Google Play Store
App Store

Başbakan Erdoğan milletvekillerini, "Hizbullah'ın silahsızlandırılması görevi verilirse askerimizi çekeriz," sözünü bir kez daha vererek ikna etti.

EVRİN GÜVENDİK ANKARA
Lübnan'a asker gönderilmesine ilişkin Hükümet tezkeresinin Meclis'te görüşülmesi çok gergin ve tartışmalı bir ortamda yapıldı.

İktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında tartışmalar çıktı. Meclis'i yöneten Başkan Vekili Nevzat Pakdil, tartışmalar yüzünden oturuma ara vermek zorunda kaldı. Meclis, Lübnan'a asker gönderilmesine yönelik tezkereyi görüşmek üzere dün saat 15.00'de toplandı. Oturumu beklentilerin aksine TBMM Başkanı Bülent Arınç yerine Meclis Başkanvekili Pakdil yönetti.

Genel Kurul'da karar yeter sayısı için yapılan oylamanın ardından asker gönderme tezkeresi okundu. CHP Genel Sekreteri Önder Sav ise tezkerenin Genel Kurul'da görüşülmesine yer olmadığına ilişkin önerge verdi. Sav, önerge üzerine yaptığı konuşmada, "tezkere ustaca yazılmış bir senaryonun çok önemli aşaması. 12 Temmuz'da İsrail'in başlattığı saldırılar, ABD ve İngiltere tarafından görmezden gelinmiş ve Rice 'Yeni bir Ortadoğu'nun zamanı gelmiştir' demiştir. Tezkere, ABD'nin Ortadoğu'da düğmeye basmasından sonra gündeme gelmiş olan bir tezkeredir," dedi. ABD'nin barış gücüne katılmadığını hatırlatan Sav, "ABD katılmıyor, Mısır katılmıyor, Türkiye'nin ne işi var? Hükümet ne yapmak istiyor. Bunu sormak hakkımızdır. Uyanın, Lübnan'da süngülerin üstüne oturmayın. Gücünüzü Lübnan'a değil, Kandil'e asker göndererek gösterin. Teröre karşı tedbirinizi alın. Çuvalın hesabını soramayan aciz hükümet mi Lübnan'da Mehmetçiği koruyacak. Lübnan işine bulaşmayalım, asker göndermeyelim," dedi.

Genel Kurul toplantısında, tezkere tartışmasından önce iktidar ile muhalefet arasında, konuşma sürelerinin kısalığı tartışmaya yol açtı. Genel Kurul'da konuşma sürelerinin 20 dakika ile sınırlandırılmasına CHP ve Anavatan tepki gösterdi. CHP tezkere üzerindeki konuşmaların 60 dakika, Anavatan ise 45 dakika olması için önerge verdiler. Konuşma süreleriyle ilgili CHP önergesi lehine söz alan Grup Başkanvekili Ali Topuz, Lübnan'da yaşananların "haçlı seferleri ile başlayan dinler savaşının bir uzantısı olduğunu" söyledi. Topuz, hükümetten meydan-lardaki "Çıkarsa tezkere Bilal gitsin askere" sloganlarına kulak vermesini istedi. Önerge hakkında konuşan DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan, "Bu tezkereye hükümete olan güvenimizin sarsılmış olması, hükümetin kriz yönetebileceğine güvenmediğimiz için, milleti ihanet edenler ve etmeyenler diye bölmeye çalıştığı için hayır oyu kullanıyoruz," dedi.

AKP grup Başkanvekili Salih Kapusuz ise muhalefetin tavrını eleştirdi. Kapusuz, muhalefete, "gazete haberlerine, yorumlara göre karar vermek sizin gideceğiniz sonucu gösterir. Gideceğiniz sonuç yanlıştır. Sağlam bir noktadan hareket ederseniz sağlam bir noktaya gidebilirsiniz. Bu hükümet göndermiş olduğu tezkereyle asker gönderilmesinin gereğini ortaya koyuyor. Sayın Başbakan kapalı kapılar ardında konuştuğunu milletinin karşısında konuşacak dürüst bir liderdir," dedi.

Anavatan'ın önergesi hakkında söz alan CHP Milletvekili Bayram Meral, ağır eleştirilerde bulundu. Anadolu'yu Atatürk ve silah arkadaşlarının kurtardığını belirten Meral AKP'lilere, "Siz o dönemde olsaydınız İngiliz, Fransız, Yunan askerinin karşısında elinizi kaldırır, teslim olurdunuz," dedi. Me-ral'in sözleri AKP'lilerin tepkisine yol açarken, konuşmaya Başkanvekili Nevzat Pakdil de tepki göstererek, "Böyle devam ederseniz size söz veremem," dedi. Meral, AKP'lileri "seçim baskısı altında tezkereye ses çıkarmamakla" suçladı. Meral, hükümete ve AKP'lilere "Lübnan'a kendi çocuklarınızı gönderin" diye seslendi. Pakdil, Meral'in üslubuna tepki göstererek oturuma beş dakika ara verdi.

AKP, VEKİLLERİ NASIL İKNA ETTİ?
Hükümet, Lübnan'a asker gönderilmesine yönelik tezkerenin Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesinden önce milletvekillerini ikna etti. Önceki akşam gece geç saatfere kadar süren AKP Meclis grup toplantısında, Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, milletvekillerini ikna etmek için, "TSK başından beri Lübnan'a gitmek istiyor" ve "Lübnan da Türk askerini barış gücü çatısı altında görmek istiyor" görüşlerini savundu. Erdoğan, askerin bölgede Hizbullah'la çatışması endişesi taşıyan milletvekillerine "Hizbullah'ın silahsızlandırılması görevi verilirse askerimizi çekeriz," sözü verdi.

AKP Meclis grup toplantısı akşam saat 21.00'de başladı ve yaklaşık dört saat sürdü.

Basına kapalı olarak yapılan grup toplantısı öncesinde Başbakan Meclis'teki makamında, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Sağlık Bakanı Akdağ ve parti yöneticileri ile görüştü.

Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül milletvekillerini, tezkere konusunda bilgilendirdi. Erdoğan'ın toplantıda, Türk askerinin bölgenin silahsızlandırılması hususunda ve çatışma alanlarında görev almayacağını, bunun istenmesi halinde ise askerin derhal geri çekileceğini söylediği kaydedildi. Tezkerede her şeyi açık seçik dile getirdiklerini ifade eden Başbakan, "Kimse merak etmesin bunların dışına çıkılırsa askerimizi geri çekeriz. Ancak yanıbaşımızdaki bir soruna bigane kalamayız. Bazı arkadaşlar bilmeden konuşuyor," dedi.

MUHALİF ÇIKMADI
AKP'de tezkere öncesinde dile getirilen itiraz sesleri grup toplantısına yansımazken, toplam 12 milletvekilinin söz aldığı toplantıda, ağırlıklı olarak askerin gönderilmesine yönelik endişeler dile getirildi. Erdoğan'ın ise milletvekillerinden açık olmalarını isteyerek, "Kafanızda ne şüphe, ne soru varsa burada açıkça ortaya koyun," diyerek milletvekillerinden görüşlerini açıklamalarını istediği kaydedildi. Toplantıda aralarında daha önce Lübnan konusunda hazırladığı raporu hükümete sunan Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in de yer aldığı bazı milletvekillerinin ABD ve İsrail'in tavrına ilişkin şüpheleri dile getirdikleri ve soru yönelttikleri belirtildi. Sorulara ise ağırlıklı olarak Dışişleri Bakanı Gül'ün yanıt verdiği kaydedildi. Toplantıda Çömez'in yanı sıra Musa Uzunkaya, Mehmet Dülger, Murat Mercan, Ersönmez Yarbay gibi milletvekilleri de grup toplantısında görüşlerini dile getirdi. Musa Uzunkaya'nın Lübnan'a asker gönderme ile ilgili ABD ve İsrail'in tutumunu eleştirdiği kaydedilirken Erdoğan bu yönde milletvekillerinden gelen eleştirilere, "İnsaf edin, İsrail'in devlet terörü yaptığını ilk ben dile getirdim," yanıtını verdi. Ersönmez Yarbay ise "Lübnan'a asker göndermeliyiz ama ülkemizdeki terörü de ayrı bir oturumda değerlendirelim," önerisinde bulundu. Erdoğan ise bu öneriye "olabilir" yanıtını verdi. Yarbay, tezkereye 'evet' oyu vereceğini belirtirken, "Çatışma ihtimali zayıf. Barış Gü-cü'nün gitmesi en azından oradaki insanların toparlanmaları için gerekli," dedi.

HADİSLİ İKNA
Grup toplantısında, 1 Mart tezkeresinin aleyhine oy kullanan Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger bu kez asker gönderme kararma destek verdi ve grup toplantısında, "Bir hadis var, bir kötülük görürseniz elinizle müdahale edin. Yoksa dilinizle uyarın. Bu da olmazsa buğuş edin. Biz de elimizle buraya müdahale etmeliyiz,"dedi. Dülger, Lübnan'ın Ankara Büyükelçisi ile yemek yediğini bildirerek, büyükelçinin, Türkiye'nin asker göndermesini istediklerini açıkladığını ve "Lübnan'da en aşırı uçlar bile Türk askerinin gelmesine tepki göstermez," dediğini aktardı. Eskişehir Milletvekili Murat Mercan ise "Yurtta sulh cihanda bana ne diyemeyiz. Bosna'ya asker gönderilirken Deniz Baykal Dışişleri Bakanı, Onur Öymen de Dışişleri Müsteşarıydı," dedi.

RETÇİLER TOPLANTIYA BİLE GELMEDİ
AKP içerisinde başından itibaren asker gönderilmesine karşı çıkan Adana Milletvekili Abdullah Çalışkan, kalp rahatsızlığı geçirdiği ve raporlu olduğu gerekçesiyle AKP Grup toplantısına ve tezkere oylamasına katılmadı. Çalışkan'ın yanı sıra yine tezkereye ret oyu vermesi beklenen İbrahim Hakkı Aşkar da ikna toplantısına katılmadı. Bu arada ret-çi milletvekilleri için hazırlanan ikna dosyası da milletvekillerine gönderildi. Dışişleri Bakanlığı bürokratları tarafından hazırlanan dosyada, Abdullah Gül'ün Lübnan ve Suriye ziyaretleri, BM Barış Gücü'nün oluşma süreci, Avrupa Birliği'nin asker gönderme kararı ile ilgili bilgiler ve Türkiye'nin neden asker göndermesi gerektiğine ilişkin açıklamalar yer alıyor.

'ASKER BAŞINDAN BERİ İSTİYOR'
Grup toplantısında milletvekillerini sorularını yanıtlayan Bakan Gül, Türk askerinin Lübnan'da görev almasının önemli olduğunu savunarak, özellikle Lübnan hükümetinin Türk askeri istediğini, Türk askerinin bölgede yapıcı bir rol üstleneceğini belirtti. Gül, Lübnan'a 27 ülkenin asker gönderme kararı aldığını hatırlatarak, bu ülkelerden sadece Türkiye'nin Müslüman bir ülke olduğunu vurguladı. Diğer İslam ülkelerinin de Lübnan'da görev almasını teşvik ettiklerini anlatan Gül, en son Katar'm asker gönderebileceğini açıklandığını söyledi. Gül'ün, "Avrupa ülkeleri bizden daha mı yakın ki asker gönderiyor. Akdeniz'in güvenliği bizi de ilgilendirir. TSK da baştan beri Lübnan'a gitme taraftarı," dediği öğrenildi.

İKNAYA KANAL 7-YENİ ŞAFAK KATKISI
Grup toplantısında Lübnan'ın Türk askerini Barış Gücü'nde görmek istediğinin dile getirilmesinin yanı sıra Lübnan'ın en önemli Şii din adamı ve Hizbullah'ın ruhani lideri Hüseyin Fadallah'ın, tezkere oylaması öncesinde Kanal 7 ve Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan sözleri de AKP milletvekillerinin ikna olmasında etkili oldu. Fadal-lah verdiği röportajda "Müslüman Türk ordusunun barış gücü çatısı altında Lübnan'a gelmesini teşvik ediyoruz. Onlar bizim için çok farklı" demişti.

» Muhalefet son sırada
AKP
milletvekillerini ikna etmenin derdine düşünce muhalefet partilerini bilgilendirmeyi en sona bıraktı. CHP'yi, Lübnan'a yönelik israil saldırılarının başlamasının hemen ardından bilgilendiren ve tezkere konusunda bilgilendirme gereği duymayan hükümetin bilgi verme konusundaki ilk tercihi DYP lideri Mehmet Ağar olmuştu. Dışişleri Bakanı Gül'ün önceki gün de Anavatan lideri Erkan Mumcu'yu arayarak, "isterseniz Dışişleri Bakanlığı olarak bilgi verebiliriz," dedi. Mumcu, bu konuda bir dosya olup olmadığını sorarken, Gül, sözlü bilgi verebileceklerini söyledi. Gül'ün bu önerisine teşekkür eden Mumcu, "Lübnan'a asker gönderme konusunda Meclis'in iradesinin ortaya konulacağını" söyledi.

» Muhalefetten tezkere oylamasında toptan ret
CHP,
oylama öncesinde oyunu ret olarak belirlerken, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ortadoğu'nun Haçlı seferlerinin de hedefi olduğunu kaydederek, "Bu bölgedeki çatışmanın daima bir din boyutu olmuştur. Ne yazık ki bu niteliği ortadan kaldırılamamıştır. Dünyada medeniyetler çatışması tezlerini ortaya atanların bu tezlerinin haklılık temeli olarak değerlendirecekleri laboratuar alanıdır," dedi. Bölgede yeni bir harita çizildiğine işaret eden Baykal, BM Barış gücüyle Lübnan'ın güneyinin İsrail için güvenli bir alana dönüştürülmek istendiğini belirterek, "İsrail Güney Lübnan'ı temizlemeyi başaramamıştır. Bu görevi BM Barış gücü yerine getirecektir. BM'nin kararı Hizbullah'ı etkisizleştirmek, bunun saklanır yanı yok," dedi. Baykal, asker gönderme kararını Türkiye için tuzak olarak değerlendirerek, "İspanya, İtalya ve İtalya bu bölgeye gider. Onlar için bir tehlike yok. Onlar zaten tarih boyunca geldiler," dedi. Asker gönderme kararını "ülkenin çıkarlarına aykırı ve manevra alanını ortadan kaldıran bir oldu bitti" şeklinde değerlendiren Baykal, bu kararın Türkiye'yi "Hizbullah taraftarı ve Yahudi taraftan" şeklinde ikiye böleceğini de sözlerine söyledi.

KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN
Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu ise eleştiri oklarını hükümet kadar hükümetin yanında yer alan ve son ana kadar net bir tavır açıklamayan DYP'ye yöneltti. Lübnan'a asker gönderilmesi kararıyla, Türkiye'nin Ortadoğu'daki varlığının meşruiyetinin yitirildiğini ileri süren Mumcu, "Uluslararası siyaset arenasında söz söyleyecek Türkiye'nin, sözünü dayandıracağı yegane meşruiyeti vardır. Dönüp, 'Ortadoğu halkları benim kardeşlerimdir, onların hak ve menfaatleri benim hak ve menfaatlerimdir, hakları için bana sözcü olarak yetki veriyorlar' diyebilmektir. Türkiye Lübnan'a asker gönderme kararıyla, Lübnan'ın kolayca işgal edilebileceği sürece katkı vererek, bu meşruiyetinin kabul edilebilirliğini yitiriyor. Yani orada sorumluluğumuz zor. Bu karar bizi bir taraftan kimliksiz ve kişiliksiz bir taşeron konumuna sürüklerken, diğer taraftan tarihi kimliğimiz olan Osmanlı kimliğimizi artık çöpe atmamız anlamına geliyor. Kimse kimseyi kandırmasın" dedi.

DYP SON ANDA "RET" DEDİ
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ise partisinin tezkereye bakışını ve oyunun rengini son dakikaya kadar net bir şekilde ortaya koymazken, bu konudaki açıklamaya Genel Kurul'a yaklaşık bir saat kala Meclis'te yaptı. Ağar, tezkereye ret oyu kullanacaklarını bildirdi.

Askerde çocuğu olan var mı?
CHP
İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek, Başbakan Erdoğan'a, "Hükümet üyelerinin, partinize mensup milletvekillerinin, partinizin genel merkez yöneticilerinin, şu anda askerliğini yapan çocuğu var mı?" diye sordu. Şimşek, Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu yazılı soru önergesinde, şu soruların yanıtlanmasını istedi:

» Lübnan'a asker gönderme kararı alan ve bunun için hazırlanan tezkereyi görüşmek üzere TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağıran hükümetiniz ve Başbakan olarak siz, Lübnan'da Türk askerinin çatışmaya girmesi halinde hiç olmasını, yaşanmasını istemediğimiz ölümlerin anaların yüreklerini dağlamasını, anaların ve millet olarak bizim yaşayacağımız ıstırabın sorumluluğunu taşıyor musunuz?

» Hükümet üyelerinin, partinize mensup milletvekillerinin, partinizin genel merkez yöneticilerinin, şu anda askerliğini yapan çocuğu var mi; varsa tezkere konusunda son derece istekli bir parti olarak, Lübnan'a gönderilecek birliğin içinde bu kişilerin çocuklarının yer almasını sağlayabilir misiniz?

» Bakanlar Kurulu üyelerinin, partinize mensup milletvekillerinin, partinizin genel merkez yöneticilerinin, şu anda askerlik çağına gelmiş olmasına rağmen askerde olmayan çocukları var mı; varsa askerliklerini tecil ettirmelerinin gerekçesi nedir?

» Kendi çocuklarınız arasında askerlik dönemi geldiği halde askere gitmeyen var mı? Belgin Toraman Ankara

TMK davası esastan görüşülecek
ANAYASA
Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Se-zer'in 5532 sayılı Terörle Mücadele Kanu-nu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Ka-nun'un bazı hükümlerin iptali istemiyle açtığı davayı esastan görüşecek. Mahkeme, söz konusu davanın ilk incelemesinin ardından bukararı verdi. Cumhurbaşkanı Sezer, yasanın 5 ve 6. maddelerinin bazı hükümlerinin iptalini istemiyle açtığı davanın gerekçesinde, bu hükümlerin "Suçun işlenişine iştirak etmemiş olan basın ve yayın organlarının sahipleri ve yayın sorumlularının başkasının eylemi nedeniyle ceza sorumluluğu altına sokulduğuna, bunun ceza sorumluluğunun kişiselliği ilkesiyle bağdaşmadığına" işaret etmişti. Sezer, hükümlerin Anayasa'nın basın özgürlüğü ve temel hak ve özgürlüklerin sı-nırlandırılmasındaki ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu vurgulamıştı. AA

Başbakan 'şehitlik' tartışması başlattı
BAŞBAKAN
Erdoğan'ın, Balıkesir'de, bir vatandaşın "Başbakanım; şehit cenazesi görmek istemiyoruz artık!" diye seslenmesi üzerine verdiği, "Canım kardeşim. Bakınız askerlik herhalde yan gelip yatma yeri değil," cevabı tartışma yarattı. Özellikle mahalefet partilerinin tepkilerinden sonra Erdoğan, önceki gece grup toplantısı öncesi, konuyla ilgili, "Tartışma açılacak konuşma yaptığımı zannetmiyorum. Konuşmam sadece teröre yönelik olarak içimin yanmışlığıdır. Bir de özellikle şehiderimizi istismar konusu yapmak isteyenlere yönelik cevaptır. Ve askerlikle ilgili bu görevi küçümsemeye kalkanlara yönelik ve askerliğin tanımına ters düşecek yaklaşımlara yönelik değerlendirmedir. Orada kullandığımız ifade 'askerlik bir turistik mekân değildir'. Şüphesiz ki her türlü risk askerlikle iç içedir. Şüphesiz ki yavrularımızın başına gelenler bizim de gönlümüzü yaralıyor, bizleri de dilhun ediyor," açıklaması yaptı. AA

Başbakanlık, El Kadı kararına karşı çıktı
BAŞBAKANLIK,
Danıştay 10. Dairesi'nin, Suudi işadamı Yasin El Kadı hakkında verdiği kararını temyiz ederek, bozulmasını ve öncelikle yürütmenin durdurulmasını istedi. Temyiz istemini, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek. Kurul, temyiz istemini reddederse Başbakanlık'in son yol olarak karar düzeltme isteminde bulunma hakkı var. Bu istemi de yine kurul karara bağlayacak. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 10. Daire'nin kararını esastan bozarsa, bozma kararı bağlayıcı olduğu için daire, söz konusu Bakanlar Kurulu kararını iptal etmek zorunda olacak. AA