ölüm araçları sokaklarda

Barcelona’daki La Rambla Caddesi ile sahil kasabası Cambrils’te 14 kişinin ölümüne neden olan eylemler gösterdi ki araçlı saldırılardan da istediği sonucu yani çok sayıda can almayı becerebiliyor şiddeti benimseyen örgütler. Bu demektir ki, benzeri saldırılarla daha da sık karşılaşacağız. Başta IŞİD olmak üzere şiddeti benimsemiş İslamcı örgütler için yeni “silahlar” artık kamyon, minibüs, taksidir. Bu silahların tedarik edilmeleri kolay, binlerce aracın arasında fark edilmeleri zor, sürücülerinin niyetini belli edecek, bomba kemeri, patlayıcı kuşağı gibi özel kıyafetleri yok. Dolayısıyla her türden şiddet örgütü için çok ideal bir saldırı aracı durumundalar.

Tabii bu uğursuz “silahın” da bir ilk kullananı var. Ama sanıldığı gibi “ilk kullananlar” dinci şiddet örgütleri değil. Bir Amerikalı asker soktu bunu yaşamımıza. Nisan 1995 tarihinde Amerikalı Shawn Nelson adlı 35 yaşındaki bir asker çaldığı 57 tonluk bir tankla San Diego’da önüne gelen aracı ezmişti. Polis tarafından öldürülerek durdurulabilmişti ancak. Derdi neydi, neye kızmıştı bilinmiyor ama onun tankla yaptığı bu çılgınlık İslamcı örgütlerle, o örgütler adına eylem gerçekleştirenlere ilham kaynağı oldu.

Bunların başında Muhammed Rıza Tahiri- azar gelir. Araçlı saldırılar da 22 yaşındaki İranlı Tahiri- azar sayesinde popülerlik kazandı zaten. Tahiri- azar, Kuzey California Üniversitesi’nde öğrenciydi. 2006’da Üniversitenin kampüsünde bir spor aracıyla öğrencilerin arasına daldı, dokuzunu ağır biçimde yaraladı. Saldırı sırasında “öldürülen tüm Müslümanların intikamını alıyorum” diye bağırdığı duyuldu. 2008 yılında 33 yıl hapse mahkûm edildi.

2010 Aralık tarihinde ABD İçişleri Bakanlığı bir uyarı yayınladı. Uyarıda spor ve eğlence alanları, alış veriş merkezleri gibi kalabalık mekânları hedefleyen saldırılar olabileceği belirtiliyordu. Bu saldırıların da dikkat çekmeyecek araçlarla yapılabileceği de ifade ediliyordu. Uzmanlara da özellikle ticari motorlu taşıtlara, ağır ekipman yüklü araçlara, eğer alışılmadık zamanlarda ve yerlerde rastlanılıyorsa dikkat etmeleri anımsatılıyordu.

Kraliçeyi öldürmek isteyen Hollandalı

Bu uyarıdan bir yıl önce, 30 Nisan 2009’da Hollanda’da 38 yaşındaki Karst Roeland Tates bindiği aracı Hollanda Kraliçesi Beatrix’in de yer aldığı geçit törenine doğru sürmüş, 8 kişinin ölümüne yol açmıştı. Saldırgan da olaydan bir gün sonra ölmüş, ölmeden önce amacının Hollanda Kraliyet ailesini öldürmek olduğunu söylemişti. Polis evinde yaptığı aramada ne silah ne patlayıcı bulamamıştı. Yapmayı düşündüğünü aracıyla yapmayı denemişti.

11 Ekim 2014’de Kudüs’de 21 yaşındaki Abdülrahman Şaludi kullandığı araçla birden yön değiştirip kalabalığın arasında daldı. Üç aylık bir Amerikalı kız çocuğu ile 22 yaşındaki bir Ekvadorlu bir turisti öldürdü. Şaludi polis tarafından takip edildi, sıkıştırıldığı yerde de vurularak öldürüldü. Eylemi Hamas üstlendi.

İslam’a döndü cihatçı oldu

tekerlekli-olum-araclari-sokaklarda-339336-1.

20 Ekim 2014’de Kanada’nın Quebec bölgesinde din değiştirip Müslüman olan 25 yaşındaki Martin Couture-Rouleau aracını bir alış veriş merkezinin önünde duran iki askerin üzerine sürüp birinin ölümüne yol açtı. Ahmad LeConverti (Dönmüş) adını alan saldırgan polis tarafından vurularak öldürüldü. Kanada polisi, saldırganın eylemi IŞİD adına yaptığını, din değiştiren gencin kısa sürede radikalleştiğini açıkladı. Couture - Rouleau eylemi de gerçekten dikkat çekmesi kolay olmayan bir “silahla” gerçekleştirmişti.

21-22 Aralık 2014’de Fransa’nın Dijon kentinde iki kişi kullandıkları araçlarla arka arkaya bir grup yaya çarptılar. 11 kişi yaralandı, yaralılardan biri ertesi gün öldü. Görgü tanıkları kimlikleri bugüne kadar açıklanmayan saldırganların saldırı sırasında “Allahüekber” diye bağırdıklarını söylediler. Yetkililer bu saldırının planlanmış bir terör saldırısı olmadığı sonucuna vardılar. Aslında bu kafasına esenin herhangi bir gerekçeyle her an yapabileceği bir eylem. Amacın dini, kutsal, soylu vs olması gerekmiyor,saldırganın kendisi açısından önemli olması yeter.

19 Aralık 2016’da Berlin’de Noel alış verişi yapıldığı sırada bir markete kamyonla düzenlenen saldırıda 11 yaya hayatını kaybetti, 56 kişi de yaralandı.

Fransa’daki facia: 80’den fazla ölü

Araçlarla yapılan eylemlerin bugüne kadarki en büyüğü kuşkusuz Fransa’da gerçekleştirilen kamyonlu eylem olmalı. Nice kentinde 14 Temmuz 2016 Bastille Günü kutlamaları sırasında kullandığı kamyonla kalabalığın arasına dalan, 2 kilometre boyunca da yol alan saldırgan tam 87 kişinin canına kıydı, 200’den fazla kişiyi de yaraladı. Ölenlerin 10’dan fazlası da çocuktu. Saldırgan hem önüne geleni ezmişti, hem de silahla ateş açmıştı. Neden sonra öldürüldüğünde kamyonunda çok sayıda bomba, mühimmat, silah ele geçirilmişti.

Araçlı saldırılardan İngiltere de nasibini aldı. 22 Mart 2017’de Westminister Köprüsü’nde bir Hyundai Tucson marka bir araç yayaların arasına daldı. Saldırgan vurularak öldürülmeden önce bir polisi bıçaklayarak öldürdü. Araçlı saldırı sonucu köprü üzerinde beş kişi yaşamını yitirdi, 49 kişi de yaralandı.

Drottninggatan, Stockholm, 7 Nisan 2017

7 Nisan 2017’de Stockholm'de kaçırdığı bir TIR’la alış veriş merkezindeki kalabalığın arasına dalan saldırgan 5 kişiyi öldürdü, 14 kişiyi yaraladı. Saldırgan tarafından bir araziye bırakılan araçta ev yapımı patlayıcılar da bulunduğu açıklandı.

3 Haziran 2017’de İngiltere bir kez daha araçlı saldırı ile sarsıldı. Kiralık olduğu sonradan anlaşılan bir minibüsle Londra Köprüsü bölgesinde önlerine geleni ezen üç saldırgan, araçtan indikten sonra da karşılarına kim çıktıysa bıçakladılar. 8 kişi yaşamını yitirdi 21 ağır 48 kişi de yaralandı.

Acemice yapılmasaydı

Her zaman başarılı olmuyor tabii. 17 Haziran 2017’de Paris’te Champs-Elysees’de bir Renault Megane patlayıcı ve silah yüklü olarak bir jandarma aracına doğru hızla ilerliyordu. Ancak saldırgan vurularak durdurulduğu için başarılı olamamış bir intihar eylemi girişimi olarak geçti kayıtlara.

Bu kez Müslümanlara

Londra’nın Müslüman nüfus açısından da yoğun olan bölgelerinden Finsbury Park bölgesinde aynı adı taşıyan camiinin önünde duran cemaatin üzerine ırkçı bir İngiliz minübüsünü sürdü. Olayda bir kişi ezilerek öldü. Saldırganın “bütün Müslümanları öldürmek istiyorum”, “Bu London Bridge saldırısının intikamdır” diye bağırdığı duyuldu.

9 Ağustos 2017’de yine Paris’te bir BMW bir grup askerin üzerine sürüldü. Olayda 3’ü ağır 6 kişi yaralandı.

Alınan güvenlik önlemleri, katılım yüksek olsa da eskisi gibi intihar eylemcisi olacak kişi bulma zorluğu şiddeti benimsemiş örgütleri yeni yöntemler aramaya itti. IŞİD’in en son taraftarlarına “Bulunduğunuz yerde yalnız kurt olun” çağrısını yapması eylemlerde sıkımışlığının da ifadesi. Bu nedenle hazırlık aşamasında dikkat çekmeyecek araçlı eylemler bu örgütler için en ideal yöntem olarak görülüyor şimdilik. Saldırganın, az da olsa kaçıp kendisini kurtarma olasılığı da var çünkü. Stockholm saldırganının izini kaybettirmesi bunun bir örneği.

İntihar eylemcisini de durdurmanın bir yolu yok, araçlı eylemciyi de. İkisi de birbirinden berbat. Araçlı saldırının örgüt için avantajlı olan tarafı her türlü güvenlik önlemini aşabilme şansına sahip olması. Bu nedenle bunun uzun süre kullanılmaya devam edecek.

Amerikalı Shawn Nelson’la başladı, Faslı Younes Ebuyakub’la sürüyor, bakalım yarın kimle devam edecek.

Manyak çok nasılsa.