Tatil hepimiz için çok önemli bir konu. Kimimiz bir hafta yapacağımız tatilin hayaliyle bir yıl çalışıyor, kimimiz iki, üç yıl tatile gitmiyor para biriktiriyor ve hayallerinin tatiline çıkmaya çabalıyor. Eğer bu tatil kötü bir deneyimle sonuçlanırsa da iki yıl kendimize gelemiyoruz. Özetle tatil çok önemli. Hayatımızın anlamı bile denebilir. Ne için çalışıyoruz? Bir hafta, iki hafta, bir ay tatil yapabilmek için. Hızlı şarj özelliğimizle sonra işlerimize geri dönüp bir sonraki tatil için çalışmaya başlıyoruz.

Dünya çapında, internet üzerinden otel, uçak, transfer gibi organizasyonlarda bize yardımcı olan bir site var: “http://booking.com.” Dünya çapında dediysem, Türkiye bu hizmet alanının dışında. Sebebi ülkemizde engellenmiş olması. Dünya çapında pek çok hizmetten mahrum kaldığımız gibi bu siteden de mahrumuz maalesef. http://Booking.com “2022 Seyahat Tahminleri Araştırması” yapmış. 24 bin 55 kişinin katıldığı bu araştırmaya 31 ülkeden, dünyanın pek çok yerinden farklı kültürlerden insanlar katılmış. Sonuçlar ilginç. Bu yazımda sizlere o araştırmadan çıkan sonuçları paylaşmak istiyorum.

Her şeyden önce salgın sebebiyle uzunca bir süredir tam anlamıyla tatil yapamayan dünya insanları, bu yıl kesinlikle tatile çıkmak istiyorlar. Bizde pek geçerli değil ama çıkamadıkları tatillerin paralarını biriktirdikleri için maddi bir kaygıları yok gibi görünmekte. Biz öyle değiliz tabi ki! Çıkamadığımız tatillerin ayrılmış bütçelerini zamlı elektrik faturalarına, uçmuş gıda fiyatlarına, doğalgaza, benzine, iğneden ipliğe her şeye kaptırdığımız için bizim böyle bir şansımız yok. Olsun dünya neler yapmayı planlıyor biz onlara bakalım. Bir gün paramız olursa kim bilir belki biz de deneriz.

Gezginlerin yaklaşık dörtte üçü (Yüzde 72) eğer bütçeleri izin verirse herhangi bir tatil fırsatına “evet” diyeceğini belirtiyor. Salgının başlangıcından beri büyük bir tatile çıkmayıp birikim yapan yüzde 49’luk kesim içinse para unsuru 2022’de gerçekleştirecekleri seyahatlerde sıkıntı değil.

Dünya insanları, özellikle yerelle buluşmaya çok istekli görünüyor. Araştırma sonuçları daha lokal, otantik gezilerin haylini kurduklarını gösteriyor.

Birisi para kazanacaksa bu yerel iletmeler, bireysel girişimler olsun istiyorlar. Bu güzel bir şey. Zincir oteller, dev tesisler yerine daha küçük işletmeler ilgi odağı olacak.

Yüzde 68’lik kesim, seyahat ederken harcadıkları paranın yerel topluluğa geri dönmesini isterken yüzde 73’lük kesim de yerel kültürü temsil eden otantik deneyimler yaşamak istiyor.

Uzaktan çalışma ve tatili uzatma eğilimi…

Haftanın beş günü işlerine fiziksel olarak gitmeyenler, tatillerinin sonlarına ya da öncesine uzaktan çalışmayı eklemek istiyor. Aslında çok mantıklı, teknoloji sayesinde uzaktan çalışmaya uygun işi olanlar bu fırsatı çok haklı olarak değerlendirmek istiyorlar. Böylece tatil ile iş arasındaki sert geçişi yumuşatarak psikolojik olarak kendilerini iyi hissedeceklerini düşünüyorlar. Araştırmada önemli bir durum ortaya çıkmış. Uzaktan çalışmak insanları nasıl bunalttıysa yüzde 73’ü iş hayatından tamamen uzaklaşarak tatillerini geçirmek istediklerini söylemişler. Bir acı gerçek de ortaya çıkmış. Yüzde 59’u hiç işi olmasın daha kısa tatile razıyım demiş. Anlayacağımız iş dünyası bu konuda üçe ayrılmış durumda.

Ankete katılanların büyük çoğunluğu, durumlarını “Tıkılıp kaldık” olarak açıklaması, salgının dünya psikolojisini ne hale getirdiğinin bir göstergesi. O kadar bunalmış durumdayız ki, seyahat için yola çıkmak bile tatilden sayılıyor. Yola çıktığım andan itibaren her anın tadını çıkartacağım diyenlerin oranı yüzde 75. Gezginlerin üçte ikisi gittikleri yerde yerel ulaşım sistemlerinde kaybolmayı bile keyif, macera olarak gördüklerini söylemiş.

Sonuç olarak çok bunalmış bir dünya ve önümüzde uzun bir tatil sezonu var. Bakalım biz ülkemizde nasıl bir tatil sezonu geçireceğiz. Eminim şimdi tatil için ne planlıyorsunuz diye sokağa çıkıp anket yapmak istesek başımıza gelmeyen kalmayabilir. “Telefonunu göster önce” diyen enine çizgili amcalar hazır bekliyordur.