Değerli Dünyadaşlar, Tepki ötesine geçmek dileği ile, Yeni Zelanda’da Müslümanları hedef alan vahşi katliamı-ona yol açan tüm süreçlerle birlikte- kınarım. Kendimizi üst kimlik olarak “aynı gezegendeki canlılardan” saymadıkça yerleşik kalıplara (hücrelere) sıkışmış olmaz mıyız? O durumda geleceği trajik tepkileşimlere mahkûm etmez miyiz? Bir dine bağlı olmayı ya da olmamayı saldırı nedeni sayan yobazlığı geriletmek için […]

Değerli Dünyadaşlar,

Tepki ötesine geçmek dileği ile, Yeni Zelanda’da Müslümanları hedef alan vahşi katliamı-ona yol açan tüm süreçlerle birlikte- kınarım.

Kendimizi üst kimlik olarak “aynı gezegendeki canlılardan” saymadıkça yerleşik kalıplara (hücrelere) sıkışmış olmaz mıyız? O durumda geleceği trajik tepkileşimlere mahkûm etmez miyiz?

Bir dine bağlı olmayı ya da olmamayı saldırı nedeni sayan yobazlığı geriletmek için tüm kişi ve kurumlar dünya çapında anlayış ve güç birliğini geliştiremez mi?

Laik demokrasi kültürü Dünya Uygarlığı için temel önem taşımıyor mu? Dünyadaş Müslümanlar, Dünyadaş Hıristiyanlar, Dünyadaş Ateistler ya da Doğacılar-bu tür kavramlar yardımcı olmaz mı?

Devletleri ve birlikleri ve uluslararası etkileşimlerle -küyerel anlayışla-bir dünya federasyonuna evriltme yönünde davranmak katkılara yol açmaz mı?

Egemen şirketlerle işgalci devletleri dünya toplumu lehine aşmak için Demokratik Sosyalist Dünya Birliği gibi buluşturucu bir ufuk gerekmez mi?

Dünya Uygarlığı (Earth Civilisation) gönüllüsü olarak bu sorulara yanıtım belli.