Atopik dermatit yani bir tür egzama olan hastalık toplumda doğru bilinmiyor. Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hastalığın bulaşıcı olmadığını belirten Doç. Aşkın, “Ne dokunmayla ne de başka bir yolla bulaşmaz” diye konuştu.

Temas ile geçmez
Fotoğraf: BirGün

Sibel BAHÇETEPE

Atopik dermatit en sık çocukluk çağında hatta bebeklik çağında başlayıp genellikle ergenlik döneminde gerileyen alerjik, çok kaşıntılı bir egzama türü olarak biliniyor. Ülkemizde ve dünyada çok sık görülen atopik dermatit, zor ve yaşam kalitesini düşüren bir hastalık. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Aşkın, atopik dermatitin bulaşıcı olmadığını ancak öyle zannedildiğini belirterek “Deri hastalıklarında neyin ne olduğu tam bilinmediği için bazı hastalıkların bulaşıcı olduğu yönünde yanlış algı oluşabiliyor. Egzama türü hastalıklar bulaşıcı değil, atopik dermatit de bulaşıcı değil. Ne dokunmayla ne de başka bir yollar bulaşmaz” dedi.

BirGün’ün sorularını yanıtlayan Uzman Dermatolog Doç. Dr. Özge Aşkın, atopik egzama olarak da bilinen atopik dermatitin bebeklik döneminde daha çok yanaklar, kollar, bacaklarda görüldüğünü anımsatarak “Büyüdükçe egzamanın görüldüğü bölgeler de değişebilir. Erişkinlik döneminde de yüzde 20-30 oranında devam edebilir. Yine alerjik rinit (nezle), halk arasında kırmızı göz hastalığı olarak da bilinen alerjik konjonktivit ve alerjik astım eşlik edebilir. Ama çocukluk çağında en çok görülen, alerjik egzama türüdür” diye konuştu.

OKUL BAŞARISINI BOZUYOR

Ülkemizde ve dünyada da çok sık görüldüğünü anımsatan Aşkın, sosyoekonomik düzey artıkça görülme düzeyinin de arttığını anlattı. Ülkemizde atopik dermatit görülme sıklığının arttığını anlatan Aşkın “Çocukların yüzde 20-25’ini, erişkinlerin ise yüzde 2-3’ünü etkiler” değerlendirmesini yaptı. Atopik dermatitin zor ve yaşam kalitesini ciddi derecede düşüren bir hastalık olduğunu vurgulayan Aşkın, şöyle devam etti:

“Çok kaşıntılı bir hastalık olduğu için çocukların okul ve uyku düzenini bozuyor. Aile de tabii bundan çok etkileniyor. Çocukların genel olarak sosyal hayatlarını ve başarılarını etkiliyor. Çünkü düzgün uyuyamayan çocuklar kaşıntıdan dolayı normal günlük aktivitelerini gerçekleştirmekte de zorlanıyor. Okula gidemeyebiliyorlar, gidenler ise başarısız olabiliyor. Anneler de bu durumdan çok etkilenebiliyor. Özetle hem çocuğu hem de aileyi çok kötü etkileyen bir hastalıktır. “

Öğr. Üyesi Doç. Dr. Özge AşkınÖğr. Üyesi Doç. Dr. Özge Aşkın

KURULUK TETİKLİYOR

Atopik dermatitin kesin çözümü olan bir hastalık olmadığını anlatan Aşkın “Atakların görüldüğü bir hastalıktır; hasta dönem dönem iyi olur, dönem dönem hastalıkla ilgili ataklar olur. Bizim amacımız, hastaların o atak dönemini iyi idare edebilmelerine yardımcı olabilmektir. Çünkü hastalık belli bir süre geçtiğinde kendiliğinden gerileyebiliyor. Bunun için öncelikle hastalara hastalığın sürecinin nasıl işlediğini iyi anlatmak gerekiyor. Hastalara nemlendiricilerini devamlı kullanmalarını öneriyoruz çünkü kuruluk egzamayı ve beraberinde de kaşıntıyı tetikliyor. Bu atakların olduğu dönemlerde de kullanılabilen kortizonlu kremler var. Atopik dermatit hastalarının her zaman bir dermatolog takibinde olması gerekiyor. Belli aralıklarla hastalarımızı mutlaka görüyoruz. Süreci hem çocukla hem de aileyle beraber yönetiyoruz. Biraz zor ve kronik bir hastalık” dedi. Hastalığın bulaşıcı olmadığını anlatan Atıcı, özetle şunları söyledi:

“Deri hastalıklarında neyin ne olduğu tam bilinmediği için bazı hastalıkların bulaşıcı olduğu yönünde yanlış algı oluşabiliyor. Sedef de bulaşıcı zannedilebiliyor, atopik dermatit de. Egzama türü hastalıklar bulaşıcı değil, atopik dermatit de bulaşıcı değil. Ne dokunmayla ne de başka bir yollar bulaşmaz. Sadece annede, babada, kardeşte varsa ailedeki diğer kişilerde de görülme olasılığı artar. Normal bir insanda görülme ihtimali daha azken annede varsa yüzde 10 artıyor. Hem annede hem babada varsa daha da fazla artıyor. Önce atopik dermatit tanısını doğru koymak lazım. Çocukluk çağında bu daha kolay, erişkinlik çağında tanı konulan hastalar da var, bu daha zor. Çünkü erişkinlik döneminde bu hastalık daha zor akla geliyor. Birinci basamak tedavi mutlaka vücudun iyi nemlendirilmesidir. Çünkü kuruluk hem kaşıntıyı hem egzamayı artırıyor. Hastanın ömür boyu, her gün düzenli olarak nemlendirici kullanması gerekiyor. Birinci kuralımız bu, ikincisi hastalığın şiddetini bize gösteren bazı skorlar var. Bu skorlara göre tedavi basamakları belirleniyor. İlk basamak topikal tedaviler, en sık kullandığımız topikal kortizon içeren kremler ya da hastanın yaşına göre, lezyonun görüldüğü bölgeye göre güçleri, etkileri değişen kremler var, mutlaka doktor önerisiyle kullanılacak kremler. Sonrasında da kontrole çağırıyoruz. Kortizon içermeyen, hastaların daha uzun süre daha rahat kullanabileceği kremler de var. Sonrasında yine kaşıntıyı baskılamak için şuruplar ya da tabletler önerebiliyoruz. Ama daha şiddetli erişkin hastalarda sistemik tedavilere geçiyoruz. Bu tedavileri çocuklarda kullanamıyoruz. Çocuklarda daha çok topikal tedaviler uyguluyoruz. Erişkinlik döneminde şiddetli hastalarda sistemik ilaçlarla tedavimiz oluyor.“

***

KAMUDA RANDEVU SORUNLARI

Doç. Dr. Aşkın, kamuda genel olarak dermatoloji randevularının yoğun olduğunu, yoğunluktan randevu alamayan hastaların olduğunu da anımsatarak, şöyle devam etti: “Takibe aldığımız hastalarda muayene devamı için sorun olmuyor, çünkü randevularını biz kendimiz veriyoruz. Genel olarak dermatolojide randevular yoğun ama bizim direkt atopik dermatit polikliniğimiz var. Şu an her gün 100-150 hasta Cerrahpaşa’da randevu alabiliyor. Genel olarak bir yoğunluk olduğundan randevu alamayanlar olabiliyor. Diğer yandan çocuklarda değil ama erişkinlerde kullandığımız sistematik tedaviler var. Yeni biyolojik ajanlar gibi. Türkiye’de de 12 yaş üzerinde onaylanmasını bekliyoruz. Bu tedavide kullanılan ilaçlar Türk Eczacıları Birliği’nden gelen, özel pahalı ilaçlar. “

***

ŞİDDETLİ KAŞINTI VE UYKUSUZLUK

Hastalığın belirtileri şöyle:

•Şiddetli kaşıntı olur.
•Deri kuruluğu yaşanır.
•Uykusuzluk ve belirli bölgeleri tutan tipik yaşa göre dağılım bölgeleri vardır. Bunlar egzamatize döküntüler, lezyonlardır.
•Bu hastalarda göz altında çizgilenme artar, palmar bölgede yani avuç içine bakan kısımlarda çizgilenmeler artar, pityriasis alba dediğimiz beyaz beyaz lekeler olur.