Efendim bildiğiniz bu sistem içinde, makul, kabul edilen bir süreç toplu sözleşme pazarlığı sürüyor idi. Hava-İş sendikası ile THY arasında. Tam 17 aydır. Zannedersiniz ki sendika ayak diriyor. Hayır! THY yönetimi anlaşmaya varmamak için elinden geleni yapıyor tüm yan yolları kullanıyor, hukuku gukuka çevirerek yasal süreçleri kullanarak süreci uzattıkça uzatıyordu. Tam 17 ay! Ama bir bildikleri varmış! Baktılar olmadı THY yöneticileri kestirmeden gitmeye karar verdiler, “ağabeylerine” gittiler. Gider gider yönetim. Dünya mülkü, memleket iktidarı onların! Ağabeyleri kim? Kendisini muhtemelen THY ile kurduğu bir takım “ticari-siyasi” ilintilerden tanıdıkları Metin Külünk isimli AKP İstanbul milletvekili. Aman yabana atmayın, bir kenara not edin bu ismi! Zira kendisi sadece THY de yöneticilik yapan sefillerin değil aynı zamanda RTE’nin de mahalleden “Abisi”. Hah! ona göre işte. Adam yemedi içmedi bir kanun teklifi hazırlayıp AKP’nin oyları ile bu teklifi yasalaştırdı. Hava-İş yasalaşmasın diye uyarı eylemi yaptı bu arada. Havacılık hizmetlerinde grev yasağı getiren yasa başta ILO’nun 87. ve 98. sayılı sözleşmeleri olmak üzere Avrupa Sosyal Şartı, BM Ekonomik, Sosyal Kültürel Haklar Sözleşmesi gibi birçok sözleşmeyle birlikte Anayasa’nın 90. Maddesine de aykırı. Ne gam! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “ağabeyler” silsilesini kıracak değil. Jet hızı ile onayladı. Netice? Artık havacılık sektöründe, tam da THY ile Hava-İş sendikası 17 aydır toplu sözleşme görüşmesi yapmışken-grev hükümet eliyle yasak! İşverene apakat, kroşe serbest, emekçinin eli kolu bağlı.

Uyarı eylemi yapan 305 emekçiye ceplerine gelen mesajlarla da işten çıkarıldıkları bildirildi. Bu arada Metin Külünk ilintili bazı siteler empatik empatik işçi almak için cv toplamaya başladılar. Amman ne güzel! Yahu hani piyasa koşullarında işçi işveren pazarlık edecekti, işine geldiği gibi davranacaktı. İşçinin emeğini satma yahut satmama hürriyeti, bir araya gelip sendikalar kurma, işi bırakma hürriyeti vardı, hani kölelikten kurtulmuş idik pek sevinçli idik ezilenler ve ezenler ve biz ezilenler aç kalmak hürriyeti ile hürdük? O da mı yok? Bu kadar göstere göstere yapılmaz ki arkadaş! Bunun bir meşruiyeti bir rıza-onay mekanizması ve hepsinin bir dolayımı olmalı yahu! Yarın öbür gün metal sektöründen bir işverenin canı sıkılsa gitse o da bir haysiyetsiz milletvekili bulsa, bi grev yasağı da o çıkartsa? Nedir önünde engel? Sokulmaz ki insanın gözüne bu kadar arkadaş!

Gelelim meselenin başka bir yanına. 4857 no lu yasaya göre çalışanları öyle SMS ile işten çıkaramazsınız, bu bir. İkincisi, hani siz “globally yours” idiniz? Pek bi global idiniz? Globe’un nerelerinde havacılık sektöründe grev yasak? Siz THY yöneticileri ve bu kanunun hazırlayıcıları, bu işlerden para yapanlar, ikbal kapanlar, siz bayram sabahı çocuklarınıza el öptürürken grevi yasakladığınız çalışanlar “analarının ellerini dört gün sonra öptü”. Siz sıcak yataklarınızda pire uçurturken, onlar “gecenin 3′ünde karda kışta uçuşa gitti”. Siz sıcak ofislerinizde kurulur, kebab yaparken, onlar “karın kışın ortasında babetle yolcu karşıladılar.” Siz kendiniz “kırık” hissedip iki gün işe gitmediğinizde, onlar “işten atılma korkusuyla rapor alamayıp on tane penisilin iğnesini uçakta yediler”! Yakınlarının öldüğü gece, “yasal hakları olan mazeret izinlerini onaylamadığınız için uçuşa gitmek zorunda kaldılar”! Bugün THY’nın bir adı varsa, siz orada oturuyorsunuz diye değil işte bu insanların emeği üzerinden var. Bu insanlar, fedakârlık ve özveri ile çalıştıkları, onurlarına ve emeklerine sahip çıktıkları ve sendikalı oldukları için var.

Hah şimdi aklınıza başınıza devşirin THY yöneticileri! O işten attığınız insanları işe geri alın ve o yasayı da nasıl çıkarttırdıysanız öyle iptal ettirin! Ettirin ki kendinizi bu kadar “global” zannederken, o globallikten payınızı başka şekillerde almayın! İşten çıkarttığınız insanların bu memlekette ve bu dünyada ne kadar çok olduklarını göstermeyelim size. O üç yüz beş kişiyi geri alın ve o yasayı nasıl yaptırdı iseniz öyle iptal ettirin ki dünya da grev nedeniyle battığını iddia ettiğiniz şirketler arasına değil de, grevi yasaklattığı için batan şirketler arasına geçirmeyelim adınızı.

NOT: Önümüzdeki Pazar, 10 Haziran 2012 Pazar günü Anadolu Gösteri Merkezinde, ÖDP 7. Büyük Kongresi Toplanıyor. Türkiye’yi yeniden kurmak için. Davetlisiniz.

Bu akşam(Cuma) da, biz kadınlar “Kürtaj haktır, Karar Kadınların”dır demek için Türkiye’nin pek çok kentinde sokağa çıkacağız.