Cağaloğlu’ndaki 58 yıllık yerinden Üsküdar’a taşınan Tekin Yayınevi’nin Genel Yayın Koordinatörü Elif Akkaya ile konuştuk. Akkaya, “Pandemiye inat yine yaşasın kitap ve bağımsız kitabevleri” diyor.

Tekin Yayınevi yeni evinde, Üsküdar’da: Pandemiye inat, yaşasın kitap

IŞIL ÇALIŞKAN

Tekin Yayınevi, 1962 yılından beri faaliyet sürdürdüğü İstanbul Cağaloğlu’ndaki yerinden Üsküdar’a taşındı. Şimdi, yüzlerce çeşit kitabın sergilendiği ve kafe bölümü de bulunan yeni bir kitabevi ile okurlarının karşısında. Üsküdar meydanda bulunan kitabevi, çok yakında yazar buluşmaları, imza günleri, söyleşiler gibi çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapacak.

Yeni mekânını ziyaret ettik ve Tekin Yayınevi Genel Yayın Koordinatörü Elif Akkaya ile sohbet ettik. Yayınevi’nin Üsküdar’daki konumundan pandemi döneminde yayıncılığa pek çok şeyi konuştuk.


CAĞALOĞLU’NDA UĞUR MUMCU’NUN AYAK İZLERİ VARDI

Sohbetimize Cağaloğlu’ndan taşınma serüveni ile başladık. Yaşanmışlıklardan dolayı bu kararın kendilerini başta zorladığını aktaran Akkaya, “fakat direnemedik” diyor. Son yıllarda bulundukları yerin turizm bölgesi haline dönüşmesinden kaynaklı sıkıntılar yaşadıklarını da belirterek, “Karar vermek çok zor oldu tabii. Çünkü orada Uğur Mumcu’nun ayak izleri, Aziz Nesin’in emeği var. Doğan Avcıoğlu’nun, Hasan İzzettin Dinamo’nun o yokuştan çıkıp yayınevine gelişinin izleri var. Tabii ki buradan kopmak bunları düşününce çok zordu ancak direnemedik. Tekin Yayınevi de aslında 58 yıldır orada kalarak bir direniş sergilemişti ancak artık okurun gelmediği, Cağaloğlu’nun tamamen değiştiği göz önünde bulundurunca taşınmaya ve “mahalle” diyebileceğimiz okurla daha yakın ilişkiler geliştireceğimiz bir yere gitmeye karar verdik” diye konuşuyor.

Üsküdar’ın konum itibarıyla nasıl bir anlam taşıdığını sorduğumuzda ise, “Burası kültürel ve sanatsal anlamda Beşiktaş ve Kadıköy arasında kalmış bir ilçe, geçiş noktası gibi. Ben de uzun yıllardır Üsküdar’da yaşadığım için buradaki değişen sosyolojiyi, talepleri görüyordum. Gidip gelirken öğrencilerle konuşuyordum. Gemide, metroda, trende okudukları kitaplara bakıyordum. Üsküdar’da bağımsız bir kitabevine büyük ihtiyaç olduğunu gördüm. Büyük bir potansiyel vardı ancak bu potansiyele cevap olacak kültürel mekânlar cılız ve yok denecek kadar az” cevabını veriyor. Ayrıca, Üsküdar’a karşı çok fazla önyargı olduğunu dile getiren Akkaya, “Kadıköy ve Beşiktaş’a sıkışmışız ama İstanbul’un diğer birçok semtinde de kitap okuyan birçok insan var. Tekin Yayınevi de attığı bu adımla aslında bir nevi ‘önderlik’ yapmış oldu. O önyargılar kırılsın, görülsün ki Tekin Yayınevi, bağımsız kitabevi ile birlikte Üsküdar’da da olabiliyor. Burası bunu hak ediyor” diye konuşuyor.

“Pandemiye inat yine yaşasın kitap ve bağımsız kitabevleri” diyen Akkaya, “Bir ‘mahalle’de bağımsız kitabevi olmak hem de pandemi koşullarında buna gerçekleştirmek büyük bir çıkış. Bunun örnek olmasını da diliyoruz” şeklinde konuşuyor. Tersinden bakınca pandeminin aslında bağımsız kitabevleri için ‘mahalle’ içinde gelişebileceği bir ortam da sağladığını ifade eden Akkaya bunu şöyle açıklıyor: “İnsanlar evlerinden çarşıya mutlaka iniyor. Ama AVM veya daha büyük merkezi alışveriş bölgelerine gitmek istemiyor. İşte burada mahalle içindeki bağımsız kitabevi önem kazanıyor. Hatta Anadolu’da pandemi süresince evlere sipariş kitap götüren bağımsız kitabevleri oldu. Bu önemli bir tecrübe.”

tekin-yayinevi-yeni-evinde-uskudar-da-pandemiye-inat-yasasin-kitap-800832-1.

YAYINCILIĞI KÜLTÜR SANATTAN AYRI DÜŞÜNMEK YANLIŞ

Yayıncılığı kültürel ve sanatsal etkinliklerden bağımsız düşünmenin doğru olmadığını belirten Akkaya, “Yalnızca kitap satmak değil o kitabın okurları ile yazarlarını bir araya getirmek, tartışma ortamları yaratmak ve Üsküdar’daki entelektüel ortamı daha da zenginleştirmek ve bir şeyler katmak istiyoruz” diyor ve ekliyor: “Üsküdar meydanda ve binamızda söyleşi, atölyeler, yazarlarla buluşma gibi faaliyetler düzenleyeceğiz. Pandemiden dolayı insanlar çok tedirgin. O nedenle şimdilik yavaş gidiyoruz. İmza etkinlikleriyle başlayıp Mart-Nisan ayından itibaren sokağı ve mekânı çok aktif kullanacağız.” “Kurucuları arasında olduğumuz Yayıncılar Kooperatifi’nin 3’üncü temsilciğini de burada açmaya hazırlanıyoruz” diyen Akkaya, yakında bu konudaki gelişmeleri aktaracaklarını söylüyor.

Ayrıca Nisan ayında üç günlük bir açılış festivali planladıklarını anlatan Akkaya, “Dört temamız olacak. Edebiyat, sinema, felsefe ve tarih. Üç gün boyunca yazar, akademisyen, araştırmacıları buraya davet edip onlarla söyleşiler yapmayı planlıyoruz. Bu etkinlikleri her yıl Nisan ayında yapmak üzere gelenekselleştireceğiz. Üsküdar’a da çok yakışacak bence. Yeşilçam filmlerini göstermeyi, bu filmlerin oyuncu ve yönetmenlerini davet etmeyi planlıyoruz. Burada genç okurlar en çok felsefe ve tarih okuyorlar. Biz de neden felsefe etkinlikleri yapmayalım diye düşündük.”

Akkaya sözlerini yeni yayın dönemine dair görüşleriyle noktalıyor. “Dövizdeki dalgalanma bu şekilde giderse yeni kitapları patır patır çıkartmak mümkün görünmüyor pandemiyi de göz önüne alırsak. Elimizde çok güzel kitaplar var ama bekletiyoruz. Hem çeviri eserler hem Türkiye’den yazarların, akademisyenlerin çalışmalarını bekletiyoruz. Çok elzem kitapları yayımlayacağız elbette ama elimizde çok güzel kitaplar var ama şu anda bunları yayımlayamıyoruz.”