Almanya Thüringen’deki seçimlerde Berlin’deki koalisyon ortaklarını sarsan bir tablo ortaya çıktı. Sol Parti birinci, aşırı sağcı AfD ise ikinci sırada yer aldı.

Thüringen’de  zafer solun

EGEHAN ÜNLÜ / BERLİN

Doğu Almanya’da bulunan Thüringen’de, 27 Ekim Pazar günü yapılan seçimlerden mevcut eyalet başbakanı Bodo Ramelow’un önderliğindeki Sol Parti, yüzde 31’lik oy oranıyla galip çıktı. Aşırı sağcı AfD yüzde 23,4 ile 2014’teki oy oranının iki katından fazlasını alarak ikinci parti olurken, Hıristiyan Demokratlar (CDU) ve Sosyal Demokratlar’dan (SPD) oluşan merkez partileri güç kaybetmeye devam etti. Federal Parlamento’da büyük koalisyon adı altında iktidarda bulunan iki partinin toplam oyu yeni bir rekor kırarak sadece yüzde 30’da kaldı. Seçime katılım ise geçen seçime göre 10 puandan fazla artış göstermiş bulunmakta.

MEVCUT HÜKUMET ÇOĞUNLUĞU YİTİRDİ

Eski sendikacı Bodo Ramelow 2014’teki seçimlerden sonra Almanya tarihinin ilk Sol Partili başbakanı olarak SPD ve Yeşiller’le beraber hükumeti kurmuş; görece merkez politikalarıyla, merkez ve muhafazakâr seçmeni yatıştırmıştı. Yer yer kendi partisinin federal politikalarını da eleştirmekten geri durmayan Ramelow, seçim kampanyasını da partisinin ismini öne çıkarmayarak gerçekleştirmişti. Ramelow’un mevcut koalisyonu devam ettirmesi ise mümkün görünmüyor. Koalisyon partnerlerinin güç kaybetmesi nedeniyle parlamento çoğunluğunu kaybeden koalisyonun görevine, azınlık hükumeti olarak devam etmesi muhtemel görünüyor. Almanya’nın birleşmesinden sonraki ilk 1990 seçimlerden beri eyalette en çok oyu almayı başaran ve 2014’ten beri muhalefette bulunan CDU ise ancak 3. parti olabildi. Yılın başında kanser hastası olduğunu açıklayan ve geçtiğimiz dönemde iyileştiğini duyurarak hastalığını kamuoyundan saklamayışına destek bulan CDU eyalet başkanı Mike Mohring, seçimlerden önce ne Sol Parti ne de AfD ile koalisyon yapacaklarını açıklamıştı. Sol Parti ile koalisyon yapmayı reddeden bir diğer parti Liberal Demokratlar’ın (FDP) ise yüzde 5’lik seçim barajını sadece 5 oyla aştığı bildirilirken, parlamentoda 5 vekille temsil edilmesi öngörülüyor.

AŞIRI SAĞCILAR YÜKSELİŞTE

Almanya’nın Doğu eyaletlerinde ortalama her 4 oydan birini almayı başaran AfD’nin güç kazanması da hükumet kurma girişimlerini zorlaştıran bir diğer etken. Nitekim bütün partiler AfD ile koalisyona girmeyi reddediyor. Partinin eyalet örgütünün başında; aynı zamanda Anayasayı Koruma Dairesi’nin izlediği ırkçı kanadın da önderliğini yürüten Björn Höcke bulunuyor. Höcke liderliğindeki partinin Thüringen’de 60 yaş üstü dışındaki tüm yaş gruplarında en çok oy alan parti olmayı başarması ise kamuoyunda büyük yankı buldu. Bu durum, AfD’nin başarısını öncelikle, Almanya’nın birleşimi döneminde işinden olan veya zorluklar yaşayan kitlelerin tepkisine bağlayan analizlerin sorgulanmasına yol açacağa benziyor. Son yıllarda yapılan seçimler Almanya’nın merkez sol ve merkez sağ iki partinin domine ettiği parti sisteminin geçerliliğini yitirdiğini ortaya koyuyor. Toplumda öncelikle çevre ve göçmenler üzerinden kristalize olan değer kutuplaşmasının bir diğer veçhesi kent-kırsal ayrışması ise Thüringen’de de kendisini gösteriyor. Şehir merkezlerinde sol partilerin daha yüksek oy aldığı; kentler dışında ise AfD ve Hıristiyan demokratlar’ın hâkim olduğu gözlemleniyor. Thüringen’de mevcut hükumetin geçici olarak görevine devam etmesi bekleniyor. Ramelow’un önümüzdeki yılın bütçesini haziran ayında meclisten geçirmiş olması, kendisine ve diğer siyası partilere koalisyon görüşmeleri konusunda zaman tanıyor.