Gündemimizde doktorlar var ya, iyi gider diye düşündüm. Türk Tabipler Birliği, doktorların hayat kurtaran insanlar olduğuna inandığı için “savaşa karşı” çıkınca AKP Genel Başkanı tarafından “terör seviciler” olarak nitelendirildi malum.

Genel Başkan yanlış adres göstermiş olsa da gerçekten “terör ya da savaş sevicidoktor(lar) elbette var. Aklıma liderlerinin, ideallerinin peşinden gidip mesleklerini ona hizmet etmeye adayan doktorlar geldi. Tüm dünyanın “terör ya da savaş sevici” diye nitelediği, çoğu Nazi olan “doktorlar” bunlar. Aribert Heim adını duymayan yoktur elbette. Mauthausen toplama kampında doktordu bu. Nürnberg Mahkemeleri’nde hakkında dava açıldı ama 1962’de mahkemeye çıkmadan önce ortadan kayboldu. Şili’de dediler önce sonra 2009’da, Kahire’de, bir Müslüman olarak öldüğü iddia edildi, din değiştirmiş meğer.

Toplama kamplarından kurtulanlar anlatır; işkence yaparmış. Anestezi kullanmadan kol, bacak kesmekteki amacının insanın acıya ne kadar dayanıklı olduğunu kanıtlamaktı. Kamptaki Yahudi tutsakların kalplerine petrolden, zehire kadar ne varsa zerkederdi. Kimse uydurmuyor bunları. Bir marifetmiş gibi ayrıntılarıyla kaleme aldığı günlüğünde yazılıdır hepsi.

Hitler’in kişisel doktoru Karl Brandt vardır bir de. İnsanlar üzerinde acayip deneyler yapmasıyla bilinirdi. İnsanlığa karşı suç işlediği için astılar sonra. İdamına, işkence ettiği Yahudi doktorların da bulunduğu idam karşıtı solcu doktorlar da karşı çıktı derler. “Ölüm Meleği” olarak da bilinen Josef Mengele’yi bilmeyen herhalde yoktur. Çocukken korku romanı okur gibi okurdum gazetelerde hakkında yazılanları. Bir ara Arjantin’de dediler, sonra orada öldüğü ortaya çıktı gerçekten de. Aslında antropologdu. Auschwitz’deki MacarYahudileri üzerinde akla hayale gelmeyen vahşi deneyler yapmıştı.

Kimler kimler yoktu ki. Hitler’in ari ırk çalışmalarını yürüten doktorlardan Heinrich Mückter, tropik hastalıklarda dünyanın önde gelen uzmanlarından kabul edilen Klaus Schilling, toplama kamplarını akıl eden Eugen Fischer, bir de kadın doktor vardı Herta Oberheuser.

Bunların hepsi akıllı insanlardı. Deneylerini, araştırmalarını yapabilmeleri için bir Hitler’e, bir savaşa, üzerinde çalışabilecekleri(!) esirlere ihtiyaçları vardı. Bunları sağladığı için terörü de savaşı da gerçekten sevdiler. Kim demiş doktorlar terörü, savaşı sevmezler diye? AKP Genel Başkanı elbette çok doğru söylüyor. Kimi doktorlar, terörü, savaşı, darbeyi çok severler tabii. Hatta Türkiye’de 12 Eylül döneminde çoğunlukla solcu tutuklular üzerinde deneyler(!) yapan Turan İtil adlı bir doktor vardı. Kim bilir ne yararlı sonuçlara ulaşacağını düşünmüştür hiçbir yere kıpırdama şansı olmayan o tutuklular üzerinde “çalışırken”.

AKP Genel Başkanı’nın doktorları “terör seviciler” diye suçladığını duyunca şu yukarıda söz ettiğim adı geçen doktorların Hitler’i, onun yarattığı terör ortamını, onun yol açtığı savaşı neden sevdiklerini düşündüm. Neden sevmesinler ki dedim sonra? “Çalışmaları” için en uygun ortam işte.

TTB üyelerinin çalışmaları için bu tür “ortamlara” ihtiyacı yok belli ki. Bu nedenle “savaşa”teröre” karşı çıkıyorlar. AKP Genel Başkanı meseleyi belli ki yanlış anlıyor. Bu doktorlar savaş meydanında yaralı görse tedavi etmeye yemin etmiş insanlar. Elbette “savaşa hayır” diyecekler.

Şimdi şu Nazi doktorlar neden “terör sevici”, neden “savaş yanlısı”? neden o kadar insanlık düşmanı deney yapmışlar insan bedeni üzerinde? Çünkü liderlerine inanmışlar. Çünkü liderleri onlara bunun Milli görev olduğunu söylemiş.

O yüzden terör sevici, o yüzden savaş sevici olmuşlar.

Bu kadar basit.