Telus’ta işçi kıyımı sürüyor: 30 emekçi işten çıkarıldı
Sendika düşmanı Telus, küçülme bahanesiyle 30 işçiyi daha işten çıkardı. Yapılan açıklamada, “Bu bir küçülme değil, bu açıkça bir tasfiye hareketidir” denildi.

İşçilerin anayasal sendikalaşma hakkına itiraz eden Kanada menşeli, bilgi teknolojileri ve çağrı merkezi servisleri sağlayan Telus’ta işçi kıyımı sürüyor.
Daha önce de sendikal mücadele yürüten emekçileri işten atan şirket, küçülme bahanesiyle 30 emekçiyi daha işten çıkardı. Buca Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren şirket önünde bir araya gelen işçiler basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamayı işçilerden Hasan Hüseyin Yavuz okudu. Direnişin 65. gününde mücadeleyi sürdürdüklerini belirten Yavuz, şunları söyledi: “Telus yönetimi, işçi kıyımı yaparak mücadelemizi kırabileceğini sanıyor. Yüzlerce işçinin alın teriyle kâr eden bu şirket, geçtiğimiz günlerde 30 arkadaşımızı hiçbir haklı gerekçe göstermeden işten çıkardı. Üstelik bunu yaparken ‘küçülme’ bahanesinin arkasına sığındılar. Ama biz gerçeği biliyoruz! Telus, bir yandan işçi çıkarırken, diğer yandan yeni iş ilanları açıyor, referansları arıyor. Bu bir küçülme değil, bu açıkça bir tasfiye hareketidir.”
HESABINI SORACAĞIZ
Şirketin amacının sendikalı ve direnen işçileri temizleyip yerine korkutulmuş, baskıya boyun eğecek işçiler getirmek olduğunu dile getiren Yavuz, “Bugüne kadar işçi düşmanlığınızı defalarca gösterdiniz. İşçilere baskı ve mobbing uyguladınız, sendikal hakkımızı engellemek için işkolu değişikliğine gittiniz, örgütlenmemizi kırmak için işçileri tehdit ettiniz, baskıyla istifaya zorladınız, şimdi de işçi kıyımına başladınız. Biz Telus işçileri olarak bu oyunu görüyoruz ve bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu kıyımın hesabını soracağız” dedi.
HEPİMİZİN MESELESİ
Telus yönetimine seslenen Yavuz, “İşçi kıyımını durdurun. Haksızca işten atılan tüm arkadaşlarımız geri alınsın” ifadelerini kullandı. Yavuz ayrıca kamuoyuna, basına, emek örgütlerine ve diğer işçilere de şu sözlerle seslendi:
"Telus'ta yaşanan bu işçi kıyımı yalnızca bizim değil, hepimizin meselesidir. Türkiye'de genç emeğin nasıl değersizleştirildiğini, yabancı sermayenin işçileri nasıl köle gibi çalıştırıp sonra kapının önüne koyduğunu hepimiz görüyoruz. Eğer bugün Telus'ta yaşanan kıyıma sessiz kalırsak, yarın başka işyerlerinde de aynı şey yaşanacak. Biz bu mücadeleyi sadece kendi işimiz için değil, Türkiye'deki tüm işçiler için veriyoruz. Bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz. İşçilerin haklarını gasp edenler, işçi kıyımı yapanlar, bu düzeni böyle sürdürmeye çalışanlar bilsin ki: Biz buradayız, direniyoruz ve asla vazgeçmeyeceğiz."