'Tepkiler gün geçtikçe büyüyecek'

ZEYNEP YÜNCÜLER

Seçimlerden sonra başlayan çatışma ortamında artan ölümlerle birlikte hükümete ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tepkiler de gün geçtikçe yükseliyor. Çocuklarının ölümünden AKP hükümetini ve Saray’ı sorumlu tutan aileler, “Bir kişinin kişisel hırsları nedeniyle çocuklarımız ölüyor” diyerek tepkilerini ortaya koyuyor.

Süleyman Şah Üniversitesi’nden Doç. Dr. Maya Arakon asker ve polis cenazelerinde iktidara yönelik tepkinin daha da artacağını, gazeteci yazar Kadri Gürsel ise hükümetin din ve şehadet kılıfıyla ölümleri içselleştirmek istediğini ama başarılı olamayacağını söyledi.

‘Kimse aptal değil’

Özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’nin kendini bir anda bulduğu savaş ortamında, toplumun farkındalığının arttığını belirten Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Maya Arakon “Bu zamana kadar iktidar tarafından uygulanan siyasetin halk artık niye olduğunu ve hangi amaca hizmet ettiğini anlamaya başladı. Kimse aptal değil, herkes her şeyin farkında, o çocukların, gençlerin ölümlerinin üzerini ‘vatan sağ olsun’ diye kapayamazlar” diye konuştu.

‘Koltuk için ölüyorlar’

Seçimlerden önceki çatışmasızlık ortamına da değinen Arakon şöyle devam etti: “Genel seçim gerçekleşmeden önce ilk defa barışın ne kadar güzel bir şey olduğunu gördük. Halk artık çocuklarını askere gönderirken çatışma yok diye gönül rahatlığı ile gönderebiliyordu ama şimdi, seçimlerden sonra bu ortam bozuldu. İktidar tarafının çıkardığı yapay bir çatışma ve şiddet ortamı olduğu çok net ortada. Geçen bir taksicinin söylediği çok önemliydi; ‘Adamın koltuk sevdası için çocuklar ölüyor.’ Bu tepkiler gün geçtikçe büyüyecek. İktidarın oynadığı şiddet oyunu da bütün çıplaklığı ile kristalize olacak. Seçimlere kadar iktidar bu çatışma ortamını maalesef devam ettirecek, fakat onlar devam ettikçe, o acılı aileler ve halk her şeyi daha şeffaf görmeye başlayacak, tepkiler tamamen AKP’ye olacak.”

‘Din ile kapatamazlar’

Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Enerji Bakanı’nın son günlerde ölümü yücelten açıklamalarının ölümleri maruz gösterdiğini ve içselleştirdiğini belirten gazeteci-yazar Kadri Gürsel, iktidarın din kılıfıyla kayıpları ve ölümleri kapatamayacağını söyledi.

Gürsel şöyle devam etti: “Son zamanlardaki açıklamalarda esas endişeleri din unsurunun kullanılıyor olması. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamasında din başta olmak üzere ‘din bayrak ve vatan için gerekirse şehit olunur’ denmesi. Taner Yıldız’ın ‘şehit’olmak istediğini açıklaması bir ilke işaret ediyor; daha önce devlet, hükümet güçleri, PKK arasındaki çatışmalarda meydana gelen güvenlik güçleri kayıplarının ölümlerinin toplumca kabul edilebilir edilmesi maksadıyla din bu kadar açık ve seçik olarak hiç kullanılmamıştı”

İktidarın çaresizliği

Son zamanlardaki çatışmalara ve ölümlere AKP’nin dini bir kitle uydurduğunu belirten Gürsel, “Toplumsal barışı tehdit eden, son derece sakıncalı ve tehlikeli bir yaklaşım içindeler. Bu aynı zamanda, bir yerde iktidarın çaresizliğini gösteriyor. Eğer ana amaç gerçekten güvenlik temin etmekse, dinin burada yardımcı bir kavram, unsur olarak kullanılması ve çatışmaya içsellik atfedilmesi Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir noktaya sürükleyebilir. Bu bakımdan bu söylemlerden bir an önce vazgeçilmesi gerekir” diye konuştu.