Google Play Store
App Store

Tiyatromuzun kıymetli isimleri Göksel Kortay, Nevra Serezli, Suna Keskin, Seden Kızıltunç, Suna Selen, Zihni Göktay’a bayram hakkındaki duygu, düşünce ve dileklerini sorduk. Onların hatırlatmaları, bizler için ödev olmalı.

Tiyatro dünyasından bayram mesajları: Her günümüz sanat dolu bayram olsun
Fotoğraf: AA

Tekin DENİZ 

Büyük usta Haldun Taner bir yazısında şöyle diyor: “Filozof Demokles'in dediği gibi 'Bayramsız bir hayat: uzun ve dönemeçsiz bir yol kadar sıkıcıdır.' İşte bundan dolayıdır ki, ayları 30 ve 31'e, yılları 365'e bölen insanlar, bu uzun sürenin içine birtakım bayramlar serpiştirmişlerdir."

Görüldüğü üzere, tüm o sıkıcılıkların hatırı sayılır bir kısmını biz icat ettiğimiz gibi bayramları da yine biz icat etmişiz. Elbette yılın tüm derdi ve kederi bir günde çözülmez ama bayramlar, hiç şüphesiz, aydınlık ve güzel günler için atılmış birer adımdır.

Bayram denilince insan sahiden istemsizce tebessüm ediyor. Günlerin durağanlığına, iş yaşamının ve günümüz insani ilişkilerinin tekrarına bir mola verilmiş gibi oluyor. Bayramlar bir büyük fırsat değil mi sahiden? Gülmeye, güldürmeye, birbirimizi yeniden hatırlamaya, incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle başlattığımız şu küslükleri bitirmeye, aynı sofrada buluşup sohbetler etmeye bir vesile değil mi? Öyle elbette.

Tam da bu minvalde, tiyatromuzun kıymetli isimlerine bayram hakkındaki duygu, düşünce ve dileklerini sordum. Onların uyarıları, hatırlatmaları, bizler için birer ödev olmalı. Tüm iyi insanlara iyi bayramlar!

• Göksel Kortay: Çocukluğumdaki, gençliğimdeki o sımsıcak bayramların özlemini çekiyorum ben… Ne güzel geleneklerimiz vardı; yitti gitti hepsi, zamana yenik düştü. Günler öncesinden hazırlanan bayram giysileri, pırıl pırıl rugan iskarpinler… Kenarı oyalı ya da dantelli mendillerin içinde şekerler, bayram harçlıkları… Çok zarif, çok özeldi her şey… Bayramın ilk günü el öpmeler… Sonra aile büyüklerine ziyaretler… Tüm aile toplanırdı sofrada. Bayram yemeği yenirdi. Neşeyle, coşkuyla. Sevgiyle, saygıyla, sımsıcak duygular içinde geçerdi bayramlar… Ne yazık ki önemini,  güzelliğini, özelliğini, zarafetini yitirdi o güzelim Bayramlar… Şimdilerde bayram, yeni bir tatil fırsatı demek artık. Sağlıkla, keyifle kutlayacağımız nice nice mutlu bayramlar diliyorum güzel ülkemizin, güzel insanlarına. Bayramınız kutlu olsun.

Nevra Serezli: Hepinize barış içinde, huzur dolu, sağlık dolu, bol tiyatrolu, bol sanatlı, özgür ve yaratıcılıklarla dolu bayramlar diliyorum. Bizler yaşlılar olarak elimizden geldiğince tiyatro sahasında var olarak birikimlerimizi aktarmaya, sahnelerde bulunmaya devam edeceğiz. Gençlerin de bu sanat dallarına ilgi göstermelerini hayâl ediyorum. Bayram bir kutlama aracı. Hangi bayram olduğu mühim değil. Yaşadığımız her gün bizler için bir bayram aslında. Nefes alıp verdiğimiz her günün ve bu güzel ülkemizin kıymetini bilelim. Sevgiyle, saygıyla, mutlulukla dolu bayramlarda, günlerde, oyunlarda yeniden birlikte olalım.

• Suna Keskin: Her bayramda her özel günde, hatta yılın 365 günü tek temennim, ülkemdeki tüm insanların mutlu olması, özgür olması, tüm çocukların, gençlerin eğitimli yetiştirilmesi, yaşlılara özen gösterilmesi, hayvanların sevilip korunması. Ülkem için, tüm dünya için yüreğimden geçenleri böyle ifade ediyorum.

• Seden Kızıltunç: Bayram, neşe, sevinç, mutluluk demek. Umutsuzluk, karamsarlık değil. Gerçi bana sorarsanız deliye her gün bayram misali. Çevremde yaşayanları karnı tok, sırtı pek, mutlu görürsem bana her gün bayram. Aslında en büyük bayram özgür bir dünyamızın olması. Umalım her günümüz bayram olur.

• Suna Selen: İçinde bulunduğumuz bu sıkıntılı günlerde, bayramın bir nebze olsun içimizi sevinçle, coşkuyla doldurmasını dilerim. Birbirimizi hatırladığımız güzel bir bayram olsun.

• Zihni Göktay: Şimdiki bayramları eski bayramlarla mukayese etmek klasik oluyor ama maalesef şimdi her şey fes-fut oldu, yozlaştı. Ne yazık ki insanlar arasındaki bayram ilişkileri de artık elektronik oldu. Siz de görüyorsunuz değil mi? İnsanlar artık birbirleriyle doğru düzgün; selamlaşmıyor, tokalaşmıyor, tebessüm etmiyor. Etrafımızda çoğunlukla asık suratlı insanlar var. Halkımız taksitle de olsa büyük şehirlerden kaçıp tatil yerlerine gidiyor. Üç beş gün ya da bir hafta için gidilen bu tatillerin parası var mı? Yok elbette ve ne yazık ki bütün kış onu ödüyorlar. Yediklerinden, içtiklerinden, giyimlerinden, kuşamlarından kesiyorlar. Böyle sosyal çarpıklıklar var. Onlara da hak veriyorum ama hani tasarruf tedbirleri alınıyordu? Etrafa bakıyorum her yer dolu. Oteller dolu, kafeler dolu, her yer dolu. Ben 46 yıldır Kadıköylüyüm, şahsi gözlemim bu. Yaşlı ziyaretleri ortadan kalktı. Hatta görüyorum, anne babalarını bile telefonla arıyorlar. Fakat bu böyle gitmez. Dikkat etmek gerek… Evde yarım kilo kıyma yok, kendi cennetini hazırlamak için 40 - 50 bin lira harcayıp  dana kesiyorlar. Çoluğun çocuğun rızkından kesip böyle işler yapmayın. Ben hacı torunuyum: Kesimsiz olarak bağış alan LÖSEV gibi örgütler de var onlara yardım yapın. Yollarda çok dikkat etsinler… Cahille para bir arada geçinemiyor. Aynı aileden 5 kişi ölüyor gidiyor. Sağlık, huzur, barış ve sanat dolu günler diliyorum. Terörsüz, afetsiz, depremsiz, felaketsiz bayramlar diliyorum.