İlköğretime başlama yaşı Mart 2012'de 4+4+4 olarak bilinen değişiklikle (6287 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile BKDYDK) sonraki öğretim yılı uygulanmak üzere 6 yaştan (72 aydan) 5 yaşa (60 aya) düşürülmüştü. Eğitim tarihi, evrim bilim, biyoloji, fizyoloji, psikoloji, sosyoloji ve pedagoji İslamcılara insanoğlunun akademik öğrenmeye altı yaşını tamamladıktan sonra hazır olabildiğini anlatamadı. İktidar partisi AKP'nin inadını fiili durum kırdı ve kanunun bu maddesi öngörüldüğü biçimde sonraki öğretim yılında bile tam olarak uygulanamadı. Ebeveynler yasaya değil bilime uyarak çocuklarını uygun yaşa geldiğinde okula gönderme yolunu seçti. Okula başlama yaşını 5'e düşüren kanun maddesi, 27.06.2019 tarih ve 7180 Sayılı BKKHKDYDK'la değiştirilip tekrar eski haline (6 yaş -72 ay) getirilene kadar uygulanmayan kanunlardan biri olarak yedi yıl boyunca orada durdu.

Yukarıdaki bilgiyi, İslamcıların bilimi anlama, anlayıp uygulama için ihtiyaç duydukları zamanı göstermek için tekrar etmedim. Kavga-gürültü çıkardığı yasayı uygula(ya)mayıp yıllar sonra eski haline getirirken utanma belirtisi göstermeyenlerin, TIMSS sınavına başvururken Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşuna (IEA) '60 aylıkken okula kaydettiğimiz çocuklarımız aynı sınıf seviyesinde olsalar da 72 ayın sonunda okula başlayan çocuklarla aynı bilgi seviyesinde olmaları düşünülemez' deme yüzsüzlüğünü teşhir etmek için not ettim.

TIMSS, Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (IEA)’nın 4 ve 8. sınıfların matematik ve bilimdeki (fen) performansını ölçtüğü uluslararası bir değerlendirme sınavı. Dört yılda bir yapılan bu sınava ülkeler 4 ve 8. sınıf veya yaşı bu sınıflara denk sınıflardaki öğrencileriyle katılıyor. Ülkeler, gerekçesini bildirmek koşuluyla sınava 5 ve 9. sınıflarıyla katılabilir. PISA ve benzeri uluslararası değerlendirmelerde olduğu gibi TIMSS de sınıfı değil yaşı değerlendirmeye alıyor. 2019 TIMSS testine 55 ülke 4. sınıfla katılırken Türkiye, Norveç ve Güney Afrika 5. sınıflarla katıldı. Türkiye, yukarıda sözünü ettiğim yasa değişikliğini gerekçe göstererek bizim 5. sınıfımızın diğer katılımcı ülkelerin 4. sınıfına denk düştüğünü bildirdi. Bu sınava 5. sınıflarla katılmanın gerekçesini oluşturan okula başlama yaşını aşağıya çeken yasa, TBMM’ye 5 AKP milletvekilinin teklifi olarak geldi ise de itiraz ve değişiklik önerilerine direnen iki profesör oldu. Biri TBMM Eğitim Komisyonu başkanı Nabi Avcı, diğeri Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’di. Tuhaftır, akademi adına utanç verici bu yasanın sonucundan siyasi yarar sağlayan kişi yine aynı partiden ve akademiden biri, Milli Eğitim Bakanı Profesör Ziya Selçuk oldu.

TIMSS 2019’da Türkiye ilk kez ortalamayı yakalayarak 4. sınıflarda 58 ülke arasından matematikte 523 puanla 23'üncü, fende 526 puanla 19. sıraya yükseldi. 39 ülkenin katıldığı 8. sınıf değerlendirmesinde ise 496 puan ile 20., 515 puan ile 15. sırada yer aldı. Matematikte 4. sınıflarda belirgin bir iyileşme yakalanırken 8. sınıfların ortalamayı ıskalaması 4. sınıf sınavına 5. sınıflarla girilmiş olmasına bağlamak yanlış olmaz. 4. sınıf sınavına giren öğrencilerin ülkelerarası yaş ortalaması 10,2 iken Türkiye’den katılan öğrencilerin yaş ortalaması 10,6’dır. Bu da başarının büyük oranda yaşa bağlı olduğunu, akademik öğrenmeyle fiziksel ve biyolojik gelişim arasındaki ilişkinin tartışılmazlığını göstermektedir.

Selçuk, TIMSS değerlendirmesine 5. sınıflarla katıldıklarından hiç söz etmiyor. Ama sonuçtan başarı hikâyesi çıkarma fırsatını da kaçırmıyor. Sarayında mahsur kalan sultanını kurtaran müceddid gibi konuşurken “Başarıda emeği geçen önceki bakanlarımıza teşekkür” etme alçakgönüllülüğünü de gösteriye dahil ediyor. Evet, ortada bir başarı var ama bu onların övüneceği değil, utanmaları gereken çocuklara ait bir başarıdır.

Raporlar her zaman gördüğümüzden fazlasını söyler. O nedenle benim göremediğimi görecek rapor okuryazarı aynı zamanda Ölçme-Değerlendirme konusunda uzman bir arkadaşımdan yardım istedim. Arkadaşımın tespitleri de ortada övünç çıkarılacak bir durum olmadığını gösteriyor:

♦ Öğrenci puanlarının dağılımı açısından ilk çeyrekteki (puanı düşük olan) öğrenci oranı, üçüncü çeyrekteki (puanı yüksek olan) öğrencilerden daha fazladır. İlk çeyrekteki başarısız öğrenci oranı diğer ülkelere göre fazladır.

♦ Önceki yıllarda sınava giren dördüncü sınıf öğrencilerine ait yaş ortalaması 9,7’iken uluslararası ortalama 10,2 idi. 2019 yılında ise ülkemizden katılan öğrencilerin yaş ortalaması ülkeler ortalamasının üzerine çıkarak 10,6’ya yükselmiştir.

♦ 2019 TIMSS uygulaması bölgelere göre incelendiğinde Kuzeydoğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin standart ortalama olan 500 puanın altında kalındığı görülmektedir.

♦ 2011’den 2019’a doğru yapılan üç TIMSS uygulaması birlikte incelendiğinde öğrenci oranlarının ileri ve üst düzeylerde arttığı, diğer düzeylerde de düştüğü dikkati çekmektedir.

Testin bilgisayarla yapılmış olması Türkiye'de bilgisayar başına düşen öğrenci sayısının da ortaya çıkmasına yol açmış. 8. sınıf sınavına katılan ülkelerde bilgisayar başına düşen öğrenci ortalaması kentlerde 2.8, kırsalda 4.1 iken Türkiye'de bu oran kentlerde 3.4, kırsalda 10.3. Raporda, bilgisayar başına düşen öğrenci sayısının en yüksek olduğu ülke Türkiye olarak not ediliyor. Rapor, TIMSS’a katılan öğrencilerin okul öncesi eğitim durumuna ilişkin bilgi de veriyor: Türkiye’den katılan öğrencilerin yüzde 30,4'ü okul öncesi eğitim almış. Bu, okulöncesi eğitim oranı yüzde 36 olan İran’ın ardından 58 ülke arasında 58’incilik demek! Şu son iki veri bile 18 yıllık iktidar için yeterince utanç verici değil mi!