Thassos’un plajlarında salına salına
Yunanistan’ın en revaçta adalarının başında gelen Thassos’un koyları ve plajları son dönemde Türkiyeli turistlerin de tercihi oluyor. Yunanistan’ı ve adalarını yeni yeni keşfetmeye başlayan yerli turistler, Ege kıyılarındaki tatil beldelerine nazaran yönlerini yavaş yavaş ‘komşu’ya çeviriyor. Thassos’a dair serinin son yazısında adanın göze çarpan koyları ve plajlarını bu sayfaya taşıdım.
Thassos plajlarının neredeyse hepsine ücretsiz girebilirsiniz. Eğer şezlong ve şemsiye kullanmayacaksanız, sabahtan akşama dek plajın keyfini sürmek elinizde. Plaj ve şezlong için de ya cüzi bir meblağ ödersiniz ya da işletmeden yiyecek içecek alıp, bu ücreti pas geçersiniz.
Adanın plajlarını konuşmaya Prinos’tan başlayalım derim. Kavala limanından kalkan feribotların yanaştığı Prinos’un hemen yakınında bulunan Rachoni ve Prinos plajlarının, rüzgar eğer kuzeyden esiyorsa pek kabul görmeyeceği kesin. Ama onun dışında yer yer ağaçlıklı ve sakin yapısıyla çadırcıların ve karavan kullananların sığınacağı birer liman diyebilirim. Adadaki üç kamp alanından biri burada yer alıyor. Biz adaya ilk gelişimizde navigasyonu açmadan kaybolmak istemiş ve toprak yollara da girerek Skala Prinos’tan Skala Sotiros’a dek tozu dumana katmıştık. Sonuçta keşif dediğin tozlu dumanlı oluyor bazen de.
Psili Ammos ve Aliki
Adanın güneyine hızlı bir geçiş yapmam gerekirse güneybatıda Psili Ammos, güneydoğuda ise Aliki koyları deneyimlediğimiz plajlardan ikisi. Özellikle Psili Ammos, uzun kumsalı, kolay ulaşımı, yol kenarı olması ve kumunun güzelliği sebebiyle dikkatimizden kaçmadı. Uzun uzun tadını çıkarttık buranın. Aliki koyu ise kapasite haddini doldurmak üzere. Yapısı itibariyle çok özel bir koy olan Aliki, hem kayalık hem de kumsalıyla turistlerin ilgi odağı. Aliki’nin baş misafirleri Türkiye’den tatil için Thassos’un yolunu tutanlar diyebilirim. Bu yoğunluğa rağmen yine de Aliki, Aliki’dir, pas geçmeyin.
Adadaki diğer iki kamp alanından Pefkari Camping, güneybatıdaki Limenaria yakınlarında kalan Pefkari – Potos bölgesinde yer alırken, diğer kamp alanı olan ve plajla aynı ismi taşıyan Golden Beach Camping adanın doğusunda yer alıyor ve Panagia köyüne 4 km mesafede. Pefkari’nin denizinden ziyade kamp ortamındaki samimiyet bizi cezbetti diyebilirim. Golden Beach’in ise tartışmasız denizi ve plajı göz alıcı. Denize sırt üstü yatın ve karşınızdaki yemyeşil dağları izleyin! Uzun kumsal boyunca yürüyüş yapanlar, plaj voleybolu ve plaj tenisi oynayanlar, sabah yogasına kalkanlar plajın renkleri. Güneş batışında denize vuran gölge, yeşille mavinin dansı Golden Beach’in bizde bıraktıkları...
Gözlerinize inanın, Marble’desiniz!
Adanın tanıtım broşürlerine konu olan plajı Marble Beach (Saliara) “görmeden dönme” diyeceğim bir plaj. Marble yani Mermer Plajı’na mermer tozlarıyla coşan yaklaşık 5 km’lik bir yoldan ulaşmanız gerekiyor. Ama emin olun ki buna değer! Denizin rengi, kumsalın beyazlığı ve dudaklarımızdan dökülen “gözlerimize inanamıyoruz” sözleriyle defalarca denize dalıp çıktığımızı hatırlıyorum. Bizler için çok özel bir deneyimdi Marble’nin kumsalında, denizinde olmak.
Geçen yazılarda doğal kayalık Giola’dan detaylıca bahsetmiştim ama nihayetinde karış karış adayı gezmek isteyenlerin bu lokasyonu pas geçmesini istemediğimden yineliyorum: Giola, adanın simgesidir. Giola’da denize girmek, adaya dair en önemli ritüeli yerine getirmek demektir. Bu sebeple patika yollardan yürüyerek, kayalıkların içerisindeki bu özel yere ulaşmak meşakkatli görünse de bundan imtina etmeyin. Zaten yola düşmeden, cefa çekmeden güzelliklerin içerisine nasıl girebilir insan değil mi?
Thassos adasının koyları, plajları, denizlere çıkan kıvrımlı yolları ve denize girilecek yerleri alabildiğine fazla, olabildiğince güzel. Bu sayfaya Pachis, Paradise, Potos, San Antonio ve dahasını yazmadım. Bir kenara not edin ve Thassos’a yolunuzu düşürdüğünüzde karşınıza çıkacak bu koyların da tadını çıkartın. Zira keşif dediğimiz hadise, biraz da kendi çizdiğimiz rotalardan oluşuyor. Adayı bir de öyle keşfedin hasılı siz.
Biz adaya da, adanın güzelliklerine de doyamadık. Adalara düşkünlüğümüz ve bu müptela halimizi defalarca dile getirmiştim. Yinelemeye gerek yok. Siz bu satırları okurken, bir aksilik olmazsa biz yine Thassos’un keyifli yollarında karavanımızla keşifte olacağız. Kim bilir ‘son’ dediğimiz bu haftanın yazısının üzerine bir ‘bonus’ Thassos yazısıyla dönebiliriz. Hatırlatmakta fayda var; Thassos için, denize dalma vakti!