Anayasa Mahkemesi (AYM), hükümlü Ümit Balaban’ın kızıyla hafta içi telefon görüşmesi yapamadığı için görüşme gününü hafta sonuna alma talebinin reddedilmesini aile hayatına saygı hakkının ihlali olarak kabul etti. Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan Balaban, kızının velayetinin eski eşinde olması nedeniyle hafta içi telefonla görüşemediğini belirtti. Kızının hafta sonları ailesi tarafından alındığını […]

Telefon hakkı ‘aileye saygı’

Anayasa Mahkemesi (AYM), hükümlü Ümit Balaban’ın kızıyla hafta içi telefon görüşmesi yapamadığı için görüşme gününü hafta sonuna alma talebinin reddedilmesini aile hayatına saygı hakkının ihlali olarak kabul etti.

Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan Balaban, kızının velayetinin eski eşinde olması nedeniyle hafta içi telefonla görüşemediğini belirtti. Kızının hafta sonları ailesi tarafından alındığını kaydeden Balaban, telefonla görüşme hakkını hafta sonu kullanmak istediğini belirten dilekçesini Ceza İnfaz Kurumu idaresine sundu. Talebi reddedilen Balaban’ın itirazları İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da kabul edilmedi. Bunun üzerine Balaban, AYM’ye başvurarak, aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü.

İHLAL KARARI

AYM, Balaban’ın kızının hafta içi 09.00-15.00 saatleri arasında eğitim nedeniyle okulda bulunduğunu, Ceza İnfaz Kurumu’nda telefon görüşmelerinin ise hafta içi 09.00-17.00 saatleri arasında yapılabildiğine değindi. AYM kararında, “Başvurucunun çocuğuyla görüşebilmesi için okul çıkışından itibaren iki saat süresi bulunmaktadır. Ceza İnfaz Kurumu’nda uygulanan telefon görüşmelerine yönelik prosedür de göz önüne alındığında başvurucunun bu koşullar altında çocuğuyla görüşmekte zorluk yaşadığı iddiası makul karşılanmalıdır” denildi.

Balaban’ın istisna teşkil eden durumunun göz ardı edildiğine yer verilen kararda, şunlar yer aldı:

“Başvurucunun kızıyla kişisel ilişki ve aile bağı kurmasını ciddi ölçüde güçleştirmektedir. Bu itibarla olayda aile hayatına saygı hakkı bakımından devletten beklenen pozitif yükümlülükler çerçevesinde alınması gereken makul tedbirlerin alınmadığı, bu yönde yargısal makamlarca oluşturulan gerekçelerin de yeterli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anayasa’nın 20’inci maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.”