İstanbul Tabip Odası Genel Kurulu geçen cumartesi, seçimi de pazar günü yapıldı.

Böylece iki aylık seçim maratonu Demokratik Katılım Grubu, DKG’nin başarısıyla sona erdi.

Bugün Memleket Tabipliği’nde öyle teferruatlı bir seçim analizi değil de kişisel gözlemlerden derlenmiş bir “seçimden seçmeler” var.

•••

Seçimin ENSAR’ları…

23 Nisan’a denk gelen Genel Kurul’daki konuşmama “Bizim bütün mücadelemiz gecelerinde aç yatılmayan, gündüzlerinde çocuklarına tecavüz edilmeyen bir ülke için.” diye başlayıp, o arada ENSAR’ı da telaffuz edince hep birlikte ayaklanıp sözümü kesmeye kalkan Hekim Dayanışması taraftarları.

Bunlar “Hepimiz ENSAR’ız!” dediklerinde inanmamıştım.

Hakkaten öyleymişler!..

Seçimin kutsal ittifakı…

14 Mart günü Taksim’de ilan edilen “milliyetçi, mukaddesatçı, halkçı ve sosyalist hekimler” ittifakı.

Hekimlerden gelen tepkilerle hızla çökünce “ulusalcılar” B planını devreye sokup Cumhuriyetçi Hekimler adıyla girdiler ama ancak üçüncü olabildiler!..

Seçimin cansız bombaları…

Daha girdikleri ikinci seçimde oyları yarıya düşünce üçüncüye nefesleri yetmeyip “Seçim günü Sultanahmet’te canlı bomba patlayacak!” şayiası yayarak katılımı düşürmeye çalışan Özgür Hekimler.

O gün Sultanahmet trafiğinde yaşanan sıkıntılara rağmen seçime katılım bir öncekinden daha fazla oldu; bomba ellerinde patladı!..

•••

Seçimin lüzumsuzları…

Kapasiteleri işlerini yapmaya yetiyormuş da, kapasite fazlalarını harcayacak yer bulamamışlar gibi tabip odası seçimlerine müdahale etmeye kalkan CHP’li “bağzı” doktor belediye başkanları.

Günü gelir, anlarlar; DKG’nin böyle politikacılarla uğraşmak gibi bir huyu yoktur da, DKG’lilerin kuvvetli bir ortak hafızası vardır!..

Seçimin Reza Efendi’si…

Hekimlere en acil görev olarak TTB Merkez Konseyi’ni dağıtmayı emreden Aydınlık gazetesi yazarı.

Vaziyetten vazife çıkaran Vatan Partisi Genel Sekreteri yanındaki TGB’lilerle birlikte bütün gün görev başındaydı ama boş!..

Seçimin “homofobiği”…

Genel Kurul’da “Tabip Odası, sözüm meclisten dışarı, Taksim’de LGBTİ’lerle birlikte yürüyüş yapıyor.” diyen, doktor demeyeyim de, tıp fakültesi mezunu.

Yaptığı ayrımcılığa gelen tepkileri de anlamadı; ertesi gün bile “Yanlış anladınız, ben size demedim.” diye dolaşıp duruyordu!..

Seçimin edep ya hû’su…

Umduğunu bulamadığı seçimin gecesinde kırk yıllık arkadaşlarına yolsuzluk çamuru bulaştırmaya çalışan kırk yıllık “eski” arkadaş.

Klavye başına oturduğunda bir türlü kontrol edemediği öfkesiyle yazdığı “Vay benim solucan beyinli vatandaşım. Vay benim mercimek karakterli meslektaşım.” cümleleri vahameti açıkça gösteriyor!..

•••

Seçimin kazazedeleri…

Böyle başlamasaydı en çok da DKG’lilerin sempatisini kazanacak bir hareketin, aralarındaki “Söz Konusu DKG’yse, Yaşasın Kötülük!”çülerin iğvasına uyup yoldan çıkmasına seyirci kalan Toplumcu Hekimler.

Haftalardır hakkımızda ileri geri konuşup duran Sermüsebbip neticenin mesuliyetini üstlenir, umarım!..

•••

Seçimin mağlubu…

Kamuflaj için her seçimde isim değiştirip her seferinde hekimlere yakalanan Hekim Hakları Derneği.

Ben onlara, seçimlere girmesinler, demiyorum; girsinler gene de, hobi olarak girsinler!...

Seçimin galibi…

Dört koldan uğradığı salvolara “Alayına hodri meydan!” çekip peş peşe sekizinci defadır seçimi kazanan DKG.

En çok da, haftalardır aşkla, şevkle, heyecanla kapı kapı dolaşıp bu sonucu ilmek ilmek ören, geleneği geleceğe taşıyan genç DKG’liler!..

Seçimin kazananı…

Çağdaş, laik, demokratik bir ülkede, barış içinde, iyi ve onurlu hekimlik için sandık başına koşan doktorlar.

Tıbbiyeli yanılmaz…

İstanbul Tabip Odası yenilmez!..